Covid-19 sadece Türk eğitim sisteminin değil dünya eğitim sistemlerinin canına okumaya devam ediyor.
Birçok ülkede hayatı tıkamaya, eğitime çomak sokmaya devam ediyor.
Mart’ta ilk şokunu yaşadığımızda apar topar her şeyi kapatmakta bulduk çareyi. Çünkü bu ölçüde bir deformasyonu küresel boyutta yaşamamıştık.
Tarihsel tecrübelerimiz epizodik belleğimizin tozlu raflarında yer alsa da bizzat idrakine apansızın yakalanmamıştık.
Umarsızlığın çılgın dalgaları arasında acil durum düzeyinde ölüm kalım kavgasının ortasında durup düşünme ve idrak etme yetimizin rafa kaldırıldığı bir dönem açısından en kritik konularda bile tek çarenin kapatmak olduğu dönemleri geride bıraktık.
Her şeyi zamanla sosyal mesafe şartlı yeniden canlandırdık.
Camilerde dip dibe, omuz omuza saf tutma yerine sosyal mesafeli saflar tutuldu.
Okullarda uyarmamamıza rağmen çocuklar kendiliğinden maskelerini taktı, sosyal mesafelerini gözetti, kurallara uydular.
Hatta araştırmalar okula gitmeyen çocukların daha fazla virüse yakalandığını ortaya koydu ve okullar sokaklardan güvenlidir raporunu bizzat bilim kurulu verdi.
Toplum olarak yüksek oranda kuralları içselleştirdik.
Bunca kazanımı topluma bu derecede içselleştirebilmek kolay bir iş değildi.
Sağlık bakanımızın da bu kazanımlarda etkisi çok büyüktür.
Gelelim asıl konumuza…
Tamam okullar online eğitime alındı, yüz yüze eğitime ara verildi.
Muhtemelen 2. Dönem başında da tekrar yüz yüze eğitime geçilmesi planlanıyor.
Aşılar ülkemize gelirse ve risk ve önem gruplarına göre peyderpey toplum aşılanarak bu salgının üstesinden gelinmesi planlanıyor.
Çünkü devletin gündeminden pandeminin çıkması ekonomi ve diğer normal gündemlere dönülmesi demek…
Online eğitim bu sürecin vazgeçilmez parçası…
Bunun üniversiteye, liseye, ortaokula hatta ilkokul 3 ve 4. Sınıflara katkısı olabilir ancak okulöncesi eğitimden birkaç ay önce çıkmış ilkokul 1.sınıflara nasıl bir online eğitim verilebilir?
İlkokul 1. Sınıflar şu anda normal müfredata göre “T” harfini öğrendiler ve birçok okulda haftanın 2 günü eğitim öğretim yapıldığı için daha da geride kalındı ve 1. Sınıflar okuma yazmayı bilmiyor. Normal yüz yüze eğitim devam ederse birinci dönem sonunda okuma yazma aşamasına geçilmesi öngörülür.
Geçen senenin 1.sınıfları online eğitime geçtiğinde harfler filan bitmişti ve okuma yazma süreci çoğunlukla sağlanmıştı. O zaman bile veliler çocuklarını ekran başında tutmakta çok zorlanmıştı.
O açıdan ilkokul 1. Sınıflar kesinlikle yüz yüze eğitime devam etmeli…
Anne babalara “hadi çocuğuna öğretmenlik yap, harfleri öğret, heceleri birleştirmesini sağla, dikte çalışmasını yap, açık ve kapalı hece çalışması yap, kelime ve cümle okumaları yap, tüm bunları onun seviyesine inerek gerçekleştir” demek tüm öğrenciler arasında inanın adil değil.
Hele çalışan anne baba varsa, evde bunları sağlayacak kimse yoksa iş daha çıkmaza girer.
Mümkünse ilkokul 2.sınıflar da yüz yüze eğitime devam etmeli…
İki günse iki gün… geri kalan günlerde online seçeneği olabilir ancak full online eğitimle bu seneki ilkokul 1.sınıfları ıskartaya atarız.
Bu zamana kadar edinilmiş kazanımlar kaybedilir.
Pandemi bir gün biter ancak ilkokul 1. Sınıfta oluşacak hasarın telafisi çok zor olur.
Biz öğretmenler olarak her türlü fedakarlığa razıyız yeter ki bir nesil eğitim zayiatı yaşamasın. Çünkü bunun yansıması tüm topluma olacak ve hep beraber kaybedeceğiz.
Kaybetmemek için ilkokul 1. Sınıfları tabi mümkünse ilkokul 2.sınıfları yüz yüze ve online eğitime hibrit şekilde almalıyız. En azından ilkokul 1. Sınıfları yüz yüze eğitim sürecinden koparmamak gerekir.
Geçenlerde sosyal medyada karşıma çıkan bir yazıyla bitirmek istiyorum:
Güney Afrika’da bir üniversitenin girişindeki yazı:
Bir ülkeyi yok etmek için atom bombasına veya menzilli füzelere ihtiyaç yoktur. Bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsaade etmek yeterlidir. Bunun sonucunda hastalar doktorların elinde can verir, binalar mühendislerin elinde çöker, para ekonomistler elinde kaybolur, insanlık dinci akademisyenlerin elinde ölür, adalet hakimlerin elinde yok olur. Eğitimin çökmesi bir ulusun çöküşüdür.
www.linkedin.com/bestami-bozkurt
BESTAMİ BOZKURT