Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasındaki olayları değerlendirirken, "Meşru savunmanın da ötesine geçip karşı tarafa zarar verecek, savunmanın ötesine giden bir durum söz konusu mu? Bir saldırı var mı? Taraftar da olsa futbolcu da olsa her iki taraf içinde bir suç işlenmişse soruşturulur." ifadesini kullandı.
Bakan Tunç, dün Ankara Hakimevi'ndeki iftar programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
İstanbul'da ATV tipi araçlara çarparak bir kişinin ölümüne neden olan ve annesi Eylem Tok tarafından yurt dışına kaçırılan 17 yaşındaki T.C. hakkında konuşan Tunç, 7 Mart'ta ABD makamlarından iade talebinde bulunulduğunu, geçici tutuklama evrakının da gönderildiğini belirtti.
ABD Adalet Bakanlığının, gönderdiği cevap yazısında bazı belgeler istediğini bildiren Tunç, bu belgeleri tamamladıklarını, süreci takip ettiklerini vurguladı.
Tunç, "Umut ediyoruz ki ABD iade konusundaki talebimizi olumlu karşılasın ve buradaki yargılama süreci de devam etsin. Şu anda 1 kişi tutuklu, 2 kişi adli kontrol aldı." dedi.
Bir gazetecinin, "Amerikan makamlarının Eylem Tok'un yer değiştirmesine karşı ayrıca bir tedbir alma mekanizması var mı?" sorusuna Tunç, "Biz, 'Geçici tutuklama kararımız var, tutuklayın ve bize teslim edin. Biz yargılama yapacağız' diyoruz. Şimdi oradan cevap bekliyoruz. Dosyada iadeyle alakalı şu anda bir eksiklik yok." yanıtını verdi.
Tok'un ABD vatandaşlığı bulunduğu hatırlatılarak, iade edilmemesi durumunda yargılama sürecinin nasıl devam edeceğine ilişkin soru üzerine Tunç, "Biz soruşturmayı açarız. Ama yargılama yapabilmemiz için ifadesinin alınması lazım. Kaçak şahıs statüsüne giriyor. Dolayısıyla biz ifadesini almadan cezalandırma yoluna gidemiyoruz. Amerikan makamları yargılayabilir. Yani 'Sen yabancı ülkede bir yabancıya karşı suç işledin, benim vatandaşımsın, dolayısıyla seni benim kanunuma göre yargılayacağım' diyebilir." değerlendirmesini yaptı.
Sosyal medyaya yansıyan para sayma görüntüleri
Bakan Tunç, sosyal medyaya yansıyan "para sayma görüntüleri" üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında ifadelerin alınmaya başlandığını anımsattı. Söz konusu paraların kaynağının araştırılacağını söyleyen Tunç, şöyle devam etti:
"Bunların partiye (CHP) yapılan bir bağış olduğu söylendi. Tabii bu bağış neticede bunların da kuralları var. Siyasi Partiler Kanunu'na göre bağışın şekli bellidir, miktarı da bellidir. Yapılan kampanyada verilen hesap numaraları var. Bu hesap numaralarına yatan paralar mıdır bunlar? Acaba bir başka kaynaktan mı geliyor? Yani savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır. Çünkü kamuoyunda büyük bir tereddüt ve tepki ortaya çıktı. Böyle miktarda bir paranın özellikle sadece bir adi belgeyle bir alışveriş söz konusu. Elbette ki Cumhuriyet Savcılığı, bir il binasının bu şekilde bir satışının nasıl söz konusu olabildiğiyle ilgili bu tereddütleri ortadan kaldıracak bir soruşturma gerçekleştirecektir."
Yılmaz Tunç, para sayma görüntülerine ilişkin "lehte ve aleyhte" çok beyan olduğunu belirterek, "Tabii belgeyle görüntü kaydının tarihlerinin tutmamış olması, tüm bunlar Cumhuriyet Başsavcılığının inceleyeceği hususlar. Bu incelemeler neticesinde ortaya çıkacaktır. Eğer bir suç unsuru varsa, bir kara para varsa, suçtan kaynaklanan bir gelir varsa tüm bunlar ortaya çıkacaktır." dedi.
Bakanlığın soruşturmayı yürüten savcılık makamına talimat vermesinin söz konusu olmadığını ifade eden Tunç, "Sosyal medyada 'Adalet nerede?' diye yazmaya başladılar. 'Savcılık niye el koymuyor?' dediler. Savcılık benim beyanatımdan önce zaten soruşturmayı başlattı. Benim yargıya, savcılığa talimat vermem söz konusu olamaz. O görüntülerdeki kişilerin ifadeleri alınıyor. İfadeleri biz de bilmeyiz. Savcılık ifadeden yola çıkarak başka ifadeye ihtiyaç duyuyor. O da çağırılıyor." dedi.
Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasındaki olaylar
Bakan Tunç, Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında oynanan futbol maçı sonrasındaki olaylara ilişkin, "Bu tür olayların sahalarımızda olmaması lazım. 'Spor kardeşliktir' diyoruz ama maalesef düşmanlığa dönen bir durum söz konusu olabiliyor." dedi.
Olaylarla ilgili soruşturma başlatıldığını, 12 kişinin gözaltına alındığını ve görüntülerin incelendiğini anlatan Tunç, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da sahaya girmenin, taşkınlık yapmanın, yasak madde sokmanın, basın yayın aracılığıyla tahrik edecek şekilde beyanatta bulunmanın yaptırımları olduğunu ifade etti.
Tunç, "Spor kulübünün görevleri var. Onların özel güvenlikleri var. Tedbir almaları gerekiyor. Emniyet güçlerinin yanı sıra orada bir de özel güvenlikler var. Onların sahaya birilerinin girmemesi için gerekli tedbirleri alması lazım. O noktada da detaylı bir soruşturma yapılıyor şu anda." dedi.
Maçın ardından yaşananları siyasete alet etmenin doğru olmadığını kaydeden Tunç, "Mevzuatımız gerekli cezaları öngörüyor. Ama biz buna rağmen 'Para cezalarında, hapis cezalarında yeniden bir düzenleme ihtiyacı var mı, yok mu?' konusunu değerlendirdik. O konuda bir taslak çalışmamız oluştu. Tabii bu yargı paketinde de olabilir ama madde sayısına göre. Önümüzde seçim sonrası Meclisimizin takdirine sunacağımız birkaç madde değişikliği, caydırıcılık açısından bir taslak olacak." diye konuştu.
"Taraftar da olsa futbolcu da olsa..."
Bakan Tunç, olaylara karışan futbolculara ilişkin soru üzerine, görüntülerin izlendiğini belirterek, "Bu görüntüleri değerlendirecek olan Cumhuriyet Savcılığı. Meşru savunmanın da ötesine geçip karşı tarafa zarar verecek, savunmanın ötesine giden bir durum söz konusu mu? Bir saldırı var mı? Taraftar da olsa futbolcu da olsa he iki taraf içinde bir suç işlenmişse soruşturulur." ifadelerini kullandı.
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da nelerin değişeceğine dair soru üzerine Tunç, caydırıcılık açısından cezaların arttırılmasının gerekli olup olmadığını değerlendirdiklerini bildirdi.
Tunç, "'Şu fiiller bakımından şu olursa daha iyi olur' diyeceğimiz bazı hususlar olabilir. Yani cezaların her maddede arttırılması değil. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın birtakım talepleri oldu, sosyal medyadaki birtakım trol hesaplar, yasa dışı bahisler.... Hepsi bunların içerisinde değerlendirilecek konu." diye konuştu.
Kedi Eros'un öldürülmesi davasındaki "iyi hal" indirimine itiraz edilebilir
Bakan Tunç, İstanbul'un Başakşehir ilçesinde kedi "Eros"un öldürülmesi nedeniyle açılan kamu davasında verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının bozulması üzerine yeniden görülen davanın duruşmasında "herkesin adliyeye koştuğunu" dile getirdi.
Yargılamadaki ilk kararın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü anlatan Tunç, mahkemenin vereceği karara önceden müdahalenin söz konusu olmadığını söyledi.
Mahkemenin, yeniden yargılamada verdiği 2 yıl 6 ay hapis cezasında ceza alt sınırından uzaklaştığını aktaran Tunç, "Hayvanları Koruma Kanunu'nda hapis cezaları yoktu eskiden. Sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı vardı. Tüm bunlar bizim zamanımızda yasalaştı. Önceki kararında 1 yıl 3 ay vermişti mahkeme, bu sefer 3 yıl verdi. İyi hal indirimi yaptı. 2 yıl 6 aya düşmüş oldu. Tabii bu da bir tepki oluşturdu. Cumhuriyet savcımız bu konuda istinafa başvuracaktır." dedi.
Bakan Tunç, "İnsanlara böyle cezalar vermiyorlar." diyenlerin de bulunduğunu belirterek, "cezasızlık" algısının ortadan kaldırılması için 1 ay bile cezanın hapis karşılığının olması gerektiğini ifade etti.
Tunç, "Olumlu örnekler de var. Seferihisar'da bir köpeği kulübede yakan şahsı hakim 4 yıl hapis cezasına çarptırdı. Eros'un bu şekilde canice katledilmesi hepimizi derinden yaraladı. Bir cana bu şekilde eziyet edilerek 6 dakika boyunca tekmelenmesi bir caniliktir. Bunu kabul etmek mümkün değil." diye konuştu.
Yılmaz Tunç, sokak hayvanlarına ilişkin soru üzerine de "Sokak hayvanları ile ilgili Tarım Bakanlığımızla birlikte bir çalışma gerçekleştirdik. Hayvanların korunması konusunda hassasız. Ama insan sağlığını da tehdit etmemesi lazım. Bu anlamda dengeyi kuracak yasal bir düzenleme hazırlığı var. Seçim sonrası gündeme gelecek." ifadelerini kullandı.
"Kadına şiddette mahkeme kararı beklenmemeli"
Adalet Bakanı Tunç, soru üzerine, kadına yönelik şiddet konusunda 6284 sayılı yasanın bulunduğunu ve birtakım tedbirleri içerdiğini anımsattı.
Cezaların arttırılmasıyla ilgili çalışmalar yapıldığını dile getiren Tunç, şunları söyledi:
"Hatta geçen yasama döneminin son paketinde cezaları arttırdık. Yani kasten öldürme suçu bir erkeğe karşı işlenmişse müebbet hapis, kadına karşı işlenmişse ağırlaştırılmış müebbet hapis. Kasten yaralama, eziyet, işkence.. Bütün suçlarda kadına karşı işlenen suçların cezalarını daha da arttırdık. Israrlı takibi ayrıca yeni bir suç tipi olarak ihdas ettik. Bu konuda Meclisimizin yasama anlamında üzerine düşeni yaptığı kanaatindeyim. Suçu önleme bakımından 'Benim hayatım tehlikede' diyen bir kadın hakkında mahkeme kararına gerek olmadan o tedbir mutlaka hemen gecikmeksizin verilmeli."