İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afet ve Acil Durum Kurulu 2020 yılı 2. Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kurulun ilk toplantısını, 23 Ekim 2020'de farkındalık oluşturması adına, Van depreminin 9. yıldönümünde gerçekleştirdiklerini, toplantıdan kısa süre sonra da İzmir depreminin meydana geldiğini hatırlattı.
"Kayıplarımız oldu, acılar yaşadık" diyen Bakan Soylu, 2020 yılında ve daha önceki afetlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlara rahmet, yaralananlara da şifa diledi.
Kurulun adının 'Afet ve Acil Durum Danışma Kurulu' olduğunu ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla danışma kurulunun feshedildiğini, yerine 'Afet ve Acil Durum Kurulu' oluşturulduğunu kaydeden Soylu, şöyle devam etti:
"Bu değişimi yaparken, bir önceki kurulun teknik ve bilimsel yapısını bozmadan, kurulun uygulama elini güçlendirmeyi, böylece bilgi ve icrayı aynı potada birleştirmeyi hedefledik. Bugünkü ikinci toplantının gündemi 'Mevcut yapı stok durumu ve çözüm önerileri', 'Baraj ve göletlerimizin afet ve acil durumlar açısından güvenliği', '2020 yılındaki afet ve acil durum çalışmaları ile 2021 planları' şeklinde üç başlıktan oluşmaktadır.
Tavsiye kararlarından biri 2021 yılının 'Afet eğitim yılı' olarak kabul edilmesidir. 2013 yılından itibaren yaklaşık 14 milyon kişiye afet farkındalık eğitimi verilmiştir. 2020 yılı içerisinde de EBA TV üzerinden yaklaşık 18 milyon öğrenciye ulaştık. 2021 yılında ise hedefimiz, afet eğitim yılı kapsamında 83 milyon vatandaşımıza ulaşmaktır.
Ocak ayının başında tüm kurumlarımla bunu yaygın bir şekilde gerçekleştireceğiz. Bu çerçevede 11 faaliyet türünde toplam 185 etkinlik planladık. Bunların gerçekleşmesine dönük çalışmalarımız devam etmektedir."
'2021 yılı için hedefimiz 1000 adet yeni toplanma alanı belirlemek'
Türkiye'de 19 bin 188 afet ve acil durum toplanma alanı belirlendiğini ve e-devlet üzerinden ilan edildiğini kaydeden Soylu, "Tabi bu sabit bir sayı değildir. 2021 yılı için hedefimiz 1000 adet yeni toplanma alanı belirlemektir" diye konuştu.
Türkiye acil müdahale planı kapsamında 28 ulusal, 26 yerel düzeyde çalışma grubu olduğunu ve gruplar bünyesinde sürekli deprem hazırlık ve koordinasyon toplantıları yapıldığını anlatan Soylu, "Sadece İstanbul'da bu kapsamda son güncel rakamla 537, Türkiye genelinde ise toplam 876 toplantı gerçekleştirdik. 2020 yılı, ne yazık ki yaşattığı sıkıntı ve üzüntülerle herhalde uzun yıllar hatırda kalacak bir yıl oldu. Küresel anlamda ana gündem, hiç şüphesiz virüs salgınıydı. Ancak ülkemiz açısından ikinci güvenlik gündemi de arka arkaya yaşadığımız sel ve deprem gibi afetler oldu. Fırtınadan heyelana, depremden sel, su baskınına kadar 15 başlıkta, 2020 yılı içinde AFAD'ın müdahale ettiği olay sayısı, son rakamla 3 bin 78'dir" ifadelerini kullandı.
Geçen yıl kaydedilen deprem sayısının 23 bin 482 olduğuna, bu rakamın bu yıl yüzde 43 artarak 33 bin 598'e ulaştığına dikkati çeken Soylu, şunları söyledi:
"Bu yıl meydana gelen ve ulusal düzeyde müdahale ettiğimiz deprem ve sel gibi afetlerde toplam 338 vatandaşımız sağ olarak kurtarılmıştır. Tabii bu yıl Van çığ felaketi, Elazığ depremi, İran merkezli Van depremi, Bingöl Karlıova depremi, Giresun, Bursa ve Rize'de yaşanan sel felaketleri, İzmir depremi ve son olarak Hakkari'de yaşanan çığ afeti gibi afetler milletçe içimizi kanatmıştır.
Ancak tüm bu afet olaylarında ne barınma, ne müdahale, ne enkaz kaldırma, ne kurumlar arası koordinasyon, ne geçici ve kalıcı barınma çözümleri, gıda, yiyecek ve diğer ihtiyaçlar konusunda herhangi bir sıkıntı, aksaklık yaşanmadı. Afet müdahale ve yönetimi konusunda Türkiye bugün gerçekten ciddi ve dünya ölçeğinde bir kapasite üretmiştir. 2020'de de afetlerle mücadelede başarılı bir sınav vermiştir."
Türkiye Acil Müdahale Planı'nı olayların içinde ve sahada görme fırsatı bulduğunu anlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yılki afet müdahale faaliyetlerinin bana göre en kilit kavramı, koordinasyon olmuştur. AFAD başkanlığımızın koordinesinde, jandarma arama kurtarma birimlerimiz, AFAD ekipleri, itfaiye teşkilatları, UKOME, Kızılay ve diğer STK'lar büyük bir özveri ve uyum içinde çalıştılar, kendilerine buradan tekrar şükranlarımı sunmak istiyorum.
Ayrıca bu yıl, emniyet teşkilatımız bünyesinde de PAK adını verdiğimiz yeni bir arama kurtarma birimi kurduk. Yani Polis Arama Kurtarma birimi. Bu birimlerde 2 bin 324 personele eğitim verilmesi planlanmış, 822'sinin eğitimi tamamlandı, diğerleri de devam etmektedir. Ayrıca araç gereç açısından da çok kuvvetli ve iyi bir donanım elde edilmiştir.
Yine emniyet teşkilatımız içinde afet olaylarında yaşanan can kayıplarında kimlik tespitinde faaliyet göstermek üzere kısa adı AKİ olan Afet Kriminal İnceleme Birimi de kurulmuş ve bu yıl Elazığ depreminden başlamak üzere yaşanan acı hadiselerde görev yapmaya başlamıştır.
Önemli bir kapasite faaliyetimiz de AFAD gönüllülük sistemidir. Bu dünyada, özellikle Almanya'da yaygın kullanılan bir sistemdir. Biz bu projeye 2019 yılında başladık ve sistemde 2020 sonu itibarıyla 246 bin 116 başvuru bulunmaktadır. Bu arkadaşlarımızın 42 bin 150'sinin eğitimleri tamamlanmıştır.
Allah göstermesin, bir afet durumunda göreve hazır durumdalar. 108 bin arkadaşımızın da eğitimleri devam etmektedir. Genel durum itibarıyla yurt sathında 27 lojistik depomuz, 55 destek depomuz bulunmaktadır. 93 bin çadır, 200 bin yatak, 188 bin battaniye, bunun yanında çarşaf setinden mutfak setine kadar pek çok acil barınma ve yaşam malzemesi de depolarımızda hazırdır."
'Avrupa'nın en büyük deprem gözlem ağına sahibiz'
"Kasım ayı itibarıyla yurt sathında 1111 deprem istasyonumuz mevcut olup, Avrupa'nın en büyük deprem gözlem ağına sahibiz." diyen Soylu, gelecek yıl bu ağa 20 yeni istasyon daha eklemek üzere çalışmaları sürdürdüklerini vurguladı.
Afet yönetiminde 2020 yılının önemli başlıklarından birinin de afet risk azaltma çalışmaları olduğuna değinen Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Bu konunun dijital altyapısı olarak ARAS adını verdiğimiz Afet Risk Azaltma Sistemi hayata geçirilmiştir. 2020 sonu itibarıyla ARAS sistemine kayıtlı 33 bin 219 heyelan, 4 bin 761 kaya düşmesi, 875 çığ ve 175 obruk hadisesi mevcuttur. Yine önemli bir projemiz de İRAP adını verdiğimiz İl Afet Risk Azaltma Planlarıdır.
Pilot il olarak Kahramanmaraş ilimize ait il risk azaltma planı hazırlanmış, ardından Tekirdağ, Rize, Afyonkarahisar, Adana, Samsun ve Sivas illerinin planları da 2020 yılı içinde tamamlanmıştır. Hedefimiz 2021 yıl sonuna kadar 81 ilimizin il afet risk azaltma planlarının tamamlanmış olmasıdır. Tüm illerimize gerekli genelgeleri gönderdik. Üniversiteler ile çalışmalara başladılar.
Türkiye'nin çok ciddi kapasitesi vardır. Bu kapasiteyi ortak akılla, tüm yetkinlikleriyle bir araya getirmek, kanallarını açık tutmak ve her daim bu kapasitenin genişletmesini ve güncellenmesini sağlayabilmektir."
'Türkiye son 116 yılda, dünyada en çok deprem yaşayan, deprem bildiren 4. ülkedir'
Afetlere hazırlık yılı kapsamında 2019'da 88 adet il düzeyi ve masa başı, 15 adet bölgesel masa başı ve saha tatbikatı, 1 adet de ulusal düzey tatbikat gerçekleştirdiklerini de anımsatan Soylu, şöyle devam etti:
"2020 yılında ise 32 il düzeyi, 5 de bölgesel olmak üzere toplam 37 masa başı ve saha tatbikatı gerçekleştirilmiştir. Tüm bunları yaparken, 5 kıtada 60'a yakın ülkeye yaptığımız yardımlarla 2019 yılı küresel insani raporuna göre 8.3 milyar dolarla, 2020 raporuna göre ise 7.6 milyar dolarla dünyada en çok insani yardım yapan ülke konumundadır ülkemiz.
Statista adlı, uluslararası istatistik yayınlayan, ciddi bir kuruluşun verilerine göre, Türkiye 1900-2016 yılları arasında yani son 116 yılda, dünyada en çok deprem yaşayan, deprem bildiren 4. ülkedir. Birinci ülke Çin, sonrasında Endonezya ve İran var. Bizden sonra da Japonya ve diğerleri sıralanıyor. Deprem gerçeğinde Türkiye'nin yerinin dünya ortalamasının üstünde olduğu, değişmez bir gerçektir."
Yaşam alanlarını sağlamlaştırmak, yıkılmayan yaşam alanları inşa etmek, yaşanan yerleri kontrol etmek, sağlamlaştırmak zorunluluğunu da vurgulayan Soylu, bireysel olarak afet refleksleri oluşturma ve afet eğitimli bireyler olma gerekliliğini dile getirdi.
Depremde ilk 6 saatin önemi
Depremde ilk 6 saatin önemine dikkati çeken Soylu, "Kimse kusura bakmasın. Bunu sürekli anlatıyoruz. Bunu söylemeye devam edeceğiz, çünkü hayati bir konudur. Deprem olduktan hemen sonra özel arabanıza atlayıp sokağa çıkmak veya GSM hatlarını kullanarak eşi dostu arayıp haber almaya çalışmak, lütfen ifademi ağır bulmayın, başkasının hayatını tehlikeye atmak demektir. İlk 6 saatte yardım ekiplerinin, itfaiyenin, ambulansların afet yerine ulaşamaması afetten daha büyük bir afettir. En önemli konu, afetin ilk 6 saatini yönetebilmektir. İlk 6 saatte karmaşa yaşamazsak gerisini Allah'ın izniyle yönetebilme kabiliyetine hep birlikte sahip oluruz. Ama o yolları, o iletişim hatlarını ekiplere afetin ilk 6 saatinde bırakmanızı istirham ediyoruz. Bunu sürekli aklımızda tutalım, sürekli kendimize tekrar edelim ve bunu afet anında inşallah otomatik bir refleks haline getirelim" dedi.
Çok güzel bir yazılımın altına imza attıklarını da kaydeden Soylu, "Yazılım aynı zamanda bir konuşma, haberleşme yazılımı. Kodları bize ait. Başka bir yazılım üzerinden kodlanarak yaptığımız bir yazılım değil. Türkiye'de şu anda kodları bize ait bir yazılım yok. Yazılım tamamen kodlarının bize ait olduğu, aynı zamanda çok güçlü bir kripto sistemiyle koruma altına alınmış bir yazılımımız var" diye konuştu.
