Mart ayında Batılı düşünce kuruluşları, Türkiye hakkında 20’den fazla makale yayınladı. Türkiye’deki seçimler haricinde öne çıkan bir konu, Rusya – Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’nin rolüydü.
Türkiye’nin Rusya ile artan ticaret hacmi, diplomatik bağları ve iş birliği, özellikle NATO’cu düşünce kuruluşlarında rahatsızlık yarattı.
Odatv, Batılı düşünce kuruluşlarının, Rusya – Ukrayna Savaşı ekseninde Türkiye hakkında yaptığı analizleri derledi.
ATLANTİK KONSEYİ: “RUSYA’YI YENMEK GEREK”
Savaşın başından beri Rusya’nın kaybetmesi üzerine tezler yazan Atlantik Konseyi, savaşın Ukrayna hükümeti tarafından kazanılamaması üzerine Türkiye’den yardım istedi. Yevgeniya Gaber imzalı “Savaştan Bir Yıl Sonra Türkiye’nin Denklemini Gözden Geçirme Zamanı” başlıklı makalede şu tezler öne sürüldü:
“Türkiye’nin ulusal çıkarı, Rusya’nın Karadeniz’den çıkarılması olmalıdır. Türkiye, Ukrayna’ya ölümcül silahlar vermeli, daha çok yardımda bulunmalı. Rusya bu savaşı kaybetmeli, Orta Asya’daki Türk dünyası üzerindeki etkisi azalmalı. NATO üyesi bir Ukrayna için Türkiye elinden geleni yapmalı.”
AB GÜVENLİK ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ: “GÜNEY KIBRIS SORUNU ÇÖZÜLMELİ”
Avrupa Birliği Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü, Rusya – Ukrayna Savaşı’nın başlaması ile Avrupa’nın güvenlik endişelerinin arttığını ancak AB’nin güvenlik politikasını geliştirmesinin önünde büyük bir engel bulunduğunu dile getirdi: “NATO üyesi Türkiye ile Avrupa Birliği üyesi Güney Kıbrıs arasındaki sorun çözülmeden, bu politikaları geliştirmek pek mümkün değil.”
GÖLGE CIA: “YETERİNCE SES ÇIKARMADILAR”
Gölge CIA olarak bilinen Rand Corporation, “Ukrayna’daki savaşın sonuçları: NATO’nun geleceği” başlıklı yazıda, Türkiye ve Macaristan gibi NATO üyesi ülkelerin “bekleneni veremediğini” iddia etti. Rand Corporation, iddiasını şu şekilde dile getirdi:
Ukrayna’daki savaş fay hatlarını ortaya çıkardı. Nostaljik duygular, tarihi husumetler, Rusya’nın enerjisine olan bağımlılık ve Rusya’nın iç siyaseti ele geçirmesi nedeniyle Macaristan, Bulgaristan ve Türkiye ve hatta bir dereceye kadar Romanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline tepki olarak daha temkinli, hatta kararsız roller oynadılar. Bazı ülkeler, daha sadık.”
İTALYAN KURULUŞ: “TÜRKİYE KİEV YANLISI AMA MOSKOVA KARŞITI DEĞİL”
İtalyan jeopolitik araştırma ve düşünce kuruluşu Uluslararası İlişkiler Kurumu, Türkiye’nin savaşta Kiev yanlısı ama Rusya karşıtı olmayan bir konum izlediğini belirtti: “Türkiye Kiev yanlısı ama Moskova karşıtı değil. Hem Montrö’yü uygulayıp Rus gemilerini geçirmedi, hem Ukrayna’ya SİHA sattı, hem de Rusya ile ticaretini ve diplomatik ilişkilerini geliştirdi.
Türkiye’nin yaptırımlara katılmamak için farklı sebepleri var. Birincisi Türk diplomasisi, Birleşmiş Milletler’in topyekun onaylamadığı her türlü yaptırıma prensip olarak karşıdır. İkincisi, ABD ve Avrupa, Türkiye’ye danışmadan yaptırım uyguladı. Üçüncüsü ise tıpkı İran ve Irak’ta olduğu gibi yaptırımlar Türkiye’ye zarar verecek nitelikteydi.
Üstelik 2015’te Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’nın, Türkiye’ye ekonomik olarak zarar verebileceği ortaya çıktı. Tabii ki şu anda durum farklı. Putin, büyük bir cari açık içerisinde sermaye akışını sürdürme gayretinde olan Erdoğan’ın imdadına koştu ve Akkuyu Nükleer Elektrik Santrali’ne, Rus devlet şirketi Rosatom aracılığı ile para akışı sağladı.”
GÖLGE CIA’DAN BİR RAPOR DAHA
Gölge CIA Rand Corporation, geçen ay Türkiye hakkında bir rapor daha yayınladı. “Ukrayna’daki savaşın sonuçları ve Türkiye” başlıklı, Türkiye’nin NATO ve ABD çizgisinde dış siyaset izlememesinin, Batı’da yarattığı rahatsızlık dile getirildi: “Türkiye’nin Rusya ile artan iş birliği, güvensizlik hissi yaratıyor. Türkiye’nin İsveç vetosu, müttefiklerin çabalarını sabote ediyor.”