6-9 Haziran'daki seçimlerin ardından dün ilk kez toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu, 2. gününde "Ukrayna'ya destek" konulu oturum için bir araya geldi.
Başkanlığa yeniden seçilen Metsola, Ukrayna konusuna geçilmeden önce siyasi grupların temsilcilerine söz verdi.
İlk olarak söz alan aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi milletvekili Anderson, yarın Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanlığına devam edebilmesi için hakkında güvenoyu yoklaması yapılacak Ursula von der Leyen'le ilgili konuşmak istediğini söyledi.
AfD'nin başını çektiği "Egemen Ulusların Avrupası" adıyla yeni kurulan aşırı sağcı ittifakın üyesi Anderson, "AB Konseyi Ursula von der Leyen'i önerdi. Von der Leyen'in her türlü skandala bulaştı ve yolsuzluk yaptığı düşünülüyor. Liege savcısı ve Avrupa savcılığı, yolsuzluk şüphesi bulunan Ursula von der Leyen hakkında soruşturma yürütüyor." diye konuştu.
Anderson, AP Başkanı Metsola'ya hitap ederek, "Böyle bir seçimde aday olmaması gerekiyor. Lütfen elinizden geleni yapın Sayın Başkan." dedi.
AP'deki Sol gruptan von der Leyen'in adaylığına tepki
AP'deki Sol grup, X hesabından, AB Adalet Divanı'nın "von der Leyen yönetiminin Kovid-19 aşı anlaşmalarında şeffaf davranmadığı" kararına ilişkin paylaşım yaptı.
Paylaşımda, Divan'ın aldığı kararla von der Leyen'in görev süresince şeffaflığı sağlama konusunda "başarısızlığını ifşa ettiği" yorumu yapılarak, "AB, gizli anlaşmaları değil kamu yararını savunan bir başkanı hak ediyor." ifadesine yer verildi.
Grubun paylaştığı görselde von der Leyen'in fotoğrafının üstünde "Ursula von der yalan söylüyor" ibaresi kullanıldı.
Sol grup mensubu milletvekili Jonas Sjöstedt, sosyal medya paylaşımında, alınan kararın "von der Leyen'in AB Komisyonu başkanlığına neden uygun olmadığının çeşitli nedenlerinden biri olduğunu" belirtti.
Sol grubun Belçikalı milletvekili Marc Botenga da X paylaşımında, karara ilişkin tüm belgelerin yayımlanmasını talep etti.
Von der Leyen hakkındaki yolsuzluk suçlamaları
AB Komisyonu, 2020'den itibaren Kovid-19 salgınıyla mücadelede bazı ilaç ve aşı üreticilerinden yüksek miktarlarda aşı temin etti. AB'nin Pfizer ile 1,8 milyar doz aşı için 35 milyar avroluk anlaşmaları oldu. Sözleşmelerin tam bedeli, ticari sır olduğu gerekçesiyle resmen açıklanmadı.
Aşı temin görüşmeleri sırasında von der Leyen ile Pfizer CEO'su Albert Bourla arasındaki telefon mesajlaşmaları, Alman siyasetçi von der Leyen hakkındaki iddiaların başlangıcını oluşturdu. Mesajların içeriğini açıklaması için AB yönetimine çağrılar yapıldı ancak AB yönetimi, bu mesajlaşmaları kamuoyuyla paylaşmayı reddetti.
Von der Leyen hakkında Pfizer şirketi ile Kovid-19 aşısı temini için yapılan anlaşmalarda, "görevi ve ünvanı kötüye kullanmak" gibi çeşitli suçlamalarla dava açıldı. Liege savcılığına yapılan suç duyurusu sonucunda açılan davanın duruşması 17 Mayıs'ta görüldü. Mahkeme, tarafların öncelikle Avrupa Kamu Savcılığı Ofisinin (EPPO) bu dosyadaki yetkisinin belirlenmesi gibi çeşitli teknik alanların açıklığa kavuşturulabilmesi için davayı 6 Aralık'a erteleme kararı aldı. Zaman içerisinde hukuki sürece başka şikayetçiler de dahil oldu.
Bu süreçte von der Leyen'in, Pfizer CEO'su Bourla ile iletişim kayıtlarının incelenmesi istendi, "görevi ve ünvanı kötüye kullanma", "kamuya ait belgeleri yok etme" gibi iddialar da gündeme geldi.
Aynı zamanda AB'nin bütçesine yönelik suçlarla ilgili cezai soruşturma ve kovuşturmalardan sorumlu savcılık makamı EPPO, AB Komisyonunun ilaç firmalarından milyarlarca avroluk Kovid-19 aşısı alımı hakkında soruşturma başlattı. EPPO, aşı satın alınmasının AB'nin mali çıkarlarını ilgilendiren bir konu olduğunu ve soruşturmayı yürütmenin kendi yetkisinde olduğunu savunuyor.
Öte yandan AB Adalet Divanı bugün von der Leyen yönetiminin Kovid-19 aşı anlaşmalarında şeffaf davranmadığına hükmetti.