Ağustos 2020 Start Up dergisinde şu bilgiler yer alıyor:
“Dünya genelinde siber güvenlik alanında çalışan start up’lara 2019’da 7 milyar dolar, Türkiye’de 102 milyon dolar civarında yatırım yapılmış. Türkiye’de her iki bilgisayardan biri siber saldırıya uğruyor. Pazardaki bu büyüme ve yatırım trendi COVİD-19 etkisiyle yükselmeye devam ediyor. Siber saldırılar ve veri dolandırıcılığı risklerinin yönetimi konusunda çalışan start up’lar için hem Türkiye’de hem de dünyada fırsatlar sunuyor.
Görünen o ki şu an benzerlikler taşıyan iki virüse karşı savaş açmış durumdayız. Siber saldırılarda da Covid-19’daki gibi virüsle enfekte olup anında hasara uğrayabilir ya da hiçbir belirti göstermeden sadece taşıyıcı olarak diğer sistemlere ulaştırıp çok daha büyük zararlara sebep olabiliriz. Bu nedenle siber dünyada da her zaman en iyi hijyen uygulamalarına sahip yapay zeka ve makine öğrenimi özellikli güvenlik sistemlerine ihtiyaç duyacağız.”
Krizler fırsatlarıyla beraber gelir.
Krizin içindeki fırsatı bulup çıkarmak emek, akıl, stratejik inovasyon, konjonktürel hakimiyet, ar-ge, sürekli mobilizasyon ister.
Herkesin krize odaklandığı hengamede krizin içindeki fırsatları görüp yakalayanlar geleceği inşa eder.
COVİD-19 belası ile yaklaşık bir yıldır mücadele eden dünya krizin vehametini algıladığında ve ciddiye almaya başladığında Aralık 2019-Mart 2020 arasında 3 ay kadar zaman geçmişti.
Devletler, milletler hazırlıksız yakalandığı için olayın ilk şokuyla birlikte acilen her şeyi kapatma kararı aldı. Ekonomiler daraldı, iflaslar arttı, faiz ve sanal paralar üzerinden gelirler arttı ancak reel piyasada daralma diplere düştü. Üretim kapasitesi geriledi.
Sanal virüslerin dünyayı iyice tehdit ettiği, deve dişi gibi firmaların siber saldırılara karşı geniş ölçekli bütçeler ayırarak mücadele yürütmesine COVİD-19 virüsü eklendi.
Evden çalışmaların arttığı günümüzde dışarıda Covid-19, evde siber saldırılar insanlığı tehdit ediyor.
Bir duyuyoruz Whatsapp çökmüş, bir duyuyoruz YouTube çökmüş, bankaların alt yapısı çökertilmiş, sosyal medya hesapları ele geçirilmiş, bankadaki paralar ele geçirilmiş, vb.
Devletler siber güvenlik için çok büyük bütçeler ayırmak zorunda, bankalar, sanal mağazalar, para transferi yapan firmalar, döviz, altın işletmecileri vb. mutlaka siber güvenlik için ciddi bütçeler ayırmak zorunda ve artık bunlar yeni normal…
Görünen o ki hem Covid-19 hem de siber saldırılar insanın insana hamlesi…
Ve belki de bitmeyecek.
Hamlelerin arkası gelecek gibi…
İnsan insanın kurdudur, demiş atalarımız.
İnternet ağının herkesin kullandığı alanın dışında deepweb, darkweb gibi bizim erişemeyeceğimiz mafya, tacizci, hırsız, kumarbaz, suç örgütleri, siber korsanların olduğu bambaşka bir dip dünyası var. Bu siber saldırıların çoğu buralarda organize ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütünün verdiği bilgiye göre Covid-19 sonrası sars, mers ve türevleri ile beraber salgın türünde virüs saldırıları artarak devam edebilir. Siber saldırılar da gün geçtikçe arttığına göre insanlık iki tür virüsle savaş halinde olacak.
Belki de tarihsel ayrım noktası olarak Covid-19 öncesi-Covid-19 sonrası diye zamanı paralize edeceğiz.
Covid-19’la beraber siber virüslerin yeni dünyayı şekillendireceği ve ekonominin kondüktörlüğünü fırsatlar vadisinde gemisini yüzdürenlerin hakim olacağı öngörüsü kehanet olmayacaktır.
Covid aşısıyla beraber salgının tamamen ortadan kalkacağı ve yeni salgınların olmayacağı fazla iyimserlik olur.
Siber korsanların ürettiği virüsler nasıl ki antivirüslerle, hackerlarla ve değişik savunma ağlarıyla yerleşik ve büyüyen bir ekonomi oluşturdu ve siber saldırılar bu ekonomi görünümü büyüdükçe daha büyük saldırılarla karşılık gördüğü bir düzende bir gün siber saldırıların biteceğini düşünmek de fazla iyimserlik olur.
Belki de tüm bunlar dünya insanlığını yönetmek isteyen güçler tarafından organize ediliyor ve örtük tanrılık istenci böylesi bir dönüşümle dünya toplumlarını kendilerince -sözüm ona- terbiye etmek istiyorlar.
www.linkedin.com/in/bestamibozkurt
BESTAMİ BOZKURT
…