ANKARA (AA) - AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, yetersiz ve dengesiz beslenme bireylerin fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini ve toplumun ekonomik ve kültürel gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum ise en çok bebeklerde ve çocuklarda görülüyor.
Son 30 yıldır anne sütü üzerinde yürütülen çalışmalarda anne sütünün eşsiz bir besin olduğu ve bebek beslenmesindeki yerinin doldurulamayacağı gerçeğini ortaya çıkarıyor.
Bunun sonucu olarak anne sütü kullanımı tüm dünyada tekrar yaygınlaşıyor. Emzirme, annelerin ve bebeklerinin sağlığı ve refahında en önemli faktör olarak gösteriliyor.
Yapılan çalışmalara göre, çocukluk çağı ölümlerini, emzirmenin tek başına yüzde 13, doğru tamamlayıcı beslenme uygulamaları ile birlikte yaklaşık yüzde 20 oranında azalttığını ortaya koyuyor.
Hastalıklar daha az görülüyor
UNICEF'e göre, anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölüm oranları beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre ise 5 yaş altı çocuk ölümlerinin yüzde 7'sinden tek başına sorumlu olan beslenme yetersizlikleri, yaklaşık yarısının da altında yatan temel nedeni oluşturuyor. DSÖ, emziren kadın oranları yüksek olması halinde yılda 800 binden fazla yaşamın kurtulacağını belirtiyor.
Bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütüyle (su dahi verilmeden) beslenmesi, 6 aydan sonra ek gıdalara geçilse bile en az 2 yaş ve ötesine kadar emzirilmeleri gerekiyor.
Anne sütüyle beslenen bebeklerin ishal, zatürre, orta kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, daha ileri yaşta ortaya çıkan tip 1 ve tip 2 diyabet, çölyak, iltihabi bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, kanser, alerji, astım, şişmanlık ve obezite, multiple skleroz, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıklar daha az görülüyor. Ayrıca anne sütüyle beslenenlerin okul başarılarının daha yüksek olduğu da biliniyor.
Anne sütüyle beslenmenin, bebeğe olduğu kadar, anneye, ülke ve aile ekonomisine ayrıca çevreye de katkısı da bulunuyor.
Türkiye'de 1302 Bebek Dostu Hastane bulunuyor
Beslenme yetersizliklerinin önlenmesi için atılması gereken ilk adım, emzirmenin doğumdan sonra en kısa sürede başlatılması, anne sütü ile bebeklerin tek başına ilk 6 ay emzirilmesi, 2 yaş ve ötesine kadar devam ettirilmesi.
Bakanlık tarafından Türkiye'de çocuk sağlığının korunması, hastalıkların azaltılması, bebek ve çocuk ölümlerinin önlenmesi için "Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı" yürütülüyor.
Bu kapsamda, emzirmenin korunması ve desteklenmesi ile programın temelini oluşturan başarılı emzirmede 10 adım stratejisinin tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanması ve devamının sağlanması, ayrıca beslenme bozukluklarının önlemesi yoluyla çocuklarda ölüm ve hastalık oranlarını düşürülmesi hedefleniyor.
Tüm dünyada da uygulanan "Bebek Dostu Hastaneler" kavramı ile başlatılan programda, birinci basamak sağlık kuruluşlarının da dahil olması ile "Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları" ardından "Bebek Dostu İl" ve daha sonra "Altın Bebek Dostu İl" ile devam ettiriliyor.
Bakanlık verilerine göre, 156 ülkede uygulanan olan program kapsamında dünya genelinde 20 binin üzerinde Bebek Dostu Hastane yer alıyor ve bu hastanelerin 1302'si Türkiye'de bulunuyor.
Emzirme süresi 17 aya yükseldi
Yürütülen başarılı çalışmalar sonucunda, sadece anne sütü ile beslenen bebek oranında artış sağlandı. Türkiye'de doğan tüm çocukların yüzde 96,5'i bir süre emzirilerek ortalama emzirme süresi 17 aya yükseldi.
Emzirme konusunda farkındalık oluşturmak için Türkiye'de her yıl Emzirme Haftası kutlanıyor.
Söz konusu hafta içinde tüm Türkiye'de konunun öneminin vurgulanması, toplumsal farkındalık oluşturulması amacıyla çeşitli aktiviteler ve eğitimler planlanıp uygulanıyor. Büyüme ve gelişmenin ideal şartlarda olabilmesi için, anne karnında başlayan ve özellikle kritik pencere olarak adlandırılan doğumdan itibaren 2 yaşın sonuna kadar devam eden süreçteki beslenme önem kazanıyor.