DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın üç gündür devam eden Doğu Anadolu gezisinin son durağı Van oldu. Muş, Ağrı ve Van'da parti teşkilatlarının açılışlarına katılan Babacan, gündeminde Kürt meselesi ve ekonomi vardı.
Babacan, DEVA Partisi Van il binasının açılışında partililerine seslendi. Babacan, “Bu iktidarın reddettiği, çözemediği Kürt meselesi yakında ayaklarına dolanacak. Biz ise iktidara gelip bunu çözeceğiz” dedi.
“AĞIT SESİNİ ADALETLE DİNDİRECEĞİZ”
DEVA Partisi lideri Babacan, Kürt meselesini demokrasi içinde meşru yollarla çözeceklerini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
Bu iktidarın reddettiği, çözemediği Kürt meselesi yakında ayaklarına dolanacak. Dolanıyor da. Biz ise iktidara gelip inşallah bunu çözeceğiz. Çünkü meseleyi biliyoruz. Demokrasi içinde çözeceğiz. Meşru yollarla çözeceğiz. Siyaset eliyle çözeceğiz. Devleti Kürt meselesinin çözümünün bir parçası haline getireceğiz. Ağıt sesini adaletle dindireceğiz. Bu yolda, kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye de geçit vermeyeceğiz.”
“ÇOK CİDDİ BİR İNSAN HAKKI İHLALİ YAPILIYOR”
AKP'nin, iktidara geldiği ilk yıllarında cezaevindeki koşulların iyileştirilmesini sağladığını da anlatan Babacan, “O günlerde hep beraber çok gayret gösterdik. Avrupa Birliği'yle müzakerelerde de önemli bir konuydu bu ve insanımız için bunları yaptık. Geldiğimiz noktada bir kadın siyasetçi hastalığının ilerlemesine rağmen cezaevinde tutuluyor. Hastaneler ‘Bu halde hapishanede kalamaz' diyor. Adli Tıp Kurumu'na gidiliyor, oradan siyasi baskıyla bir rapor çıkıyor ve hâlâ hapiste tutuluyor. Çok ağır bir haksızlık. Çok ciddi insan hakkı ihlali yapılıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, Bahçeli'nin yanından ayrılıp Kürt meselesini konuşacak durumu olmadığını söyleyen Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kürt meselesi çözüldü mü? Tam tersine dirildi. Erdoğan bu bölgeye geldiğinde Dicle'nin kenarındaki kuzuyu hatırlıyor, Ankara'ya dönünce kurdun yanı başında hizaya giriyor. Farkında bile değil. Belli ki Sayın Bahçeli'nin yanından 2 dakika ayrılıp da Kürt meselesini doğrudan insanlarla konuşacak durumu da yok artık.”
“KÜRTLER MECLİS'E GİRDİ AMA DAHA KÜRTÇE GİREMEDİ”
TBMM'de Kürtçenin inkar edildiğini de vurgulayan Babacan şunları söyledi:
*TBMM'de insanların konuştuğu dil inkâr ediliyor. Bir insanın annesinden ninni dinlediği dili inkâr edilir mi? Bir milletvekili Meclis'te Kürtçe bazı ifadeler kullanıyor. Meclis'in tutanaklarını açın bakın.
*Ne yazıyor? ‘X' harfi koyuyorlar. ‘X', İngilizce bir harf değil mi? Sen Meclis tutanaklarına İngilizceden aldığın bir harfi koymayı biliyorsun da Kürtçe iki cümle yazmayı bilmiyor musun? Kürtçe bu toprakların dili.
*Ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil. Meclis zabıtlarına bir ‘Bilinmeyen dil' diye yazıyorlar bir ‘X' diye yazıyorlar. Anlaşılan, Kürtler Meclis'e girdi ama daha Kürtçe giremedi.
“TÜRKİYE DÖNÜP DOLAŞIP PARTİ KAPATMA TARTIŞABİLİYORSA BİR MESELE VAR”
“Eğer bu ülkede, ana dili hakkı hâlâ tartışılıyorsa, Türkiye'de yılda ancak 1-2 tane Kürtçe öğretmeni atanıyorsa, ülkenin meclisinde, ülkenin en çok konuşulan ikinci diline ‘bilinmeyen dil' muamelesi yapılıyorsa, bir mesele var. Yoğunlukla Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlerde, belediyelere kayyumlar atanıyorsa, 6 milyon vatandaşımızın oyları yok sayılabiliyorsa, Türkiye dönüp dolaşıp parti kapatmak gibi bir ilkelliği tartışabiliyorsa burada bir mesele var. Eğer bu ülkede, çocukların oynadığı alanlarda, panzerler geziyorsa, burada bir mesele var. Eğer Ceylanlar, Uğurlar ölüyorsa burada bir mesele var demektir. Van'da, iki masum vatandaşımız, hayvanlarını otlatırken gözaltına alınıp, terörist muamelesi yapılıp ve işkence sonucu biri vefat ediyor diğeri sakat kalıyorsa ortada bir mesele var. Bu meselenin adı Kürt meselesidir.”
“ANADİLİ ÇATIŞMA KONUSU OLMAKTAN ÇIKARACAĞIZ”
Kürt meselesini parti meselesi olmaktan çıkaracaklarını vurgulayan DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, şunları söyledi;
“Bizim için Kürt meselesi o partinin, bu partinin değildir. Kürt meselesi tüm Türkiye'nin meselesidir. Doğunun batının, kuzeyin güneyin değil, tüm Türkiye'nin meselesidir. Bizim için bu mesele bir hak meselesidir, hukuk meselesidir, adalet meselesidir. Temel insan haklarının pazarlığı olmaz. Vatandaşlarımızın tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız derhal tanınır. Al-ver konusu yapamazsın. Geçmişte annelerin cezaevindeki evladıyla anadilinde konuşmayı yasaklayanların bugün nasıl hatırlandığını iyi biliyorsunuz. Onun için ne diyoruz? Ana dili, vatandaşlarımızın analarının ak sütü kadar helâldir. Bu konuyu bir çatışma konusu olmaktan çıkaracağız.”
“BİZ ÖYLE KURU KARDEŞLİK SLOGANLARI ATANLARDAN DEĞİLİZ”
Babacan, Kürt meselesinin ‘eşit vatandaşlık’ meselesi olduğunu vurguladığı konuşmasında, “Biz öyle kuru kardeşlik sloganları atanlardan değiliz. Biz, eşitlik diyoruz. Eşit vatandaşlığın altını çiziyoruz” dedi.
Hükümetin, işine gelmeyenleri devlet kadrolarına almadığını da belirterek mülakat ve sınav sitemini de eleştiren Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Mülakat, şu andaki hükûmetin işine gelmeyenleri devlete almama politikası haline geldi. Gençlerimiz KPSS'den 80 alıyor, 90 alıyor, 95 alıyor ama mülakatta eliyorlar. Böyle bir şey olur mu? Biz mülakatı kaldıracağız. Kim hak ediyorsa o devlete girecek. Yazılı sınav neyse o.”
“ENFLASYON İNSANLARIN BUZDOLABINDAN ÇALMAKTIR”
Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyona da değinen DEVA Partisi lideri Babacan, “Enflasyon nedir? Enflasyon, paranın değerini düşürmek yoluyla bütün vatandaşların cebinden çalmaktır. Enflasyon insanların buzdolabından çalmaktır. İnsanların buzdolabında 3 çeşit peynir değil de 1 çeşit peynir ancak bulunuyorsa bu insanların buzdolabından çalmaktır. Enflasyon sanayici, KOBİ ve esnafa kazanmadığı paradan vergi ödettirir. Esnaf kardeşimiz 100 liraya aldığı malı diyelim ki 130 liraya satıyor. Dönüp bakıyor, mal 200 lira olmuş. Rafa 200 liradan koyuyor. Devlet, ‘Sen bunu 100'den alıp 130'a sattın. 30 liranın vergisi ver' diyor. Onun için esnaf feryat ediyor” diye konuştu.
“DAMATLA BERABER EL ELE VERİP DEVLETİN DÖVİZİNİ TÜKETTİLER”
İktidara gelmeleri halinde döviz kurunu patlatan politikaları anında keseceklerini de ifade eden Babacan, “Döviz kurunun patlamasının en önemli sebebi nedir? Arka kapıdan 190 milyar doları sattılar. Damatla beraber el ele verip devletin dövizini tükettiler ya. Asıl odur. Biz paradan 6 sıfırı attık, onlar gelip 1 sıfır eklediler. Bu arkadaşınız ekonomiyi teslim aldığında dolar 1 lira 50 kuruştu. 6 sene sonra Dışişleri Bakanı olduğumda 1 lira 30 kuruştu. Bunlar geldi 18 lira yaptı. Kuru patlatan politikaları anında keseriz. İşi ehline teslim ederiz.” dedi.