Merhaba Değerli arkadaşlar, sevgili Gazilerim,
Sözlerime başlamadan önce hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Bizler bu vatan uğruna canlarımızı, analarımızı, babalarımızı, eşlerimizi, çocuklarımızı düşünmeden ve gözümüzü kırpmadan hain teröristin kurşunlarına gövdemizi siper eden isimsiz Kahramanlarız.
Çoğumuz şahadet şerbetini içti, çoğumuz da yaralanarak Gazilik şerefine ulaştık.
Zor oldu tabi
Askerlik gibi kutsal bir görev sırasında yaralı bir aslan olarak dönüp sosyal hayata alışmak...
Kimi zaman kahvede bir arkadaşımız, kimi zaman evde eşimiz veya çocuğumuz, kimi zaman akrabamız sordu bize meraklı bakışlarla;
Askerdeyken yaralanmışsın, o zaman sen Gazi misin?
Hepimiz mutlaka ama mutlaka bu soruyla karşılaşmışızdır, ama cevap hep boğazımızda düğümlenmiştir.
Alnımız akbaşımız dik bir şekilde evet Gazi’yim diyebilmeyi geçirmişizdir gönlümüzden.
Evet, Gaziyim evladım, evet Gaziyim sevgili eşim, evet Gaziyim arkadaşım, evet Gaziyim sevgili kardeşim diyemedik.
Diyemedik çünkü canımızı uğruna feda ettiğimiz topraklara dışarıdan enjekte edilmiş milli olmayan bir Nizamname vardı karşımızda. Adı gibi 1953 yılında ülkeme zerk edilmiş 1053 sayılı Nizamname.
Adeta insanları askerlikten soğutup terörle mücadeleyi etkisizleştirmek için icat edilmiş bir yabancı ürün bu Nizamname.
Neden mi?
Söyleyeyim;
Evladı babasının yarasını sorup niçin Gazi sayılmadığını bir türlü anlayamadığından, kendisi de bir gün babası gibi asker olup hain teröristin kurşununa hedef olduğunda Gazilik şerefinin kendisine de çok görüleceğini düşünüp askere gitmemenin yollarını daha çocuk yaşlarda araştırmaya başladığı için.
İşte sevgili Gazilerim, biz bu Nizamnameye karşı hukuk savaşı başlattık ki evlatlarımız askere gitmemenin yollarını çocuk yaşlarda aramasın.
Genç delikanlılar askere gittiklerinde bu vatan için canlarını verdiklerinde Şehit, yaralı döndüklerinde Gazi olacaklarını bilsinler diye bizler bu anlamsız Nizamnameye karşı hukuk savaşı başlattık.
Gelin hep birlikte omuz omuza vererek Gazilik haklarımızı hukuk mecrasında arayalım. Bu mücadelede ne kadar çok dava açılırsa o kadar çok bu konuya dikkat çekerek farkındalık oluşturmuş oluruz.
Bizler haklarımızı mahkemelerde aradıkça zamanla karşımızda duracak bir Nizamnamenin kalmadığını göreceğiz.
Haklı olduğumuz bu kutlu yolda zafere ulaşmak için hep birlikte hukuk mücadelesi vermek için sizleri de aramızda görmeyi istiyor ve bekliyoruz.
Yazmaya devam edeceğim
Mağdur Gaziler için Adalet Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Sözlerime son verirken hepinizi saygıyla selamlıyorum... Esen kalın, Sağlıcakla kalın…
3713 Terörle Mücadele Sırasında 1995 yılında Kuzey Irak’ta yaralanan 1953 Bakanlar Kurulu 1053 nizamname ve T.S.K. Sağlık Yeteneği yönetmeliği mağduru
Mustafa GAZİM