Elimde araştırmacı yazar Rıfat Bali’nin, 2007 yılında yayınlanmış ‘Atatürk’le ilgili yeni belgeler’ adlı bir İngilizce kitabı var. Kitaptaki ilginç bölümlerden biri de, Atatürk’ün 1938 yılında ölümünden sonra, cenaze töreninde Amerika Birleşik Devletleri’nin temsiliyle ilgili. Rıfat Bali, 10 Kasım 1938’i izleyen günlerde Amerika ile Türkiye arasında, cenaze törenine katılım konusundaki yazışmaları incelemiş, çok ilginç ayrıntılara yer vermiş.
Atatürk, yıkılan bir imparatorluktan modern bir ülke kurmuş ve halkının gönlünde taht kurmuş bir kahraman. Tabii ki ölümü, tüm Türkiye’yi yasa boğmuş, işte böyle bir dönemde cenaze törenine özel bir alaka gösterilmesini bekliyor insan. Malum, Amerikalıların, cenaze törenleri konusunda ne kadar özenli davrandıklarını biliyoruz, en ufak ayrıntıya dikkat ediyorlar.
Ancak Rıfat Bali’nin ortaya çıkardığı belgelere bakınca, Amerikalıların Atatürk için hak ettiği özeni göstermedikleri anlaşılıyor. Hatta öyle ki, kendi büyükelçileri olan Ankara’daki Amerikan Büyükelçisi Van McMurray, ülkesine yazdığı raporda bu konudan söz ediyor. Belgelere göre, olaylar şöyle gelişiyor:
Öncelikle, Atatürk’ün ölümünden sonra Washington’daki Türkiye Büyükelçiliği, Amerikan Dışişleri’ne başvurarak, “Cenaze töreninde özel bir misyon veya delegasyonla temsil edilmesinden minnettar kalırız” diye hatırlatmada bulunuyor.
Bu durum, Amerikan Dışişleri tarafından Beyaz Saray’da Başkan Roosevelt’in sekreterine aktarılıyor. Bunun üzerine Amerika tarafı cenazede ülkelerini, Başkan Roosevelt adına Ankara’daki Büyükelçileri MacMurray’ın temsil etmesi kararı alıyor. Büyükelçi MacMurray, cenazede ABD Başkanı Roosevelt’in adına bir çelenk göndermek için 300 dolar talep ediyor, bunu yaparken de, Ankara’daki öteki büyükelçilerin çelenklerinin fiyatının 125 ile 350 dolar arasında değiştiğini hatırlatıyor. (1938 yılında bir TL neredeyse bir dolara eşitti ve dolar kuru 1.26 TL idi.) Ancak ABD Dışişleri, böyle bir çelenk için 350 doların çok olduğunu, sadece 200 dolar gönderileceğini bildiriyor. ABD Dışişleri, Ankara elçiliğine yanıt verirken, “Daha önce Mısır Kralı Fuat’ın cenazesinde de 75 dolar gönderdik, elçilik sadece 245 dolar harcadı” diye bir not da ekliyor.
Amerikan Elçisi, törene kendisinin Başkan adına katılacağını Türkiye Dışişleri’ne bildiriyor, ancak Ankara, cenazede daha geniş bir katılımdan memnun olunacağını Büyükelçi’ye bildiriyor. Büyükelçi bunu raporuna aynen yazıyor, bu talep üzerine de, delegasyon kalabalık olsun diye askeri ve ticari ateşelerini de heyete alıyor. Bu arada Anadolu Ajansı, cenazeye katılacak ülkelerle ilgili bir liste yayınlıyor ve Amerika Birleşik Devletleri bu listede yer almıyor. Bu da, Amerika’nın katılımının derecesinin düşük olmasının göstergesi olarak okunuyor. Kısaca büyükelçi, kendi ülkesinin katılımının yetersiz olduğunun farkında, bakanlığına gönderdiği raporda ‘Gizli’ diyerek bir bölüm ekliyor ve şöyle diyor:
“Her ne kadar mantıksız görünse de, devletimizin Türkiye Cumhurbaşkanı Atatürk’ün cenazesine yönelik tutumu, gayriresmi olarak biraz ‘küçümsendiği’ şeklinde yorumlandı.”
Öyle anlaşılıyor ki, Amerikan Elçisi, ülkesinin yaptığından biraz mahcup, bunu da dile getiriyor.
Elçi sadece bunu yazmakla yetinmiyor, cenaze törenine başka ülkelerin hangi düzeyde katıldıklarını da yazıyor, başka ülkelerin kaç liralık çelenk aldıklarını bile listeliyor. Elçi, Fransa, Almanya, Ingiltere, Yunanistan, İtalya, Sovyetler Birliği’nin hangi düzelde katılıp, bazılarının gemi gönderdiklerini bile raporuna ekliyor.
Büyükelçi, Atatürk’ün cenazesine hangi ülkenin kaç liralık çelenk gönderdiğini de Ankara’daki çiçekçilerden öğreniyor ve listesini Washington’a gönderiyor.
Afganistan iki çelenk: 350 Lira
Arnavutluk: 400 Lira
Mısır: 550 lira
Almanya: 700 Lira
Yunanistan: 700 Lira
Macaristan 550 Lira
İran: 700 Lira
İtalya: 1100 Lira
Japonya: 1150 Lira
Polonya: 450 Lira
İspanya: 450 Lira
Sovyetler Birliği: 1100 Lira
Amerika: 250 Lira
Amerikan Büyükelçisi’nin bu hassasiyetini, Türk tarafının ne kadar hissettiği ise şüpheli. Çünkü cenazeden bir kaç ay sonra, Türkiye Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, Amerikan Elçiliği’nden bir görevliyi makamına davet edip, “Cenaze törenine katılım konusunda bir tartışma var ama biz Türkiye Hükümeti olarak böyle düşünmüyoruz. Katılım bizce tatmin edicidir” diyor. Hatta, “Bizim katılımı yetersiz bulduğumuz kanısına nasıl vardınız?” diye bir de soruyor. Hani nerdeyse özür dileyecek.
İnanılır gibi değil ama yaşananlar böyle.
Son bir not eklemek isterim. Ankara’daki Amerikan Elçisi, ülkesine yazdığı raporlarda Atatürk’ün cenaze törenine 17 bin çelenk gönderildiğini de yazmış. Tüm bu ayrıntıları yazan, değerlendiren diplomatlarının bulunması Amerika için bir şans. Ama uyarılara rağmen, Atatürk gibi bir ulusal kahramandan pahalı bir çelengi esirgeyen dışişleri memurları ve politikacılar da Amerika için dezavantaj. Türkiye’de yapılan anketlerde Amerika neden hep antipatik çıkar, bu olaylara bakınca insan bir kez daha anlıyor.