İstanbul Ticaret Odası’nın 200 gramlık ekmek fiyatına yüzde 20 zam yaparak 1,25 TL’den 1,50 TL’ye çıkarması üzerine Devlet Bahçeli’nin başlattığı ‘‘askıda ekmek’’ kampanyasının siyasetteki yankıları her geçen gün artarak devam ediyor.
Muhalefet partilerinin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP’nin başlattığı kampanyayı, halkın ekmek parasına muhtaç hale geldiğinin itirafı olarak yorumlamasına, her ne kadar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den sert tepki gelse de birkaç gündür konuya Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil oldu.
Üç gün önce Partisinin 7. Olağan Kongresi için Malatya'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a servisçi olduğunu belirten vatandaş, "İşsiziz. Evimize ekmek götüremiyoruz" dedi. "Bu bana çok abartılı geldi" yanıtını veren Erdoğan, "Keyif çayı bu. Bu çayı iç" diyerek çay dağıttı.
Erdoğan dün de Meclis’te kendisine Bahçeli’nin askıda ekmek uygulamasını soran gazetecilere, ‘Bırakın Allah'ınızı severseniz ya... Ya böyle bir şey var mı Türkiye'de ya... Yani bugün evine ekmek götüremeyen biri var mı Türkiye'de ya... İnanıyor musunuz bunlara?’ dedi ve ekledi:
Bazı şeyleri siz kendiniz çözün ya… Var mı böyle bir şey? Elhamdülillah bugün Türkiye her şeyiyle, asgari ücretiyle, maaşıyla çok çok ülkeleri geride bırakmış bir Türkiye var. Büyüme oranına bakıyorsun şu anda dünyada en iyi noktada olan bir ülkeyiz. IMF'nin, OECD'nin ölçeklerine bakıyorsun, en iyi konumda olan ülke konumundayız ama bunlar hesap kitap bilmiyorlar.
Şimdi soru ve sorun da bu:
Kimler hesap kitap bilmiyor?
Neden?
Bundan sonra ne olur?
Devlet Bahçeli nasıl bir cevap verir?
Bekleyip göreceğiz.
Uygulamanın tarihçesine bakarsanız, günümüzde daha yeni ortaya çıkmış gibi görünse de askıda ekmek bağışının kökeni Osmanlı’ya kadar dayanıyor.
Ekmek almak için fırına giden vatandaşlar kendilerinin ihtiyacı kadar ekmek aldıktan sonra, ihtiyaç sahiplerinin faydalanması için gönüllerinden geçen ekmek sayısının parasını ödeyip ekmekleri fırına bırakıyor.
Fırın sahibi de fazladan ücretini aldığı ekmekleri askıya asarak ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor.
İhtiyaç sahibi vatandaşlar ise fırına geldiğinde ücret ödemeden ekmek alabiliyor.
Bu uygulamada hayır yapan kişi ve hayrı alan kişi birbirini görmüyor ve böylelikle ihtiyaç sahibi kimselerin de gururu incinmemiş oluyor.
Tarihçe bu da olsa, sanırım bu gelenek de siyasi polemiğe kurban edilip yakında literatürümüzden ve geleneğimizden böylece çıkmış olacak.
‘Siyaset bu olur ‘ deyip geçebiliriz.
Ya da gerçekleri görüp tartışabiliriz.
Zira bugün Türk siyasetinin kendisinin uzun zamandır ‘askıda’ olduğunu düşünürsek şimdi bu konuyu tartışmanın tam da zamanı!
Zira hepimiz biliyoruz ki, hem ‘Erdoğan değilse kim?’ sorusunun cevabı 20 yıldır bu ülkede maalesef yok. Üstelik yeni lider ve parti de 20 yıldır çıkmıyor. Siyasete girmek isteyenler de ‘kaybedeceklerini’ hesap edip geri adım atıyor.
Yani?
Yani Türk siyaset 20 yıldır ‘askıda’!
Ya yeni partiler?
Şimdi diyeceksiniz ki, ‘Sadece Ak Parti’nin içinden iki yeni parti çıktı’
Haklısınız.
Önce onlara bakalım:
Hem Ahmet Davutoğlu’nun Partisi Gelecek Partisi, Hem de Ali Babacan’ın Deva Partisi hala ‘tek ayak (!)’ üzerinde…
Maalesef İstenilen büyümeyi sağlayamıyor..
Ümidin Partisi olarak yola çıkan- bazı yerlerden alınan izinler ile (!)kurulan- İYİ Parti’de ise ‘Koray Aydın Depremi’ ile başlayan bölünme , FETÖ soruşturmalarıyla devam edecek gibi görünüyor…
Bu arada her zaman (Parti içi demokrasi adı altında ) kendi içindeki çatışmalar ve ayrışmalar ile yola devam eden CHP’de Muharrem İnce ile başlayan hareketlenmeye önümüzdeki günlerde yenilerinin de ekleneceği kulislerin bir numaralı gündem maddesi…
Zaten CHP’nin bölünmesi, ayrılmaların gündeme gelmesi de kimse için sürpriz değil.
Gelelim bir başka partiye; HDP’ye.
HDP’de, Kandilciler, Selahattin Demirtaşçılar, mevcut Genel Başkan Aziz Sancarcılar gibi tanımlamalar yapılıyor.
Sanki bir el 20 yıldır yıpranan ve oy kaybeden iktidar partisine ‘can suyu’ olmak üzere muhalefet partilerini paramparça ediyor ve ‘askıda’ tutuyor.
Bu arada 3 Kasım’daki ABD seçimlerine kadar bölgedeki tüm projeler ‘askıda’ .
Anlayacağınız bu ‘askı’ olayı önemli.
Bu arada ‘Cumhuriyeti de askı’ya almak isteyenlere inat bugün Cumhuriyetimizin 97. Yılı. Çok coşkuluyuz. Hepimize kutlu olsun!
Diğer askıları bilmem ama Cumhuriyet’i ‘parantezleyenler’ ve ‘askıya’ almak isteyenlerin sonu nettir.
Son sözümüz:
‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM ‘diye yola çıkan Türk milleti, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ SONSUZA KADAR YAŞATACAKTIR…