Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası 3. Sıfır Atık Zirvesi ve Ödül Töreni"nde konuşan Bakan Kurum, programın yapıldığı merkezin de Türkiye'nin en özel çevresel dönüşüm hikayesinin yaşandığı yer olduğunu söyledi.
Haliç Kongre Merkezi'nin yerinin bir zamanlar atıl duran mezbahaların bulunduğu, koku ve çevre kirliliğine sebep olan bir yer olduğunu belirten Kurum, ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde bu durumun değiştiğini ve İstanbul'daki eşsiz yerini aldığını ifade etti.
Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde bir sorumluluk şuuruyla başlayan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM ve Bakanlık binasında ilk uygulamalarına imza atan, 150 bin kamu, kurum ve kuruluşlarında hayata geçirilen ve bugün dünyanın en önemli çevre seferberliğine dönüşen "Sıfır Atık Hareketi"nin 5 yaşında olduğunu kaydetti.
Zirvenin bu yılki temasının "İklim ve Gençlik" olduğunu hatırlatan Kurum, "İklim İçin Gençlik Hareketi Paneli"ni gerçekleştirdiklerini, sanatçıların özveriyle hazırladığı iki özel serginin açılışını yaptıklarını aktardı.
"Türkiye'nin göllerini, akarsularını, denizlerini Sıfır Atık Mavi seferberliğiyle temizledik"
Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"20. yüzyıl ile bugün arasında 2 ortak nokta var. Yine acılar yaşıyoruz ve yine bu acıları insan, kendi elleriyle üretiyor. Evet, bugün hala çocuklarımız ölüyor. Fakat bugün silah, büyük oranda değişmiştir. Çocuklarımızı tehdit eden bu yeni silah, artık anne sütünde bile bulunan öldürücü mikro plastiklerdir. İşte ortak evimiz dünya. İşte dünyanın dört bir yanında peş peşe meydana gelen seller. İşte fırtınalar, yangınlar, yıkılan ocaklar, sönen umutlar, yitirilen canlar... Ne garip tezahürdür ki bugün insanoğlu ölçüsüzlüğü ve acımasızlığıyla ortak evimiz dünyanın bu hale getirilmesinin hem faili, hem de mağdurudur. Ve ne acıdır ki insanoğlunun ölçeği büyümüş ama ufku daralmıştır. İnsanlık, gözünü göğe dikmiş ama yere, yerin dengesine, yerin doğasına körleşmiştir.
Açık söylüyorum, bu körleşmenin, bu acıların en büyük müsebbibi, kendisine her şeyi az, başkasına çok gören ülkelerdir. Fakat Türkiye'miz hep olduğu gibi yine insanlığın adeta merhamet adasıdır, vicdan durağıdır, aynı zamanda olup biteni seyreden seyirci bir medeniyet değil, kurucu bir medeniyetin temsilcisidir. Bu hassasiyetle Türkiye, tüm bu acılara karşı sessiz kalmamış, insanlığı ve doğamızı korumak için seferber olmuş ve 5 yıl önce saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin öncülüğünde büyük bir hareketi başlatmıştır. Küresel çözümü Sıfır Atık Hareketi ile dünyaya ilan etmiş ve o gün bir milat olmuştur. Türkiye, 2053 yılına kadar tüm atıklarını dönüştüren bir ülke olmak için var gücüyle sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde çalışmaktadır."
Türkiye'nin göllerini, akarsularını, denizlerini Sıfır Atık Mavi seferberliğiyle temizlediklerini bildiren Kurum, anıt ağaçları, mağaraları, doğal alanları en güzel, en el değmemiş halleriyle geleceğe taşıdıklarını söyledi.
İnsan, doğa ve çevreyi buluşturan bir anlayışla yaptıkları millet bahçelerini fidanlarıyla buluşturduklarının altını çizen Kurum, bu bahçelerde karbon yutak alanları artırdıklarını, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sunduklarını ifade etti.
"Yaptığımız her konutu, iklime duyarlı, enerji verimli ve sıfır atık hassasiyetiyle inşa ediyoruz"
Kurum, "TOKİ'mizle ürettiğimiz her bir konut projesinde ve kentsel dönüşüm çalışmalarımızda da temel motivasyonumuz çevremiz ve doğamız. Yaptığımız her konutu, attığımız her adımı iklime duyarlı, enerji verimli ve yüzde yüz sıfır atık hassasiyetiyle inşa ediyoruz. Bu anlamda Enerji Bakanlığımızla birlikte çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Neden yüzde yüz sıfır atık hassasiyeti? Sıfır atık bir düşünce tarzı değil, bir yaşam kılavuzudur ve bizim gençlerimizin, çocuklarımızın ellerinde yükselecektir." diye konuştu.
Kürsüde yaklaşık 10 dakikadır konuşma yaptığını belirten Kurum, geçen bu 10 dakikada sıfır atığın önemi ve kazanımını anlattı.
Kurum, "Bu süre zarfında, yani son 10 dakikada ne oldu biliyor musunuz? Dünyada toplam 5 bin 900 ton plastik atık oluştu. Bu atıklardan 370 ton atık okyanuslara karıştı. Okyanustaki canlılar bu atıkları yiyorlar. Annelerimizin sütünden maalesef testler sonucunda mikroplastikler çıktığını görüyoruz. 20 deniz kuşu, 2 kaplumbağa canını yitirdi. 77 hektar ormanlık alan yok oldu. 25 bin ton gıda çöpe atıldı. Tam 180 insan nefes darlığı çekerek hayata gözlerini yumdu. Maalesef 10 dakika gibi kısa bir sürede bile dünyanın içinde bulunduğu acı manzara işte budur." ifadelerini kullandı.
Bu manzaraya seyirci kalmadıklarını, İklim ve Sıfır Atık diplomasisiyle ülke olarak en güçlü cevabı verdiklerini aktaran Kurum, sözlerini şöyle tamamladı:
"BM kararıyla artık her yıl 30 Mart gününün, 'Uluslararası Sıfır Atık Günü' ilan edilmesi bunun en somut göstergesidir. Biz de inşallah 30 Mart günü, 81 il 922 ilçemizde, bu özel günü, muhteşem çevre ve doğa etkinlikleriyle, dünyanın tüm ülkelerinden katılan misafirlerimizle birlikte coşkuyla kutlayacağız. Türkiye Yüzyılı'nın en güçlü buluşmalarından biri olan zirvemizin ve ödül törenimizin dünyamıza umut olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliği, Saygıdeğer Hanımefendi'nin öncülüğüyle inşallah Türkiye Yüzyılı, Sıfır Atık Yüzyılı olacak diyorum."
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Lübnan Çevre Bakanı Nasser Yassin, Sri Lanka Çevre Bakanı Nasser Ahamed, STK temsilcileri, öğrenciler, vatandaşlar katıldı.