Dar gelirli bir vatandaşsın…
Açsın,
evinde ekmeğin yok…
*
Ne yaparsın ?
Ekmek alırsın…
*
Peki …
“ekmek de almam su da” deyip,
Artistlik bir edayla ,
“Bakkal efendi, bana bir kilo pastırma, salam, sosis, sucuk yanında da çikolata ver” dersen…
Sonuç ne olur?
Maaşın yetmez, böbrekler de iflas eder…
*
Nereye gelmek istiyorsun?
Bekleyin…
*
Vatandaş size ülkeyi yönetin diye yetkiyi vermiş mi?
Vermiş…
Peki …
Ülkenin; sağcısı, solcusu, dindarı , dinsizi , AK Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi,
totalde tüm vatandaşlar,
“Bu ülkede israf var” diyor mu?
Diyor…
Haaa….
Yanlış anlamayın, 40 sene önce de aynı şikayet vardı, şimdi de…
Yani değişen bir şey yok..
Darbe yapan da israf yaptı, oylarımızla gelenler de…
Eskiden resmi bayramlarda paralarımızı Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, TSK komutanları, valilik, viski içerek tüketiyordu…
Bugün de toplumdan kopmuş, büyük bir bürokratik düzen şatafatlı yaşamlarıyla başka şekilde tüketiyor…
*
Nasıl mı?
*
Bir örnek vereyim:
5000 nüfuslu bir ilçe düşünün…
Özel kalem müdürü, yazı işleri müdürü var mı ?
Var…
Çaycısı, kapıcısı var mı ?
var…
peki aynı 5000 nüfuslu bir ilçede belediye başkanı var mı ?
var…
sekreteri, çaycısı, çorbacısı var mı?
O da var…
Peki…
Her ikisinin de makam şoförü var mı?
Var
Peki …
5000 nüfuslu ilçede 10 kilometre uzakta oturan şoför,
Makamına 50 metre uzaklıkta oturan kaymakamı evinden alıp iki adım öteye görmek için,
10 km yoldan geliyor mu?
Evet geliyor…
*
Geçelim…
*
Ormanlarımız yanıyor mu?
Yanıyor…
İmkanlar yeterli mi ?
Değil…
*
Peki …
Binlerce çakarlı aracın olduğu ülkemde…
O araçların içerisindeki yetkililer,
“sayın Cumhurbaşkanım ben kendi arabamla da işe giderim. Siz yangın söndürme aracı alın” demesi gerekmez miydi?
*
Ormanlarımız yanıyor…
Sonrasında devlet sahip çıkıyor, lafım yok…
*
Demem o ki,
Ekmeğimiz yokken, çikolata almayalım…
*
Önce ihtiyaç…
*
Çare?
Makam şoförlerini, çaycıları ağaç dikmeye yollayın,
makam araçlarını satıp, helikopter alın.