"Avrupa'nın Seçimi" başlıklı dosya haberin ikinci bölümünde AA muhabirleri, AP'nin geride kalan 5 yıllık dönemde Avrupa'daki hangi gelişmelere sahne olduğunu derledi.
Avrupa, 6-9 Haziran tarihlerinde, 2019'da başlayan dönemi geride bırakarak, gelecek 5 yıl için yeni parlamentosunu şekillendirecek.
Yaklaşık 400 milyon Avrupa seçmenini, ekonomik sıkıntılardan iç ve dış güvenlik tehditlerine birçok sınamanın gölgesinde bir karar süreci bekliyor.
Geride kalan 5 yıl Avrupa ülkeleri için zorlu geçti.
23-26 Mayıs 2019'da düzenlenen seçimlerinin ardından AP, ilk oturumunu 2 Temmuz 2019'da yaptı. Başkan seçilen İtalyan milletvekili David Sassoli'nin önderliğinde toplanan AP, 16 Temmuz 2019'daki oylamada Hıristiyan Demokrat aday Alman siyasetçi Ursula von der Leyen'i AB Komisyonu Başkanı olarak seçti.
AB'nin yürütme organı Komisyon, yeni Başkanı ve Komisyon üyeleriyle 23 Ekim 2019'da görevine başladı.
Taze parlamentonun en önemli gündem maddesi İngiltere'nin AB'den ayrıldığı "Brexit" süreciydi. İlk olarak 31 Ekim 2019 planlansa da Brexit ancak 31 Ocak 2020'da gerçekleşebildi. Böylece, AB ilk defa bir üyesini kaybetmiş oldu.
Bunun sonucunda AP'deki sandalye sayısı da 751'den 705'e düştü.
2020'de AB küresel salgının merkez üssü haline geldi
Kovid-19 salgınındaki başarısız politikalar ve sancılı Brexit süreci, AB'nin 2020 yılına damga vuran gelişmeler oldu.
Çin'de başlayan salgın yılın ilk aylarında başta İtalya olmak üzere birçok ülkede bir anda hızla yayılmaya başlarken, kısa sürede Avrupa "salgının merkezi" ilan edildi.
Birlik üyeleri birbirlerine ve dışarıya sınırlarını kapattı, serbest dolaşımı öngören Şengen sistemini fiilen askıya aldı. Sağlık personeli ve malzemesine acil ihtiyaç duyan ülkelere yardım gönderilemedi.
Fransa, İspanya, Belçika, Almanya gibi birçok AB ülkesinde artan Kovid-19 vakaları ve ölümlerle AB'nin "dayanışma ruhu" sorgulanmaya başlandı.
Sıkı kapanma tedbirleri hayatın bütün alanlarına yansırken, bu durumdan AP de etkilendi.
Genel Kurul ve komite toplantıları ile rutin etkinlikler ilk defa tamamen çevrim içi yapılmaya başlandı.
AB, 2020'de iklim ve çevre konusunda önemli bir karar aldı. AB liderleri, yaptıkları zirvede iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele için sera gazı salımlarının 2030'a kadar 1990'a göre yüzde 55 düşürme konusunda uzlaştı.
2021 salgınla mücadele, ekonomik ve siyasi çalkantıların gölgesinde geçti
AB yönetimi, Kovid-19'la mücadeledeki başarısız politikasının izlerini silebilmek için 2021'de aşı anlaşmalarına ve aşılamalara hız verdi.
2021'de Şengen bölgesinde serbest dolaşımı garanti altına almak için Birlik genelinde seyahatlerde kullanılmak üzere oluşturulan aşı sertifikası yürürlüğe girdi.
AB, sene başında ABD'de pek çok konuda karşı karşıya geldiği Donald Trump döneminin bitmesini memnuniyetle karşıladı. Bunun sonucunda AB ile ABD ilişkilerindeki sıkıntılar aşılmaya başlandı.
ABD'nin ardından NATO'nun da Afganistan'dan çekilmesi ve Fransa'nın, ABD ile İngiltere tarafından denizaltı anlaşmasında devre dışı bırakılmasıyla cereyan eden AUKUS krizi ve yıl ortalarında “Belarus yönetiminden yönelen "hibrit" tehdit, AB içerisinde dikkatleri bir kez daha savunmada özerklik arayışına çevirdi.
Başta Yunanistan olmak üzere bazı AB ülkelerinin sığınmacıları sınırlarından geri ittiklerine dair haberler, birçok uluslararası basın kuruluşunda geniş şekilde yer aldı.
Bu haberlerde, geri itmeler ve sığınmacılara uygulanan şiddet belgelendi ve geniş çapta yankı uyandırdı.
Üye ülkelerde kamu borcu salgın tedbirleri nedeniyle hızla arttı, tedarik zincirlerindeki bozulma ve aksamalar ile birlikte enflasyon rekor seviyeye yükselirken, enerji ürünleri de pahalılandı.
Öte yandan, AB ile üyelikten ayrılan İngiltere arasında Kuzey İrlanda ve balıkçılık gibi Brexit kaynaklı önemli konularda ihtilaflar devam etti.
AB, 2022'de savaş, enerji ve enflasyon krizi ile yolsuzluk skandalının etkilerine yoğunlaştı
AP Başkanı David Sassoli 11 Ocak'ta yaşamını yitirdi. Maltalı Roberta Metsola, AP'nin yeni başkanı seçildi.
AB, gündeminde güvenlik ve savunmada özerkliğin artırılması, dış sınırların daha iyi korunması, düzensiz göç ve geri dönüşlerle ilgili önleyici ve acil tedbirler yer buldu.
Rusya-Ukrayna savaşının 24 Şubat'ta başlamasıyla birlikte Avrupa kıtasında İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa bu denli bir gerilim baş gösterdi.
Böylece, son 2 yıldır Kovid-19'un etkileriyle mücadele eden AB için başta ekonomi ve enerji alanları ile güvenlik ve savunmada yeni zorluklar ortaya çıktı. AB ülkeleri, 2022'de enerji ve enflasyon krizlerini bir arada yaşadı. Enerjide dışa bağımlı olan Avrupa ülkeleri özellikle 2022'nin ilk aylarından itibaren hızla artan doğal gaz ve elektrik fiyatlarıyla karşılaştı.
Uzun yıllar enerji arz güvenliği yerine iklim değişikliğine karşı çevreci dönüşüm odaklı politikalara yönelen Avrupa ülkeleri, bu yıl tutum değiştirmek zorunda kaldı, daha önce kapattığı uygun maliyetle faaliyet gösteren kömür madenlerini devreye alan Avrupa ülkeleri, nükleer santrallerin faaliyet sürelerini de uzatmaya yönelik adımlar attı.
Enerji fiyatlarındaki yükseliş karşısında çaresiz kalan Avrupa ülkelerinde enflasyon da yükseliş eğilimine girdi. Yıl boyunca neredeyse her ay zirve yenileyen enflasyon, verilerin AB tarafından toplandığı son 25 yıldan bu yana ölçülen en yüksek seviyelere çıktı.
Özellikle gıda ve enerji ürünlerindeki enflasyon Avrupalıları olumsuz etkiledi. Enflasyondaki hızlı artış vatandaşların alım güçlerini düşürdü. Bu durum karşısında Avrupa'da uzun yıllardır görülmeyen boyutta protestolar yaşandı.
AB, savaşın ardından Rusya'yı hedef alan çok sayıda ekonomik yaptırımı paketi uygulamaya koydu.
Savaş, yeni bir göç sorununu da ortaya çıkardı. AB ülkelerine Ukrayna'dan büyük çoğunluğu kadın ve çocuk, 8 milyon civarı kişi göç etti. AB tarihinde ilk defa aktifleştirilen geçici koruma statüsü sayesinde Ukraynalılar, AB ülkelerinde oturma ve çalışma izni alabildi, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalandı. Yılın sonuna doğru Akdeniz'de göçmen gemisi faciaları neticesinde artan düzensiz göç krizine kalıcı çözüm önerileri de AB'nin gündemini meşgul etti.
AB, diğer yandan, genişleme için de adımlar attı. Ukrayna, Moldova ve Gürcistan üyelik başvurusu yaparken, kısa sürede, AB Konseyi Ukrayna ve Moldova'ya "aday ülke" statüsü, daha sonra da Bosna Hersek'e adaylık statüsü verdi.
2022'de birçok AB ülkesinde seçim yapılırken, Fransa, İsveç ve İtalya'da aşırı sağcı adayların oyları arttı.
AP, Belçika makamlarının 9 Aralık'ta yaptığı yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama soruşturmasında Yunan milletvekili ve AP'nin başkan yardımcılarından Eva Kaili'nin gözaltına alınmasıyla sarsıldı. Gözaltıların arttığı, 1,5 milyon avro nakit paranın da ele geçirildiği soruşturma, AB kurumlarına güveni de sorgulanır hale getirdi.
2023'te Ukrayna'ya destek, İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve ekonomik sorunlar damga vurdu
2022’de "aday ülke" statüsü verilen Ukrayna’da, savaşın ikinci yılında da devam etmesi üzerine bu ülkeye verilecek mali ve askeri destek, yıl boyunca AB’nin ana gündem maddelerinden oldu.
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen’in, 9 Mayıs Avrupa Günü'nde başkent Kiev'i ziyaret etmesi, bu desteğin sembolü oldu. Başta Leopard 2 tankları veren Almanya olmak üzere birçok AB ülkesi, Ukrayna'ya askeri ekipman göndermeye devam etti. Bu durum AB'nin, tükenen mühimmat stoklarının takviyesine yönelik acil ihtiyaca odaklanmasına yol açtı.
Yılın son AB Liderler Zirvesi'nde, 14 Aralık’ta AB, Ukrayna ile katılım müzakerelerini başlatma kararı aldığını duyurdu. Macaristan'ın sert muhalefetiyle karşılaşılan karar, ancak Başbakan Victor Orban'ın salonu terk etmesi sonunda alınabildi. Böylece önemli bir kararın bir üyenin yokluğunda alınması ile AB zirvesinde bir ilk yaşanmış oldu.
2022, "AB'nin göç krizinden bu yana görülmemiş düzeyde düzensiz göç aldığı yıl" olarak kayıtlara geçmişti. AB'ye, 2022'de, bir önceki yıla göre, yüzde 64'lük artışa karşılık gelen 330 bin düzensiz giriş yapılmıştı. Bu nedenle 2023, AB yönetiminin, göç sorununa yanıt arama çabasına hız verdiği bir yıl oldu.
AB'nin yaz aylarındaki bir diğer gündemi doğal afetlerdi. AB'de kayıt altına alınan yangınların en büyüğü Yunanistan'da yaşandı. AB'de birçok ülke, sıcak hava dalgalarıyla mücadele ederken, diğer bir kesimde ise seller görüldü.
AB’ye yeni üyelerin dahil edilmesi konusu da yıl boyunca Birliğin gündeminde yer aldı. Son zirvede, Ukrayna ve Moldova'yla katılım müzakerelerinin başlaması, Gürcistan'a ise "adaylık" statüsü verilmesi kararlaştırıldı.
7 Ekim’de başlayan İsrail-Filistin çatışmasının ardından İsrail’in Gazze’ye giderek şiddetlenen ve sivil kayıplara yol açan saldırıları karşısında AB, ortak tutum belirlemek konusunda zorlandı. Avrupa başkentlerinde birbiri ardına düzenlenen Filistin'e destek gösterilerinde, AB'nin tutumu sert biçimde eleştirildi.
2023 yılında yüksek enflasyon ve faiz oranları, enerji krizinin neden olduğu pahalı doğal gaz ve elektrik fiyatları ile birlikte ekonomik yavaşlama gibi ciddi sınamalar da yaşandı.
AB ve Avro Bölgesi'nde enflasyon oranı yılın büyük kısmında hedefin üzerinde seyretti. Özellikle Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) arka arkaya ve hızlı biçimde faiz artışları, Avrupa'da ekonomik durgunluğa ve talepte sert düşüşe neden oldu. AB ve Avro Bölgesi'nde bu ekonomik büyüme beklentisi iç talepteki daralma nedeniyle düşürüldü.
ABD'deki banka iflasları ve İsviçre'deki bankacılık krizinin AB'ye olası etkileri de Avrupa'da kaygıya neden oldu. ABD'de başlayan bankacılık krizinin ardından Avrupa'da da Credit Suisse paniği yaşandı. Yaşanan kriz ortamı ancak İsviçre'nin en büyük bankası UBS'nin hükümetin desteğiyle Credit Suisse'i satın alacağını açıklamasıyla sakinledi.
AB ulaşımda da radikal denebilecek bir karar aldı. AB ülkeleri 2035 yılından itibaren benzinli ve dizel motora sahip yeni otomobillerin satışını yasaklama girişimine onay verdi. Ayrıca AB, dünyanın en büyük dijital platformlarına yönelik yeni katı kuralları da uygulamaya koydu.
Öte yandan, AB, Rusya'ya yönelik yeni yaptırım paketlerini hayata geçirdi.
2024 seçim hazırlığı, Ukrayna'ya yardımlar, Filistin'e destek gösterileri, rekabetçiliği artırma çabaları ve çiftçi protestolarına sahne oluyor
Bu yıl AB gündemi seçim hazırlıklarına ve sonrasında belirlenecek yeni AB yönetimine odaklandı. Mevcut yasama döneminin sonuna gelinmesi ve Komisyon üyeliklerinin de yeniden şekillenecek olması nedeniyle yeni mevzuat girişimleri sınırlı kaldı. AP mevcut dosyaların onaylanmasına ve seçime yoğunlaştı.
AB Komisyonu, Ukrayna'ya gelecek 4 yılda kesintisiz destek sağlayabilmek için, 2024-27 bütçesine 50 milyar avroluk fonun dahil edilmesini istiyordu. 26 üye buna destek verirken, Macaristan çeşitli gerekçelerle karşı çıkıyordu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Aralık 2023'te yapılan AB Liderler Zirvesi'nde oy birliği gereken kararı veto etmişti. Birlik, bunun için özel bir zirve düzenledi, zorlu müzakereler sonrasında Ukrayna'ya desteği sürdürülebilir hale getirmek için yeni bir fon oluşturulması kararı alındı. Mart ayında, yeni fondan Ukrayna'ya 4,5 milyar avroluk ilk ödeme yapıldı.
AB, Gazze politikasında Avrupa kamuoyunun beklediği değişiklikleri yapamazken, sokaklardaki Filistin'e destek gösterileri devam etti. Bu gösteriler pekçok Avrupa ülkesindeki üniversite kampüslerine de yayıldı. Son haftalarda, İspanya, İrlanda, Malta, Slovenya ve Norveç gibi Avrupa ülkelerinin Filistin devletini tanıma kararları, gündemde üst sıralarda yer aldı.
Göç konusunda ise AB yıllardır süren tartışmaların ardından, yeni göç ve iltica kurallarını kabul etti. Bu kapsamda, AB'nin dış sınırlarının güçlendirilmesi ve üye ülkeler arasında sorumluluk ve külfetin paylaştırılmasını öngören anlaşma, özellikle insan hakları savunucusu kuruluşların tepkileriyle karşılaştı. Anlaşma, sınır kontrollerinin genişletilmesinin göçmenlerin aylarca gözaltı merkezlerinde kalmasına, kriz durumlarında üye ülkelere tanınan muafiyetlerin hukuksuz geri göndermelere yol açacağı gerekçesiyle eleştirildi. Buna karşı AP önünde de yoğun protestolar düzenlendi.
Yüksek seviyedeki faiz oranları, yatırımların düşüşü, ticari faaliyet ve enerjideki belirsizlikler Avrupa ekonomisinin karşısında ciddi bir sınama olmayı sürdürdü. Yıllardır yaşanan ekonomik sorunlar neticesinde AB ülkeleri ile ABD ve Çin gibi küresel ekonomik rakipleri arasında özellikle rekabetçilik, büyüme ve yenilik konusundaki uçurum arttı.
Bu durum karşısında, ekonomi, sanayi ve teknoloji temelini kuvvetlendirmenin yollarını arayan AB, iç pazarını daha da kapsamlı bir hale getirmeye ve bürokratik işlemleri azaltmaya odaklanırken henüz somut bir karar alamadı.
İşletmelerinin büyüme ve yenilik için ihtiyaç duyduğu finansman ve sermayeye erişimde de sorunlar yaşayan AB, bu alanda da yön belirlemeye çalıştı. Ancak üye ülkelerin ekonomik ve siyasi yapılarındaki farklılık bu alanlarda ortak tutum belirlemelerine engel oldu.
Kıta genelinde yüksek seviyelerde bulunan enerji maliyetleri özellikle enerji yoğun sektörleri zorlamayı sürdürdü.
Avrupa ülkelerinde son dönemde çiftçiler de yaşadıkları sorunlar karşısında yoğun protestolar düzenlemeye başladı. AP önü de yoğun çiftçi protestolarına sahne oldu. AB kurumları önünü sıklıkla traktörleriyle kapatan çiftçiler, artan üretim maliyetleri karşısında tarımsal ürünlere daha yüksek fiyat ödenmesini istedi. AB tarım politikaları, çevre, iklim ve doğa restorasyon hedefleri, desteklemelerdeki kesintiler, yüksek enerji, yakıt ve gübre maliyetleri, dışarıdan gelen ucuz tahıl ürünleri, Avrupa'daki çiftçileri rahatsız eden konular arasında yer aldı. AB ülkeleri bu alanda da çiftçilerin taleplerini karşılayacak uzun vadeli bir strateji ve çözüm belirleyemedi.