Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak

Doğan Satmış

Corona Virüsü’nün dünyaya etkilerine bakıyorum. Duyduğum her şey inanılmaz. İnsanlar ne yapacağını şaşırmış durumda. Yönetimler çaresiz, ne yapsalar diye bilim adamlarının dudaklarına bakıyorlar.

‘Salgın’ konulu filmlerde gördüğümüz her türlü olay karşımıza çıkıyor.

Trump gibi bir ‘narsist’ bile arkasına en az 10 doktoru alarak açıklama yapıyor. Sonunda “Sayın Başkan, siz corona testi yaptınız mı? Korona testinden kaçınmanız bencillik değil mi?” diye sorularla karşılaşıyor.

Bütün dünyaya meydan okuyan, bir emriyle tüm Avrupa uçuşlarını durduran Trump bir anda donup kalıyor:

“Test yaptırmadınız, bencil misiniz?”

Trump da olsanız, Corona virüsü taşıyor olabilir, başkasına aktarıyor olabilirsiniz.

Bundan bir adım ötesini tahmin etmek mümkün.

Tıpkı ‘Salgın’ filmlerini konu olan senaryolardaki gibi: Kaos.

O noktaya gelmeyiz umarım.

***

Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye bir klişe vardır. Pek çok olay için kullanıldı ama asıl kullanılması gereken olay yaşadığımız ‘Salgın’ günleri.

Evet bundan böyle “Ben güçlüyüm, istediğimi yaparım” dönemi galiba artık bitti.

Çünkü mili-mikron büyüklüğündeki bir virüsün, insanlığı nasıl paçavraya çevirdiğini hep birlikte görüyoruz. Asıl güçlü olan virüsmüş.

Virüs ortalığa yayılınca ne para ne pul işe yarıyormuş. AVM’ler kapanıyor, Umre’den gelenler karantinaya alınıyor, bütün toplantılar erteleniyor, ne kadar restoran, kafe varsa kilit vuruluyor, hatta Kâbe bile bomboş kalıyormuş. Papa’nın boş Roma sokaklarında ‘Virüs Duası’na çıkması da işe yaramıyormuş.

Gerçek virüsmüş.

Matematikte bir aritmetik artış, bir de geometrik artış vardır.

Aritmetik artış 1,2,3,4,5,6 diye gider.

Geometrik artış ise 1,2,4,8,16,32,64 diye ilerler.

Korona Virüsü maalesef geometrik olarak artıyor.

Size bir geometrik artış öyküsü anlatarak yazıyı bitireyim. Öyküyü matematikcafe.com’dan aldım.

Rivayet odur ki, satranç oyununu icat eden kişi Kral’ın öyle beğenisini kazanmıştır ki “dile benden ne dilersin” gibisinden bir ödül vermek istemiştir.

Mucit ise, Kral’ın ısrarları üzerine isteğini söylemiştir: 64 kareli satranç tahtasının ilk karesine 1 buğday tanesi konulacak, sonra sırayla her kareye bir öncekinin 2 katı kadar buğday konulacaktır. Yani 1, 2, 4, 8…

Kral bu karışık hesap yerine verin bir çuval buğday da gitsin der ama mucit tam olarak istediğinde ısrarlı olunca kral da ister istemez peki der.

Birkaç saat sonra tahıl depolarından sorumlu yetkili Kral'ın huzuruna varıp tüm depoların boşaldığını ama hala gereken 
sayının çok uzaklarında olduğunu söyleyince iş anlaşılır ve bir hesap yaparlar.

1. kareye 1 buğday, 2nciye 2, 3ncüye 4, 4ncüye 8, 5nciye 16, yani (n)nci kareye 2 üzeri 63. Yani 9,223,372,037,000,000,000 ya da daha kabacası 9’un yanında 18 adet sıfır.

1 buğday tanesi yaklaşık 0.02 gram olduğuna göre bu sayıda buğday 20 milyar ton olacaktır. (2004 yılı toplam dünya buğday üretimi 600 milyon ton civarında olup, dünyanın 33 yıllık üretimi ancak bu kadar olabilir).

Neyse siz yine de moralinizi bozmayın.