Birkaç yıl önce Fransa’da Lyon kentinde gitmek isterken, bilet fiyatı daha ucuz olsun diye Pegasus Havayolları ile Saint Etienne kentine uçmuştum. Çünkü Lyon ile Saint Etienne arasında sadece 60 km kadar mesafe vardı ve bilet fiyatındaki fark bu 60 km için ödenecek paradan daha fazlaydı.
Saint Etienne’e inince, buranın çok küçük bir havaalanına olduğunu fark ettim. Pegasus Havayolları, tabelalarıyla, çalışanlarıyla sanki tüm havaalanının sahibi gibiydi. Biraz araştırınca, şöyle bir gerçekle karşılaştım:
Meğer Pegasus Havayolları, İstanbul-Lyon arasındaki uçuşları daha ucuza getirmek için bu havalimanını kiralamış. Çünkü bu havalimanı, yazın sadece birkaç Fransız şirketinin Charter seferleri için kullanılıyor, yılın diğer zamanlarında boş kalıyormuş. Pegasus’un uyanık patronu Ali Sabancı bunu öğrenince, her gün Sabiha Gökçen’den bir sefer yapmaya başlamış. Böylece THY’nin Lyon’a uçtuğundan daha ucuza, Türk yolcuları günde bir uçakla buraya taşıyordu. Gerek Fransa’da çalışan gurbetçiler ve gerekse Fransa’da kışın kayak yapmaya giden Türk turistler daha ucuz diye bu uçakları dolduruyordu. Hatta öyle ki, bu havaalanının açık olduğunu ve her gün uçak geldiğini, Saint Etienne’de yaşayanlar bile bilmiyordu, ben bile dönüş için havaalanını ararken yolu sorunca “Bizim burada havaalanı yok” demişti yerel halk. Ali Sabancı’nın bu zekasına da şapka çıkartmak gerekiyordu. Sonra konunun uzmanı bir gazeteci dostum, Ali Sabancı’nın başka ülkelerde de benzer havaalanları bulup çalıştırdığını söylemişti.
Bu olayı yaşayınca, bir daha takdir etmiştim Ali Sabancı’yı. Ali Sabancı ne de olsa rahmetli işadamı Sakıp Sabancı’nın yeğeniydi ve Pegasus Havayolları’nı bu seviye getirmesi de tesadüf değildi.
Bu öykü nereden aklıma geldi derseniz, bir iki gündür her yerde Balıkesir’de inşa edilen ve tek uçağın inmediği havaalanını ile ilgili gazeteci Zekeriya Albayrak’ın bir haberi var.
Meğer Balıkesir'e, Koca Seyit Havalimanı'nın yanı sıra ikinci bir havalimanı inşa edilmiş. 420 dönüm üzerine yapılan Balıkesir Merkez Havalimanı'nı 60 milyon TL’ye mal olmuş, geçen 10 Şubat'ta hizmete açılmış. Ama aradan 6 ay geçmesine rağmen havalimanına tek bir uçak inmemiş; herhalde içinde koyunlar otluyordur şimdi.
Bu konuda bir muhalefet milletvekili ilgili bakana “Havaalanı ne zaman hizmete girecek, yoksa hep kapalı mı kalacak?” diye soru sormuş, bakan da “Havalimanı, her türlü sefer talebine cevap verebilecek kapasitededir” diye kaçamak cevap vermiş. Çünkü havaalanının hiç açılmayacağının bakan da farkında galiba, yani havaalanı her türlü ihtiyaca cevap verecek ama tek eksiği inmeyen uçaklar. Ee uçak inmesi için de yolcu lazım. Tabii ki Balıkesir’e her gün iki havaalanını dolduracak kadar yolcu da gitmiyor.
Ben bu havaalanı yapma merakını hiç anlamış değilim.
İstanbul’da mükemmel bir havalimanı varken burası terk edilip yenisi yapıldı; eskisinin pistlerinin üzerine de hastane yapıldı.
Balıkesir’de daha birinci havaalanı dolmuyorken ikincisi yapıldı ve hiç uçak inmedi.
Bir de Kütahya’da “Zafer” adıyla yeni bir havaalanı yapılmıştı 2012 yılında. Ona da 1 milyon 232 bin yolcu garantisi verildi, sayı 82 binleri geçmeyince, işletmecisine her yıl devlet ödeme yapmaya başladı.
Bu havaalanlarını yapanlara hiç mi kimse, “Yahu siz hesap, kitap bilmiyor musunuz?” diye sormuyor anlamıyorum.
Eğer bu konuya kimsenin kafası basmıyorsa, Ali Sabancı orada duruyor, açın bir telefonu, size havaalanı nasıl rantabl kullanılır, nasıl para kazanılır anlatsın.
Böylece bu ülkenin paraları boşa gitmesin.