Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya’nın Filistin'i devlet olarak tanımasının ve böylece Filistin’i tanıyan devlet sayısının 150'ye çıkmış olması fevkalade önemli bir husus olduğunu belirterek, "150 ülkenin devlet olarak tanıdığı bir yapının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından behemehal tanınması fevkalade önemlidir." dedi.
Fidan, Belçika'nın başkenti Brüksel'de katıldığı Filistin konulu toplantılara ilişkin basına değerlendirmede bulundu.
Brüksel'de Filistin ile ilgili üç önemli toplantıya katıldıklarını belirten Fidan, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler ile Filistin Temas Grubu'nun müşterek düzenlediği bu toplantıların gerçekten Filistin konusunda farkındalık yaratmak için yapılan çalışmalar açısından önemli bir toplantılar serisi olduğunu ifade etti.
Fidan, birinci toplantıda Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın bir sunum yaptığını kaydederek, Mustafa'nın özellikle Ramallah yönetiminin şu anda içinde bulunduğu mali, idari ve diğer krizleri onlarla paylaştığını dile getirdi.
Bunların zaten bildikleri konular olduğuna işaret eden Fidan, "İsrail işgali nedeniyle sürekli yokluk ve zaruret içerisinde yaşayan Filistin yönetiminin sıkıntılarını bugün bir kez daha rakamlarla ortaya koydu." dedi.
Fidan, uluslararası toplumun Filistin davasına olan sempatisi ve desteğinin giderek yükseldiğine dikkati çekerek, bugün bu toplantılarda da bunu gördüklerini ifade etti.
Türkiye olarak özellikle Filistin konusunda söylediklerine ilişkin Fidan, "Oslo Anlaşmalarından beri Filistin yönetimine verilen uluslararası desteği takdir etmekle beraber, asıl önemli olan Filistin’e destek değil, özgürlük ve egemenliği de olan bir devlet vermektir. Filistin kendi devletini, kendi inisifiyatini ele aldığı zaman, kendi ekonomisini de muhakkak ayağa kaldıracaktır. Bu bizim temel mesajımız. Onun dışında sürekli Filistin’i sadece bir yönetim olarak bırakıp ondan egemenliği ve ekonomik inisiyatifi esirgediğiniz zaman; sadece yardımlara bağlı kalan, yardımlarla yaşayan bir siyasal entite olmasının, Filistin halkına da Filistin davasına da, Filistin yönetimine de, bölgeye de herhangi bir faydası yok. Bunun altını çizdik." diye konuştu.
Fidan, bu görüşün herkes tarafından genel kabul gören bir görüş olduğunu kaydederek, Filistin'in giderek devletleşme sürecinin sadece çatışmaların önlenmesi açısından değil, Filistin'in kendi ayakları üzerinde durması açısından da daha önemli bir husus haline geldiğini vurguladı.
"Filistin'i tanıyan devlet sayısının 150'ye çıkmış olması fevkalade önemli"
İkinci toplantıda daha stratejik bir gündem olduğunu aktaran Fidan, Filistin'in devletleşme sürecinde pratik olarak gerçekten neler yapılabileceğini, şu anda hem Gazze'deki hem Ramallah’taki sorunu dünyanın iyi bildiğini ve çözüm yolu olarak iki devleti çözümü kabul ettikten sonra nasıl ilerleyeceklerini değerlendirdiklerini anlattı.
Fidan, toplantıya katılan ülkelerle bu sorunun cevabının arandığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Özellikle son dört Avrupa ülkesinin Filistin'i devlet olarak tanıması, bu açıdan bizim için önemli bir merhale oldu. İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya’nın Filistin'i devlet olarak tanıması ve böylece Filistin’i tanıyan devlet sayısının 150'ye çıkmış olması fevkalade önemli bir husus. Türkiye olarak bizim söylediğimiz şu: Tabii ki aslolan 150 ülkenin devlet olarak tanıdığı bir yapının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından behemehal tanınması fevkalade önemlidir. Bu, uluslarası hukukun gereğidir ve insanlık vicdanının gereğidir. Uluslararası sistem zaten büyük bir kriz içerisinde. 150 ülkenin tanıdığı bir devlet Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde tek bir ülkenin oyuyla tekrar reddedilirse, bu krizin hepten derinleşmesini sağlayacak ve uluslararası sistemin toptan iflasına yol açacak bir gerçeklikle karşı karşıya kalırız. Bunun altına da çizdik. Bundan sonra önemli olan, BM Güvenlik Konseyi tanımasa bile, 150 ülkenin bizim çağrımızla, Filistin’i tıpkı Türkiye’nin yaptığı gibi gerçek bir devlet muamelesi ile muhatap almasıdır."
Fidan, büyükelçilik açılmasından karşılamaya, protokol işlemlerine, ekonomik yardımlara, ekonomik ilişkilere kadar Filistin'in işgal altında olduğunu vurgulayarak, "Filistin kendi ekonomik özgürlüğü kullanamıyor, siyasi özgürlüğünü egzersiz edemiyor. Ama bununla beraber, sembolik de olsa zaman zaman pratikte de olsa bizler, Filistin’e tam bir devlet gibi davranmalıyız ve sahip çıkmalıyız." dedi.
"Netahyahu yönetimi bütün dünyaya, 67 sınırlarının yok olduğu, sadece İsrail’in var olduğu bir gerçekliği pazarlamaya çalışıyor"
1967 sınırlarının insanların hafızalarından, resmi evraklardan asla gitmemesi gerektiğinin altını çizen Fidan, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netahyahu yönetimi, bütün dünyaya, 67 sınırlarının yok olduğu, sadece İsrail’in var olduğu bir gerçekliği pazarlamaya çalışıyor. Dünya, 7 Ekim'den sonra bu illüzyona, bu propagandaya, bu yalana artık bir dur dedi. Artık, topluca, sistematik şekilde, yavaş yavaş, nitelikli olarak bir başkaldırı var." ifadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye olarak müttefiklerle ve diğer ülkelerle beraber bu başkaldırının oldukça profesyonel, oldukça sistemli bir şekilde ilerletilmesi konusunda ellerinden geleni yaptıklarını aktararak, "Bu hafta Temas Grubu olarak İspanya'yı ziyaret edeceğiz. İspanya'yı tebrik edeceğiz." diye konuştu.
Ziyarette İspanya ile beraber bütün dünyaya Filistin'in devletleşmesi hususunda anlamlı bir mesaj verme fırsatları olacağına işaret ederek, "Türkiye olarak Filistin’in devletleşmesi Orta Doğu'ya barış gelmesi için elimizden gelen çabayı yılmadan usanmadan göstermeye devam edeceğiz." dedi.