Kültür ve Turizm Bakanlığı izni, İzmir Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tarafından yürütülen kazı çalışmaları tarihe ışık tutmaya devam ediyor.
Kazı heyeti başkanlığını yürüten İKÇÜ Türk İslam Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Ersoy, yaptığı açıklamada, İkiçeşmelik Caddesi yakınındaki Smyrna Agorası'nın binlerce yıldır farklı kültürlerin birleşme noktası olduğunu hatırlattı.
Smyrna Agorası'nın Roma ve Osmanlı'dan günümüze uzanan tarihe tanıklık ettiğine işaret eden Ersoy, bölgedeki son buluntuların da Osmanlı Dönemi'nden kalma kahve fincanları ve tabaklarının parçaları olduğu bilgisini verdi.
Buluntulara ilişkin araştırma yapan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevinç Gök İpekçioğlu da fincanların 18. yüzyıldan günümüze ulaştığını söyledi.
İpekçioğlu, fincanların günlük yaşamda kullanıldığını düşündüklerini söyleyerek, "Daha çok seramik fincan tespit ettik. Evlerde kullanıldığını düşünüyoruz. Kahvehane olabilecek yerlerde gelen müşterilere ikram sırasında kullanılmış da olabilirler." dedi.
Bölgede 17. yüzyıldan sonra çok ciddi bir Osmanlı yerleşiminin söz konusu olduğunu söyleyen İpekçioğlu, "Özellikle 17. yüzyıldan sonra çok ciddi bir Osmanlı yerleşimi var. Alanda Yahudi, Türk mahalleleri var. Onların yerleşime geçmesi ile birlikte çok etkili bir tabakalaşma oluyor. 17 ve 20. yüzyıl arasında söz konusu bölgede yerleşim varsa günlük kullanım kaplarının olması da çok doğal." diye konuştu.