Gündeme kurban gitmek
Hem dünya gündemi hem de Türkiye gündemi o kadar hızlı değişir bir hal aldı ki. Hafta içinde artık bir konu 24 saatten fazla gündemde kalmıyor. Son iki haftada gündeme geli-geçen kaç hayati konu oldu sayamadım.
Gara’da 16 şehidimizin ardından iç siyasette dönen garabet tartışmalar ve sonrasında yeni anayasa ve adalet reformu konuları, CHP’de istifa zorlamaları dâhil günlük saman alevi gibi yanıp söndüler.
Daha 13 rehine ve 3 askerimizin şehit düşmesinin acısı dinmeden Bitlis’teki helikopter kazası sonucu içlerinde bir Korgeneral’imizin de bulunduğu 11 askerimizin şehit olması ülkeyi yasa boğdu. Siz bu yazıyı okuduğunuz sıralarda bu acılarımız dahi gündemden düşmüş olacak. Hiç farkında olmadan bambaşka tartışmaların içinde bulacağız kendimizi.
Rabbim hem Gara şehitlerimize hem de Bitlis’te düşen askerlerimize rahmet eylesin.
Dijital dünyanın hızla toplumu esir aldığı bugünlerde aşırı derecede gündem değişimlerinin yaşanması olağan hale geliyor artık. Sosyal medya mecralarında gündem oburluğunu daha çok görmek mümkün olacak bundan böyle. Bir anda zirve yapan konular kısa sürede unutulup gidiyor.
Son dönemde çalıştığımız sosyal medya analiz sistemi üzerinde dikkatimizi çekiyor. Daha önce sosyal medyada konu olan olaylar ve gelişmeler iki gün içinde bir ilin veya Türkiye’nin gündemine otururdu. Artık bu gün içinde gerçekleşmeye ve gün içinde de gündemden düşmeye başladı. Ertesi güne kalan gündem yok artık. Çok önemli konular en fazla günlük, yarım günlük ve saatlik konuşulup bitiyor. Bir daha da hatırlanılmıyor bile.
Aynı şeyler ikili ve grup yazışmalarında da yaşanıyor. Whatsaap’ın dayatmacı sözleşmesinin ardından farklı sohbet gruplarını fark ettik sadece. Oluşan bütün tepkiler unutuldu gitti. Farklı sohbet mecralarına sosyal medya göç harekâtı bile unutuldu. Başlatılan kampanya çok etkili oldu aslında. Bu sayede vatandaşın büyük kısmı whatsaap’tan Bip, Signal, Telegram, Dedi gibi alternatif sohbet gruplarına geçti. Fakat bugün ağırlıklı alışkanlıklarına geri döndü.
Bu kadar yoğun gündem değişimi vatandaşın nazarında aslında standartlaşma ve ilgisizleştirmeyi de getiriyor.
İşte bu noktada en önemli konu medya ve dijital dünyanın dışında ülkenin ve toplumun gerçek gündeminde inisiyatifi elden kaçırılmaması gerekmektedir. Özellikle ülkenin gerçek gündemden sıyrılması felaketi olur. Daha da önemlisi Türkiye’nin hem dünyada hem ülkede kendi gündeminden taviz vermemesi gerekmektedir.
Birçok konu toplumsal destek sağlanamadan yürütülemez. Toplumsal destek sağlanmadıkça ülkelerin hayati konulara hâkimiyeti zor olur. Dijital iletişim kanallarının yaygınlaşması dış etkilerden kaynaklı gündem hâkimiyetlerini önümüze getiriyor.
ABD’de çok net görüldü. Özellikle sosyal medya kaynakları ülkelerin gündemlerini direk yönlendirme gücüne sahipler. Trump’ta uygulanan sosyal medya engellemeleri. Son zamanlarda değişik bahanelerle vatandaşın paylaşımlarına konan engeller. Birileri istedikleri gündemlerle gün içinde oynaya bilmekteler ve sadece ülkelerle değil bireysel özelliklerine göre kişilerle oynayabilmektedirler.
İşte bu noktada herkesin üzerine düşen bellidir. O da sürekli değişen gündemlerin içinde kaybolmak yerine Türkiye kendi gündemini, toplum kendi gündemini ve vatandaş kendi gündemini kesinlikle önceden planlayacaktır. Gün içinde sel gibi yıkıp geçen gündemlerin akışına kapılmayacaktır. Sonuçta sel akar kum kalır.
Kalın sağlıcakla…