Kapasiteyi gerçekleştiren arkadaşlarından bir talepte daha bulunduğunu belirten Soylu, "Bakanlığımızın örnekleri var. Kadına şiddette destek uygulamamız var, KADES. Şu ana kadar 1 milyon 250 bin indiricisi ve kullanıcısı var. Yaklaşık 60 binin üzerinde de ihbar var. Bu ihbarların yüzde 50'si gerçek ihbarlar. Bu ihbarlara da 4-5 dakika içerisinde varılıyor. Bunun denemeleri de yapılıyor vatandaşlarımız tarafından. Allah'a şükürler olsun sistem iyi kuruldu. Elektronik kelepçe sistemi de bakanlığımızın, Aile Bakanlığımız ve Adalet Bakanlığımız ile böyle bir değerlendirme ortaya koyduk. Bunu da kolluk birimlerimizle birlikte gerçekleştireceğiz. O sistemi de ocak ayının sonunda devreye alacağımızı söylemiştik. Sistemin kurulum aşamaları devam ediyor. UYUMA diye uyuşturucu ile mücadele aplikasyonumuz var, o da bir ihbar hattıdır" ifadelerini kullandı.
'En önemli meselelerden bir tanesi kişinin kendi toplanma alanına gitmesi'
"Haziranın sonunda afet için çok önemli olan 112'yi Türkiye'de tek bir acil arama hattı haline getiriyoruz" diyen Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu hakikaten bizim için önemli bir devrim olacak. Şimdi Tüm bunların içerisinde, yeni bir adım daha atmak lazım geldiğini, GSM operatörleri ile de görüştük. Özellikle deprem anında telefonların kilitlenmesi hem bizim bu konularda biraz önce bahsettiğim acil destek ünitelerinin olaya müdahalesi açısından hem meselenin tam anlamıyla depremin ilk dakikalarında kavranması açısından büyük bir sorun yaşatıyor.
Onun için, sadece ismi AFAD olan bir aplikasyon yapma hususunda bir değerlendirme ortaya koyduk. Aslında biz bunu GSM operatörlerinden istemiştik. Fakat onlarla da konuştuk, kendi kapasitemizle bunu yapabileceğimiz kanaatine vardık. Çünkü KADES'i de, UYUMA'yı da kendimiz yaptık.
Bakanlık bünyesinde yaptık, kimseye de yazdırmadık. Şimdi, bunu da AFAD uygulamasını da kendimiz yapacağız. Hem AFAD Başkanlığımız, hem ilgili konulardaki kurumlarımız, hem 112'miz, hem İller İdaresi Genel Müdürlüğümüz, hem de bizim Bilgi İşlem Daire Başkanlığı bir araya geliyorlar ve bir AFAD aplikasyonu yapıyorlar. Zannediyorum şimdi zihinsel kurulumu gerçekleştiriliyor. Ama birincisi şu, bu dönem içerisinde tüm GSM operatörlerine bağlanabilecek şekilde internet hatları üzerinden görüşme temin edilebilecek, mesaj atabilecek, görüntü kaydedebilecek, görüntü atabilecek.
Bütün bunlarla birlikte en önemli meselelerin bir tanesi depremin ilk 6 saat içerisinde kişinin kendi toplanma alanına gitmesi. Bu AFAD aplikasyonunu kişiselleştireceğiz. Kendisi bunu kişiselleştirecek ve evi ile toplanma alanı arasında nasıl gideceğini haritalandıracak. Bir taraftan depremden önce ve sonra yapılması gerekenleri bu aplikasyon anlatacak. Dünyada da tek olacağına inandığım yeni uygulamayı inşallah 6 ay içinde tamamlayacaklar. İnşallah tamamlanır. Çok başarılı, kişiselleştirilmiş ve tüm GSM operatörleriyle uyumlu, aynı zamanda depremde esas itibarıyla telefon hatlarını meşgul etmeyecek bir uygulama.
Onun haricinde, insanların devletine güvenmesini, kurumlarına güvenmesini, fitne odaklarına, hele ki afet gibi hepimizin derdi olan bir meselede gelişigüzel yorum ve hezeyanlara itibar edilmemesi gerektiğini de bir kez daha hatırlatmak isterim. Depremle uğraşacakken fuzuli adamların fuzuli tezviratlarıyla uğraşmayalım. Bu milli bir meseledir. Her zaman söylüyoruz, bu işin masasında her zaman herkese yerimiz vardır, herkesin samimi katkısına, desteğine, hiç olmazsa duasına ve iyi dileklerine ihtiyacımız olduğunu, buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Yeni yılın tüm bu acılardan uzak, sıkıntılardan uzak, hayırlı bir yıl olmasını diliyor, aziz milletimizin yeni yılını tebrik ediyorum."