Robert Maxwell gençler için bir anlam ifade etmeyebilir ama kendisi dünya çapında çok önemli medya patronuydu, İngiltere’de önemli gazetelerin sahibiydi. Yoksul bir Çekoslovak ailenin çocuğuydu ama büyük servet yapmayı başarmış, 1980’li yıllarda İngiltere’de en önemli isimlerden olmuştu. Milletvekilliği de yapmıştı.
1991 yılında bir gün, o zamanlar 20’li yaşlarında olan kızının adını verdiği ‘Lady Ghislaine’ yatında, İspanya’nın Kanarya Adaları’na doğru giderken, esrarengiz bir şekilde öldü. Çırılçıplak yattan denize işeme âdeti vardı, bunu yaparken, kalp krizi geçirip denize düştüğü iddia edildi. Öldüğünde 68 yaşındaydı.
Maxwell Türkiye’de de o yıllarda adı bilinen bir işadamıydı çünkü Erol Simavi’nin, Hürriyet’i ona satmak içinonunla görüştüğü haberleri çıkmıştı. Ama Erol Simavi birkaç katı para vermesine rağmen gazeteyi ona değil, Aydın Doğan’a sattı.
Maxwell’in yatına adını verdiği 9 çocuğundan kızı Ghislaine Maxwell bugünlerde 59 yaşında ve başı büyük belada.
Çünkü Ghislaine çok hızlı yaşadı. En yakın arkadaşı ve sevgilisi Amerikalı Jeffrey Epstein’di. Bir finansçı olan Jeffrey Epstein, küçük kızlara meraklı bir sapıktı ve Ghislaine ile birlikte buldukları küçük kızları, parayla kandırıp hem kullanıyorlar, hem de çevrelerindeki çok ünlü isimlere sunarak, ticari işlerini sürdürüyorlardı.
Eski ABD Başkanları Donald Trump ve Bill Clinton’la arkadaş olan Jeffrey Epstein’in sapıklıkları ortaya serilince, hakkında belgeseller yapıldı, zamanında tecavüz ettiği kadınlar ortaya çıkıp kendisini suçladılar ve sonunda hapishanedeki hücresinde kendini asmış olarak bulundu. Avukatları, olayın intihar değil cinayet olduğunu ileri sürdüler.
İşte tüm bu iddialar üzerine Ghislaine Maxwell de yakalandı ve tutuklandı, halen de yargılaması sürüyor. Ghislaine, hem birlikte olduğu Jeffrey Epstein’a, hem de onun çevresindeki benzer isimlere küçük kız bulmakla suçlanıyor.
Ghislaine ile hapiste intihar eden sevgilisinin bir başka ‘Kaçamak ortağı’ da, İngiltere’nin Prens’lerinden Andrew’du. Hatta ikisinin, adaya kapattıkları küçük bir kızla fotoğrafı bile var. Ve o kız, Prens Andrew’a sunulmuştu. Bu olaylara karıştığı için Prens Andrew İngiltere’de gözden çok düştü. Babasının cenazesinde üniforma giymesine bile kamuoyu ve askerler karşı çıktılar. Bu yüzden cenazede hiçbir prens üniforma giymedi ki, o da giymesin.
Para, şöhret ve politik güç insanları belli sınırları zorlamasına neden oluyor. O hale geliyor ki, artık kural filan tanımaz oluyor bazıları.
Bu verdiğimiz örnekteki isimlerin tümü böyleydi. Para, güç, şöhret, politik etki her şey vardı. O yüzden, grup seks partileri, fahişeler, çocuk yaştakilere tecavüz, uyuşturucu, adalarda partiler, özel uçaklar her şeyi yaptılar.
Ama sonları iyi gelmedi.
Jeffrey Epstein, en yakın arkadaşı Trump ABD Başkanı iken hapishane hücresinde öldü. Ghislaine tutuklandı ve şimdi alacağı cezayı bekliyor. Ayrıca geçenlerde tutuklandıktan sonra ilk kez bir fotoğrafı medyaya yansıdı ve gözü mosmordu, anlaşılan hapishanede dövülmüştü. Prens Andrew ise, İngiltere’de en nefret edilen insanların başında yer alıyor. Bu ekipten olan Donald Trump da insan içine çıkamıyor.
Rahmetli İsmet İnönü’nün bir sözünü çok severim. Şöyle demişti:
“Bir insan ömrüne sığan değişikliklere hayret edersiniz.”
Kesinlikle çok haklı.
Kimin aklına gelirdi ki, para içinde yüzen, özel uçaklardan inmeyen, özel adalarda, başkanlarla oturup kalkan, uyuşturucudan alkole, ‘hedonizmin’ tüm sınırlarını zorlayan 30 yıl öncenin İngiltere’nin Medya Patronu’nun kızı, hapislere düşecek, fuhuştan yargılanacak, hücresinde dayak yiyecek.
Osmanlı padişahları işte bu güç zehirlenmesine karşılık çözümü bulmuştu, her hafta Cuma namazına, çevresindekilerin “Mağrur olma Padişahım senden büyük Allah var!” sözlerinin arasından geçerek giderdi.