Ekonomist Uğur Gürses kendi blogunda ilginç bir iddia ortaya attı. Bu iddiaya göre, bir bankanın genel müdürü, yardımcısını odasına çağırıp işten çıkartıldığını söyler. Gerekçe olarak da kovulmasını Ankara'nın istediğini söyler.
İşte Uğur Gürses'in iddiasının yer aldığı yazının o bölümü:
"Son 2 yılda onlarca üst düzey bankacı Ankara’dan çalıştıkları bankaların hissedarlarına “telkin edildiği” biçimde işten çıkarıldılar. Aralarında banka yönetim kurulu başkanları bile var. Hiçbiri yazışma yolu ile olmadı. Yani yasaya, mevzuata aykırı iş yaptıkları için “gönderilmeleri” telkin edilmedi.
Ama bundan bir ay önce gelişen yeni hikâye şöyle; bir bankanın genel müdür yardımcısı, genel müdürün odasına çağrılıyor ve işten çıkarıldığı bildiriliyor. İşten çıkarılma gerekçesi “Ankara’dan bu şekilde istendiği”.
Bankacı sorup soruşturuyor; işin içinden IMF çıkıyor.
Hayır IMF istememiş işten çıkarılmasını. Anlatmaya devam edelim.
Eylül ayında IMF Türkiye Masası heyeti “Dördüncü Madde görüşmeleri” için Türkiye’ye geldiklerinde, iş insanlarından bankacılara, meslek birliklerine, siyasi parti temsilcilerine kadar geniş bir yelpazede görüşmeler yaptı. Bu her zamanki rutin görüşmeler sırasında, yukarıda bahsettiğim adı bende saklı bankacı da resmi ziyaretle gelen heyetle görüşüyor. Gizli falan da değil.
Görüşmenin formatı gereği; IMF heyetinin bu görüşmelerine 2 Hazine yetkilisi de eşlik ediyor, toplantıda ne konuşulduğunu duyuyor.
Ekonomistler ve bankacılar açısından, ayrıca tartışmasız IMF için de gündemin en başta gelen konusu “batık krediler” konusu olunca, bankacıya bu soru sorulmuş. BDDK tarafından yayınlanan “tahsili gecikmiş alacaklar” verilerini nasıl değerlendirdiği, bu sorunun nasıl çözülebileceği sorulmuş.
Bankacı ise o tarihte yüzde 4.5 olan “tahsili gecikmiş alacaklar” oranının, hali hazırda temerrüt halinde olup yasal takibe düşmemiş “ikinci grup krediler” dikkate alındığında çok daha yüksek bir yere gelmesi olasılığına işaret etmiş. Konuya uzak olanlar için özeti şu; mevcut hali ile batık kredilerin potansiyelinin bugünkü resmi sayıların kat kat üzerinde olduğuna dikkat çekmiş.
İşte bu sözler, belli ki IMF heyeti ile odada bulunan Hazine memurlarınca not edilerek amirlerine raporlanmış.
Kendi anlattıkları hikâyenin ötesinde herhangi bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan Ankara’daki yetkililer, bu bankacı için “mesleki infaz” kararı vererek, bankanın hissedarına bildirmişler."