Kimya sektöründe faaliyet gösteren ve temelleri 1977'de atılan firma, Kocaeli'de kurulu entegre tesislerinde imal ettiği ürünleri 40 ülkeye satıyor.
PVC sanayisinin önemli yapı taşlarından plastifiyan, PVC granül ve PVC stabilizatör imalatı gerçekleştiren Plastay Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sinan Sungur, firmanın kuruluş ve büyüme sürecini anlattı.
Sungur, Sivas'ın Hafik ilçesinde doğan babası İsmet Sungur'un küçük yaşta anne ve babasını kaybettikten sonra 2 yıl kadar çobanlık yaptığını, ardından da İstanbul'a göç ettiğini söyledi.
Sultanhamam'da çaycılık ve odacılık yapan babasının daha sonra bir plastik firmasına işçi olarak girdiğini belirten Sungur, ailenin, çalışkanlığıyla kendini sevdiren babasına Almanya'da 6 ay plastik ve makine eğitimi aldırdığını ifade etti.
Sungur, babasının plastik sektöründe kablo, profil, hortum gibi birçok ürünün imal süreçlerini öğrenerek Türkiye'ye döndüğünü dile getirerek, "Babam 1977'de emekli olduktan sonra Mecidiyeköy'deki iki katlı evimizin altında ilk granül atölyesini kuruyor. Daha sonra Silahtar'a, oradan da Maltepe'ye geçiyoruz." dedi.
Kurtköy'de 1989'da inşaatına başlanan 220 metrekarelik fabrikanın 1990'da ayda 290 ton üretim kapasitesiyle faaliyete geçtiğini söyleyen Sungur, "2006 yılında Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi'nde 15 bin metrekare üzerindeki tesisimizin inşaatına başladık. 2008 yılında tesisimizin bir kısmını devreye aldık. Orada plastifiyan üretimimiz varken, PVC granül ve PVC stabilizator üretimini devreye aldık." diye konuştu.
Sungur, Gebze'deki tesisin Avrupa'daki tek entegre tesis olduğunu belirterek, "PVC granül imalatı yapacağınız zaman içinde iki ana ham madde vardır. Biri plastifiyan diğeri de stabilizatördür. Bunun hepsinin birleştiği tek komplekstir burası. O yüzden burayı 'kimya kompleksi' olarak tanımlarız." ifadelerini kullandı.
Şirketin ayda 3 bin ton üretim kapasitesiyle başlayan yolculuğunda 2021 sonu itibarıyla 60 bin ton plastifiyan, 24 bin ton PCV granül, 12 bin ton stabilizatör üretimi olmak üzere yaklaşık 100 bin ton ürün üretebilen bir kompleks haline geldiğine dikkati çeken Sungur, şöyle devam etti:
"Ürünlerimiz halk tarafından çok bilinmez ama yaşamın her noktasında kullanılan ürünlerin ana ham maddesidir. Bu bir yağ üretimidir. Yüzde 70'i sıvı, yüzde 44'ü katı olan iki ürünü yüksek teknolojiyle yüksek ısılar altında reaksiyona sokup sıvı yağ haline getiriyoruz. Bu yağ yer döşemesinde, kablo üretiminde, masa örtüsü üretiminde, tıbbi alanlarda, otomotiv izolasyonunda ana ham madde olarak kullanılır. Ayakkabı, pantolon kemeri, kablo, streç, masa örtüsü, yer muşambası, hastanelerde serum torbasından kan torbasına kadar girmediği alan yoktur."
Sungur, 2009'da dünyada fitalatsız (plastik maddeleri yumuşatmak için kullanılan kimyasal) ürün dalgasının başlamasıyla fitalatsız ürün imalatına yöneldiklerini söyledi. Sungur, "Geçmişte ciromuzun yüzde 10'unu ihracat oluşturuyorken fitalatsız ürünümüz çıktıktan sonra Avrupa'da ayak basmadığımız yer kalmadı. Son 20 yılda ülkemizin itibarının artmasıyla birlikte kabul görmelerimiz daha da arttı. O günden bugüne üretimimizin yüzde 60'ı ihracattadır. Geri kalan kısmını yurt içine vermekle beraber yurt içi iş ortaklarımız da ondan ürün yapıp ihracat yapıyorlar." dedi.
"Global şirket olma yolunda adımlarımızı atıyoruz"
Yaklaşık 40 ülkeye ürün gönderdiklerini belirten Sungur, şunları kaydetti:
"Asıl ağırlığımızı Avrupa Birliği, İngiltere, ABD ve Kanada taşıyor. 20 yıl öncesinde de sanayiciydik, üretim yapıyorduk. 2002'ye gelene kadar ihracat nedir bilmezdik. Her 9 ayda bir hükümet değişimi yüzünden başımızı kaldıramazdık, dışarı bakamıyorduk. Son 20 yılda ne değişti diye baktığımızda bir vizyon, misyon meselesi. Bize kim olduğumuzu hatırlatan, neler başarabileceğimizi gösteren, bu enerjiyi ve ruhu veren önce Allah, sonra Sayın Cumhurbaşkanımız. Biz bunu yapabiliriz diye başımızı kaldırdığımızda o zaman yurtta kalmayıp her uçakta sanayicilerimiz dünyaya yayıldı. Yurt dışında bir sorun yaşadığımız zaman, telefona dokunduğumuz zaman büyükelçiliklerimizden Dışişleri Bakanlığımıza kadar anında kaç ülke cevap verebiliyor? Kaç ülke bir sorun çıktığında insanına sahip çıkabiliyor? Biz bunu gördük son 20 sene içinde. Daha öncesinde yoktu."
Hükümetin ihracat yapanlara yeşil pasaport verdiğine işaret eden Sungur, "Yeşil pasaportla birkaç ülke haricinde vize ihtiyacı yok. Biz bu prosedürden, bu prangadan kurtulduk. Bir ülkeye gittiğimizde başka ülkeye geçerken vize almamıza gerek kalmadı. Hızlı olan balık her balığı yer. O yüzden hızlı olmak zorundayız. Bu yeşil pasaport bizim hareket kabiliyetimizi ve hızımızı artırdı." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni ürünler, yeni teknolojiler geliştirerek uluslararası rekabet güçlerini artırdıklarını vurgulayan Sungur, "Önümüzdeki 5 yıldaki hedefimiz global şirket olma yolundadır. Bunun da adımlarını atıyoruz." diye konuştu.