Dün 28 Şubat idi. Herkes 28 Şubat’ı dine dindara, başörtüsüne , İmam Hatip Liselerine, Erbakan’a Refah’a karşı yapıldığını zanneder. Doğrudur. 28 Şubat post-modern darbe dine, dindara, başörtüsüne, İmam Hatip Liselerine, Erbakan’a, Refah’a yapılmıştır. Ama, 28 Şubat post-modern darbesinin asıl yapılış amacı ve tahribatı hiç bir şekilde tartışılmamaktadır.
Asıl 28 Şubat post-modern darbesi Türkiye’nin geleceğine, Türkiye’nin büyümesine, Türkiye’nin gelişmesine, Türkiye’nin kalifiye gücüne, kalifiye gelecek kadrolarına yapılmıştır.
Bir İmam Hatipli olarak ifade edeyim. 28 Şubat sürecini çok eksik tartışıyoruz. Eksik yönlerini bugün ifade etmezsek, tartışmadığımız taraflardan bu ülkeyi her 20 yılda bir farklı bahaneler ve oyunlarla vurmaya devam ederler.
İşte bu nedenle 28 Şubat sürecinde İmam Hatiplerle birlikte meslek liselerini, çıraklık eğitimine vurulan darbeleri de unutmayalım. Endüstri meslek liseleri, ticaret liseleri, sağlık meslek liseleri gibi bir çok alanda eğitimi 28 Şubat bitirmiştir. 28 Şubat sürecinin devamında sadece İHL’lerden değil, meslek liselerinden de üniversitelere gidiş yolları kapatılınca hiç bir hükmü kalmamıştır. O günden bugüne meslek liselerindeki hem öğrenci hem kaliteyi göz önüne aldığınızda Türkiye’nin zararının ne olduğunu hesap etmek imkanı yoktur. Türkiye’nin 2009’dan itibaren milli gelir ıskalasında takılı kalmasının da bugün teknolojik alanda zorlanmasında bu dönemde meslek liselerine vurulan darbenin payı büyüktür.
Bu iktidar döneminde 28 Şubat post-modern darbesinin başta başörtüsü olmak üzere İmam Hatiplere yönelik tahribatı bir nebze telafi edilmiştir. Fakat bu perde arkasında Türkiye’nin teknik alanda kalifiye eleman yetiştirecek alanlardaki tahribat tam olarak giderilememiştir. Hatta bana sorarsanız milletin manevi duyguları ile paralel bu yönlerin tamirine izin verilirken özellikle diğer yönler perdelenmeye devam edilmektedir.
Dünyada din savaşları perdesi altında asıl savaş yetişmiş elemanlar savaşı vardır. Dini duygular bu açıdan bazen teknik elemanlar savaşı için destek güçleri gibi kullanılır bazen de 28 Şubat süreci gibi teknik yetişecek nesilleri imha için görünen suç kaynakları olarak gerekçelendirilir.
Şu unutulmasın; Fatih İstanbul’u sadece Akşemsettin’in manevi ordusu ile değil devrin en gelişmiş teknolojilerini geliştiren teknik elemanlar ordusu ile fethetmiştir. Teknik elemanlar kadrosu olmadan Akşemsettin’lerin duası, Akşemsettin’ler olmadan da teknik kadroların teknolojileri kabul olamaz.
O nedenle 28 Şubat’ın görünürde tahrip ettiği İmam Hatiplerin ihyası kadar, asıl tahribat verilen ve her vesilede perdelenen Türkiye’nin gelişmesinde olmazsa olmaz teknik kadroların yeniden sistematik ihyasının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Çünkü Türkiye ve İslam alemi üzerinde oynanan oyunlar devam etmektedir. Olayları tam kavrayamazsak 15 Temmuz’da FETÖ üzerinden oynanan ve Türkiye’nin yetişmiş ve teknik kadrolarını hedef alan oyunlara düşmeye devam ederiz.
Türkiye’nin 2023’e daha fazla yetişmiş kadrolarını ve gelecek nesillerini imha imkanı vermemeli tedbirini ona göre almalıdır. Ne 1960’lara, ne 1980’lere ne 28 Şubatlara ne de 15 Temmuzlara tahammülü kalmamıştır.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun...