Babacan, Bahçeli’ye seslendi: Türkçe sorunu mu var?

Babacan: "Krizlerin ortağı Bahçeli, grup toplantısına giderken arabasının camından afişimizi okumuş. ‘Pazar günü seçim yok’ demiş. Hızlı geçerken anlamadı mı, Türkçe sorunu mu var onu anlamadık ama ‘Önümüzdeki pazar günü seçim yapılacak’ demedik. '' dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Partisinin kuruluşunun ikinci yıl dönümünü kutlayan Babacan'ın gündeminde Erdoğan'ın sözleri vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:

*DEVA Partisi'nin kuruluşu herhangi bir olay değildir. 9 Mart 2020 günü, önümüzdeki on yılların takvim yapraklarına Türkiye'nin dönüm noktası olarak geçecektir.

*Çünkü DEVA Partisi'nin kuruluşu; krizlere ‘yeter artık' diyerek ‘istikrarlı günlere' kavuşmak isteyen kadroların harekete geçişidir. DEVA Partisi; kayırmacılığa karşı hakkaniyetin sesidir.

*DEVA Partisi; Türkiye'nin gece yarısı karanlığında, keyfi kararlarla, bir çadır devleti gibi yönetilmesini, içine sindiremeyenlerin hareketidir. Bizim davamız adalet davasıdır.

“ÜYE SAYIMIZI BİR YILDA 5’E KATLADIK”

*DEVA Partisi'nin üye sayısını bir yılda 5'e katlayarak, tarihi bir başarının altına imzamızı attık. Birinci yaşımızda 25 bin olan üye sayımızı, ikinci yaşımızı doldurduğumuz bugün 131 bine yükselttik.

*Altı ayrı alanda eylem planlarımızı açıkladık. Şairin dediği gibi, ‘içimizde bir iş görmenin saadetiyle' ilerliyoruz. Kadrolar hazır, çözümler hazır, bu pazar seçim olsa DEVA hazır.

BAHÇELİ’YE SESLENDİ

*Krizlerin ortağı Bahçeli, grup toplantısına giderken arabasının camından afişimizi okumuş. ‘Pazar günü seçim yok' demiş. Hızlı geçerken anlamadı mı, Türkçe sorunu mu var onu anlamadık ama ‘Önümüzdeki pazar günü seçim yapılacak' demedik. Seçim yapılsa hazırız diyoruz.

*Tabii dikkatini çeken kelime muhtemelen ‘seçim'. Çünkü siyasetle tek ilgisi seçim günleri… Erken seçim çağrısında bulunup ondan sonra kayboluyor. Sayın Bahçeli; Türkiye'nin hangi sorununu nasıl çözeceğinizi çıkın anlatın. Ama hamaset, küfür, hakaret, aşağılama, boş laf kullanmadan, temiz bir dille anlatın.

BABACAN’DAN ERDOĞAN’A ART ARDA YANITLAR

*Dikkat edin, her defasında sayısı sınırlı bir toplum kesimini hedef alıyor. 84 milyon vatandaşı, sayısı sınırlı olan gruba karşı kışkırtıyor. Neymiş? Doktorlar özel sektöre geçmek istiyormuş.

*Özel sektörü bırakın. Bu ülkenin doktorları mümkünse başka bir ülkede çalışmak istiyorlar. Kendilerine ve mesleklerine saygı duyan hükûmetlerin olduğu ülkelere gitmek istiyorlar.

*‘Giderlerse gitsinler' diyor. Düşün şu doktorların yakasından. Bu ülkede ‘sağlıkta şiddet' diye bir sorun varsa, bunun en önemli sebeplerinden birisi Sayın Erdoğan'ın sürekli doktorlarımızı ve hekimlik mesleğini küçümseyen tutumudur.

“HEKİMLERE DÖNÜP BİR TEŞEKKÜR ET”

*Biz, hekimlerimizi ve tüm sağlık çalışanlarımızı, onurlu bir hayat için verdikleri bu mücadelede, sonuna kadar destekliyoruz. Uzun nöbetlerle, ağır çalışma koşullarıyla sistemin tüm yükünün sağlık çalışanlarımızın omuzlarında olduğunu biliyoruz.

*Dönüp bir teşekkür et. Bu insanlar pandemi döneminde gece gündüz demedi. Kendi canını, ailesinin, küçük çocuğunun sağlığını riske atarak hayat kurtarmak için mücadele etti.

*Doktorlar dahil olmak üzere tüm vatandaşlarımızın, maddi ve manevi kaygılar hissetmeden yaşama hakkı vardır. Sene olmuş 2022. Biz, ülkenin Cumhurbaşkanı'na, insanların hayat pahalılığı karşısında ezilmeden yaşaması, işinden zevk alarak çalışması, çoluğuyla çocuğuyla vakit geçirecek zamanın da olması gerektiğini anlatıyoruz. Gidecek olan hekimler değil, kendisi.

“28 ŞUBATÇIYI SAĞINDA SOLUNDA TAŞIYAN SENSİN”

*28 Şubat ittifakı diye bir şey uydurdu. Sağına Bahçeli'yi, soluna Perinçek'i alan sensin. 28 Şubatçıyı sağında solunda taşıyan sensin.

*Hatta ‘Bu ittifakın rotasını biz çiziyoruz' diyorlar. AK Parti yanına Bahçeli'yi almasa iktidar olabiliyor mu? Koalisyona laf ediyor, kendisi koalisyonla idare ediyor. Sadece algı yönetimi.”

*‘Kur korumalı mevduat hesaplarında 550 milyar liraya ulaştık' diyor. Aferin, bu ülkeyi batırma projesini büyütmüş… Kur korumalı mevduat hesabı diye davul zurna çala çala getirdikleri sistem.

*Yüzde 6'lık kur artışı sebebiyle mevduat sahiplerine ödenecek para 33 milyar. Bu ülkenin bütün tarımına verilecek desteğin tamamı 29 milyar. Niye az sayıda mevduat sahibini koruyorsunuz da çiftçimizi koruyamıyorsunuz?

*‘Ekonomimiz yüzde 11 büyüdü' diyor fakat gruptan fazla alkış yok. Kendi milletvekilleri ‘Ne zaman büyüdük' diye bakıyor. Kendi açıkladıklarına kendileri inanmıyor.

*Yüzde 100-150 enflasyonun üzerinde refahı artan kaç kişi var? Beştepe ve etrafındakilerin şahsi ekonomisi büyümüş olabilir, vatandaşımızın ekonomisi küçüldü. Asgari ücretin satın alma gücü ortada.

“BİZ BU SİSTEME FORMAT ATACAĞIZ”

*Putin'i kendine rol model olarak alan Sayın Erdoğan'ı gözledik. Bugün geldiğimiz noktada Putin, iktidarın bir kişinin elinde toplanmasının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığının bir örneği oldu.

*İstihbarat biriminin başındaki kişiyi kendi istediğini söyletene kadar yerin dibine batırdı. Tek adam rejimlerinin, istikrarsızlık ve yoksulluk anlamına geldiği bir kez daha gözler önüne sermiş durumdayız.

*Sözüm ona güçlü liderlerin, kendi ülkesine, halkına ve dünyaya ne büyük bedeller ödettiğini çok net, canlı olarak gördük, görüyoruz. İşte o yüzden biz bu sisteme format atacağız. Bu sistemi silip, özgür ve demokratik bir hukuk devleti kuracağız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri