Çeyrek asra yaklaşan bir zaman diliminde Türkiye'yi ve Türk siyasetini seyrediyoruz. Bütün bu süreçte ki, başlangıcı 3 Kasım 2002 olmak üzere bu ülkede AKP iktidarı kesintisiz devam ediyor.
Enflasyon hız mi kesti? Hayır...Resmi, gayriresmi verilerin arasındaki farkın bile akıl almaz boyutlara çıktığı bir halde.Enflasyon itibarıyla perişan vaziyetteyiz.
Bunun tabii neticesi olarak faizler aldı başını gitti.Hayat pahalliligi inanılmaz boyutlarda. (Vazgeçtik tereyagdan,peynirden,sogandan, domatesten, çocuklara yedireceginiz dondurmanın bir topu en ucuzu 30, lüks yerde 50 lira; Bodrum otogarda - belediyenin - tuvalete giriş 8 lira- )
Fert başına düşen milli gelir 13.000 dolardı da 15.000 lere mi çıktı?..Hayır 8 binlere indi...
Dış borçları ödedik, azalttık mi? Hayır Cumhuriyet tarihimizdeki borçlanma miktarını bilmem kaça katladık, 500 milyar dolarlarla ifade edilir seviyeye getirdik.
"Ben ekonomistim" diyen TEK ADAM ve "ekenomist" danışmanı bu tablonun sorumluları ve bu tablo iç açıcı değil; ne yalan uydursalar övünülecek bir yanı yok BIR ULKE BU RAKAMLARLA ANCAK BATTI,BATAR HALDE DEMEKTIR.Benim şu yukarıda arza çalıştığım tablo bir ekonominin temel, olmazsa olmaz gostergeleridir, itirazi ve reddi imkansız ekonomik sonuclardir. Erdogan da, Bahceli de, Şimşek de olsanız laf salatası bu sonuçları değiştirmez...
Turkiye'nin büyük problemi budur.Yetersiz,cahil, beceriksiz, basarisiz yönetimlere mahkumiyet...
Bu mahrumiyetin temelinde yatan sebep/sebepleri iyi tahlil etmek zorundayız.Dunyanin hiçbir ülkesinde çeyrek asra yaklaşan bir zaman diliminde ülkesini bu hale getiren/ gelmesine sebep olan bir iktidar , varligini/hükmünü bu derece rahat ve kolay surduremezdi.
Hele 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinden de en azından iktidarını sürdürerek çıkan bir AKP ve Erdogan'la karşı karşıya bulunduğumuz gerçeğiyle karşı karşıya kalisimizin sebebini çok iyi incelemeliyiz. Aslında seçimlerden bir, bir buçuk sene evvelinden itibaren " artık AKP devri bitti, bu iktidar kesin gidici" kanaatinin hakim olduğu bir Turkiye'de muhalefetin ( özellikle ana muhalefet partisi CHP'nin) - hem de bir sürü paydasiyla birlikte- niye kazanamadığı; bu kadar yıpranmış ve ülkeyi bir gocmen/ mülteci bataklığı olmaya da mahkum etmis ; demografik yapısını mahvetmis bir iktidarın ise varlığını devam ettirebildigi bir netice nasıl hasıl olmuştur? Bu konunun iyi irdelenmesi lazımdır.
CHP içinden sesler " degisim" diyor.
Neyi değiştireceksiniz, neyi değiştirmeye talipsiniz? İmamoğlu,O.Ozel, E.Ozkoc gibi birçok CHP yöneticisi de "degisim" korosuna öncülük etmekte...Hepiniz toptan sahada değil miydiniz? Üstelik Davutoglu,Babacan,Uysal, Karamollaoglu ile de beraber...Neyi soyleyecektiniz de, eksik kaldı? Kampanyada söylediklerinizden farklı ne söyleyeceksiniz, söyleyebilirsiniz?.. Hep birlikte alınan oy deri topu ortada... Cumhur %45 'i aştı, Meclis'te çoğunluğu aldı; % 50'yi de aştı Baskanligi aldı.Siz IYI P.ile birlikte %40 altında kaldınız; hepinizin/ hatta birçok dışarıdan desteğin de katkısıyla da Kemal bey %45 lerde kaldı.Hesap,hal ve netice budur.Budur da sebep nedir?
