İcat çıkarma” diyerek her girişimin önünü taa başından kesen bir geleneğimiz var. Ve bu gelenek daha çocuk ilk adımlarını atmaya başladığında devreye giriyor.
Anna-babalar, kendi hayatlarını bırakıp, çocuklarının hayatlarının en ince ayrıntısını öğrenmeye çalışıyor.
Bunu bilen çocuklar da kendilerini gizliyorlar. Bu yüzden uyanık geçinen anne-babalar kızlarının veya oğullarının arkadaşlarının ailesi ile arkadaş olup, onlardan bilgi almaya çalışıyorlar.
Oysa yapılacak şey çok basit: Bireylerin önünü açmak.
Çocuklarımıza verebileceğimiz en önemli şey iyi bir eğitim. Onun dışında yapılan hiç bir şey eğitim kadar önemli değil. Eğer iyi bir eğitim veriliyorsa, genç bireyler kendi hayatlarını kendisi çizebilir zaten.
Başarılı insanların çoğunda, gençken ailelerinin istediklerinin tersine davranışlar görürüz. Ailesi bir şeye zorlar, genç farklı şey yapar. Gereksiz çatışma, gereksiz didişme.
Hiç lüzumu yok.
Birisi gelip size “Ben Everest’e gitmek istiyorum” derse, engel olmayın, imkanınız varsa gönderin.
Ama diyebilirsiniz ki, bu yıl Everest’te dağ yolunda trafik tıkanmış, 20 kişi ölmüş. Evet haklısınız, aynen böyle oldu. Daha da ötesi, Everest’e çıkmanın ucunda her zaman ölüm riski var.
Ama yine de eğer isteyen varsa, böyle bir şeyi denemeye değer.
Tüm bunları Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu’nun dünyanın en yüksek dağı olan Everest’e tırmandığını öğrenince yazmak istedim.
Kendisini tebrik ediyorum.
Arçelik gibi dev bir firmanın en tepe yöneticisi iken, bir-iki ay sürecek böyle bir serüvene atılması Türkiye için çok sıradışı.
Düşünsenize, Arçelik Koç Grubu’nun değil de, başka bir şirketin olsaydı, patronunun Hakan Bulgurlu’ya söyleyeceği ilk şey şöyle olmaz mıydı:
İcat çıkarma Hakan bey. Ne Everest’i, zaten ülkede kriz var. Şimdi bir-iki ay Everest’in sırası mı?
Allahtan Koç Grubu’nu yöneten Ömer Koç, böyle bir şey diyecek biri değil. Eminim öğrenince takdir etmiştir.
En azından Ömer Koç’un bendeki izlenimi böyle. Bulgurlu’nun bunu yapması da tahminimi kanıtlıyor diye düşünüyorum.
Hakan Bulgurlu, 23 Mayıs’ta 8848 metrelik Everest’e çıktıktan sonra attığı twitlerde de şöyle demiş:
Everest tırmanışımın en unutulmaz anı! İklim değişikliğine dikkat çekme amacıyla çıktığım bu yolculuk hayatımın en önemli tecrübelerinden biri oldu, dünyanın en yüksek noktasına ulaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Bu yolda beni destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Küresel ısınma konusunda farkındalığı artırmayı uzun süredir kendime bir görev edindim.
Bu tırmanıştan sonra şunu çok daha net gördüm: İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için çok hızlı hareket etmeliyiz ve dünyamız için yaşanabilir bir gelecek inşa etmeliyiz.
Umuyoruz ki Everest’e tırmanışımız, bu konu hakkında farkındalığı daha da artırmış ve daha fazla kişinin harekete geçmesine ilham olmuştur.
Bence kesinlikle amaç hasıl oldu.
Arçelik gibi bir teknoloji şirketi, dünyada bundan daha iyi tanıtılamazdı. Hem Bulgurlu’yu, hem de Koç Grubu’nu tebrik etmek lazım.
Keşke Türkiye’de daha çok Hakan Bulgurlu çıksa, Everest’I, K2’yi, Antarktika’yı, Kuzey Kutbu’nu daha çok insan dolaşsa.
Eminim Türkiye de, ülkenin yurtdışındaki algısı da daha farklı olurdu.