Telefonlarım susmuyor, geceli-gündüzlü arayanlar Bodrum’da neler olduğunu sorup duruyorlar.
İmar Müdürlüğüne polis baskını, herkesin dilinde ve merak merkezlerini zorlayıp duruyor.
Aslında önemli bir olay ama, benzerine ülkenin her yerinde bolca rastlıyoruz.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz inancına sahip olan toplumumuz, ateşin kendisine pek aldırmaz da, dumanı gördü mü balıklama dalar peşine.
Türkiye’nin neresine el atsanız elinizde kalıyor.
Hele iş imar izinleri, imar birimleri, imar personeli oldu mu, doğru-yalan söylentilerle çalkalanıyor ortalık.
Sadece Bodrum’da değil, tüm turizm ve sahil bölgelerinde dedikodular ayyuka çıkıyor.
Ama işin içine polis baskını girdi mi işler değişiyor.
Daha bir ciddiye alınıyor iddialar, yorumlar daha bir farklı ve kapsamlı yapılıyor.
Özetle rant bölgelerinde ihbar, itham, iftira gerçek ve şaibeli dosyalardan geçilmiyor.
Bu yüzden yüzlerce müfettiş aylar hatta yıllarca dosyalara gömülüyorlar.
Mahkemeler sürekli çalışarak, bu çoğu kirli taşlarla dolu pirinci ayıklamaya çalışıyorlar.
Turpun büyüğü heybede misali, çok büyük imar usulsüzlük ve yolsuzlukları Ankara’da ama, oradakiler Bodrum-Marmaris-Kuşadası Ayvalık ve Çeşme’dekiler kadar ses getirmiyor, gürültü koparmıyorlar.
Balık baştan koksa da, ayaktaki koku daha fazla duyuluyor işte.
Konu Adliye’ye intikal ettiği için, Bodrum’da olanlarla ilgili fazla bir şey söylemek mümkün değil.
Gerçeği yargı ortaya çıkaracak, kararı orası verecek.
Belediye Başkanı Ahmet Aras devlette görev yapmış, askeri disiplinin bilincinde, çalışkan bir idareci olup, Bodrum’da yılların biriktirdiği ağır ve ciddi sorunları omuzlamak zorunda kaldı.
Kaçak yapıların üzerine gitti, başka kurumların yaptığı yatırımlar sonucu bozulan yolların, kesilen elektrik ve suların ağır eleştiri ve tenkitlerine hedef oldu.
Kendi partisi içinde bile kum torbasına döndü, peşpeşe yumruklar yedi ama yine de yere düşmeyerek, inandığı hedefe doğru kararlı adımlarla yürüdü.
Yanlışı da olmuştur, ihmali de olmuştur mutlaka.
Her zaman söylerim Belediye Başkanlığı kolay bir iş değildir.
Yapılan güzel işleri normal sayar insanlar.
Ama yapılmayanların yada yapılamayanların üzerine buldozer gibi gider, ezip geçeriz.
Sebeplerini ne kadar anlatırlarsa anlatsınlar, bir kulağımızdan girer, öbür kulağımızdan çıkıp gider hemen.
Ahmet Aras Bodrum’a güzel işler de yaptı, çok önemli işler de.
Ama yapamadıkları yada hakkında ileri-geri söylenenler, yaptıklarını sıfırlamaya doğru itekledi.
Hele yollardan şikayetler ile imar yolsuzluğuna ilişkin iddialar, işin tuzu biberi oldu.
Aklı başında insanların çoğu, Belediye ile uzak-yakın çıkar ilişkisi olmayanlar, önyargı saplantısı taşımayanlar Ahmet Aras’ın yolsuzluğa, usulsüzlüğe çanak tutmayacağını, yol vermeyeceğini, göz yummayacağını bilir.
Kararlarını tartışabiliriz, doğru-yanlış bulabiliriz, ama namusuna ve şerefine dil uzatmaya-aksi ortaya çıkmadıkça-kimsenin hakkı yoktur ve haddi de olamaz.
Ahmet Aras görevini yaparken, yasaların gereğini yerine getirebilmek için çok kişinin canını yaktı.
Kaçak evi yıkılanlar, evlerinin kaçak bölümleri mühürlenenler ve yüklü para cezalarını ödemek zorunda kalanlarla, yasaya uygun olmayan talepleri geri çevrilenlerin hepsi, verip veriştirdiler Aras’a.
En yakın arkadaşları ile partilileri bile yaylım ateşine tuttular onu.
Kolay değil bunların hepsini göğüslemek.
Hakkında Cimer’e, İçişleri Bakanlığına, CHP Genel Başkanına bile bir sürü şikayet dilekçeleri gitti.
Çok sayıda müfettiş çalıştı ve hala çalışıyor Bodrum’da.
Buna rağmen Ahmet Aras, gürültü patırtılar arasında bile işlerini aksatmadan yapmaya çalışıyor.
Pes doğrusu…
Belediyelerin tüm birimleri iyi, doğru ve dürüst çalışmak zorundadırlar.
Bunun koordinasyonunu sağlamak, hizmetleri kusursuz yönetmek ve yürütmek Başkanların işidir.
Ancak seçilen başkanlar, kendi ekipleriyle değil, buldukları kadroyla çalışmak zorundadırlar.
Zamanla bunlara birkaç takviye yapma ve yeni kadrolar alma imkanını sağlasalar bile, sonuçta umduğuyla değil bulduğuyla çalışır başkanlar.
Ayrıca mensubu olduğu partilerin genel merkezleri ve il yönetimleri de tepeden tayin baskılarıyla, hayli zor duruma düşürürler onları.
Bir Belediye Başkanı alttaki memurların görevlerini suistimal edip etmediklerini bilmesi elbette imkansızdır.
Bunu birim amir ve müdürleri izlerler.
Ancak kendisine gelen ihbar mektupları, söylentiler ve doğru-yanlış iddialarla ilgilenmek, bunları ciddiye almak ve hemen soruşturmalar açıp, bunları dikkatle takip etmek de başkanların başlıca görevleri arasındadır.
Bu da yetmez, sonuçlarını hemen kamuoyuna açıklamak yükümlülüğü de vardır Başkanların.
Aslında memurların, belediye çalışanlarının tümünün yaşamlarındaki değişiklikleri de takip etmek lazım.
Yıllardır kirada oturan adam mükemmel birkaç ev yaptırmış, son model bir otomobile sahip olmuş, aniden yaşam sınıfını değiştirmişse, bunları da namus radarıyla izlemek şart.
Devletimiz bununla ilgili mal beyanı mecburiyeti getirmiş.
Her memur 5 yılda bir mal beyanı vermek zorunda ve bu beyanlar ihbar olmazsa açılıp kontrol edilmiyor bile.
Çok komik ve hiç uygulanmayan bir yasa bu.
Neden 5 yılda bir ve niçin sürekli kontrol değil de, ihbar beklemek garabeti?
Bu yasa doğru dürüst ve dikkatle uygulansa eğer, çok kişi memuriyete veda etmek ve mahkemelerde hesap vermek zorunda kalır.
Bu yasa iyi çalışsa, kimse kimseye kuşkuyla bakmaz, namuslu insanlar rahatsız edilmez ve rüşvet kapıları ardına kadar açık tutulmaz.
Neyse, Ankara’nın kayıtsız kaldığı, gözümüzün önünde cereyan eden bir sürü rezalete rağmen hala işletilmeyen ve yok sayılan bir yasayı hatırlatmak ve bundan medet ummak bana mı kaldı?
Ben Bodrum Adliyesine ötedenberi çok güveniyor, bu konuda da gerçeği ortaya çıkaracak ve kamuoyu ile Belediyeyi çok rahatlatacak kararı süratle alacağına inanıyorum.
Suç varsa cezası da olacak, suçu işleyen bu cezayı mutlaka çekecektir.
Şöyle yada böyle Bodrum, İmar Müdürlüğündeki iddialarla ilgili çalkalanırken, morali bozulan belediyemiz de yollarımızın onarımına ve şehri sezona hazırlamaya birkaç gün içinde başlayacak.
Her şeyin hayırlısı…
CAN PULAK