CHP'NIN TABANI :
PARTIYE VE YONETIME INANCSIZ...TESLIMIYETCI DEGIL...
IDEOLOJIK CIZGIDE ZIKZAKLI...
PARTININ IKTIDARINI MUMKUN GORMUYOR...
AKP'NIN TABANI :
SAHISLARA TAKILI DEGIL, ERDOGAN'A IMAN OLCUSUNDE BAGLI ...
ENFLASYONA,PAHALLILIGA, FAIZE ,ZAMLARA,EKONOMIK ÇÖKÜŞE ALDIRMMAYACAK DERECEDE TESLIMIYETCI...25 YILA YAKLASAN KAYIRMA/DOYURMA ITTIFAKINDAN VAZGECEMEYECEK KADAR IKTIDAR HIRSLISI...
"ISLAMCILIK", "DINCILIK" , "AHLAK/IMAN" DIYE CIKILAN YOL SALT MENFAAT YOLUNA DÖNÜŞMÜŞ...
ISTE, CHP'NIN ILERLEYEMEME (IKTIDARA YANASAMAMA) ; AKP'NIN DE IKTIDARDAN GERILEMEME SEBEBI...
CHP "degisim"i ne getirecek ki, (genel başkan, yönetim,tüzük vs., vb) bu tablo değişsin?...
Kafa degisikligi önemli...
Haddini bilme önemli...
Boyunun ölçüsünü bilmek önemli...
Ülke menfaatini gözetme suuru ve halka hürmet duygusu daha da önemli...
Ben Türk milliyetçisi bir adamım,dün öyleydim, bugün de öyleyim, hep de öyle olacağım.
Ancak samimi inanç ve kanaatim oydu ki ve istiyordum ki , seçimlerde CHP+IYI P. en az yüzde 45'leri bulalar ( bu CHP'nin yüzde 30'lari yakalaması; IYI P.nin de yüzde 15'den eksik oy almaması demekti) ve her kim ise "millet ittifaki" adayı kazana istiyordum...Peki bu mümkün müydü? Yine samimi inancimla söylüyorum: MÜMKÜNDÜ...
Beceriksizliğe ve başarısızlığa sebep olanlar " degisim" diye çok bağırınca ne olacak ki?...
AKP'nin kendisini destekleyecek ve oy verme ihtimali yüksek olan seçmen tabanı nezdinde kendini sevdirme, begendirme, tabanına hoş görünme ve dahi ülke yönetiminde başarılı olup olmama problemi yok. Bir şekilde bu taban vazgecmeksizin - bütün maddi/manevi/ahlaki sebeplere rağmen partilerine oy vermeye devam ediyor.
CHP de bu iş böyle değil.
Genel başkanı beğenmez, hatta sevmez ; yönetimden memnun.degildir ; kimi yöneticilere karşıdır - belki düşmanlık olcusunde- kimi kuruluş ilkeleri der, kimi bunlar eskidi der; velhasıl her CHP'li bireyin genel başkanı,yöneticileri, belediye başkanlarını, tüzüğü, ötekini, berikini
sevmeme,beğenmeme, yerin dibine itme hakkı vardır.
Evet, Cumhuriyetin kurucusu, Turkiye'nin temelinde harcı olan bu partinin bir değişim ihtiyacı olduğu açıktır.Bu.degisim CHP'NI IKTIDAR ADAYI VE YAKINI BIR ANA MUHALEFET PARTISI YAPABILECEK MIDIR ?...MESELE BUDUR...
Gerisi lafuguzaftir. ..