Bosna Hersek'te 1992 yılında başlayan savaş, 21 Kasım 1995'te Dayton Barış Antlaşmasının paraf edilmesiyle son buldu ve 21 Aralık 1995'te de antlaşma nihai halini alarak barış sağlandı.
Bosna Hersek'te karmaşık siyasi yapının önünü açan, ülkenin 2 entite ve bir özerk bölgeye ayrılmasına neden olan antlaşma, 28 yıl önce ABD'nin Dayton kentinde paraf edildi.
Antlaşma ile bugün halen Bosna Hersekliler tarafından tartışılan Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR) kuruldu. Barış antlaşmasının uygulanmasını denetleme görevi verilen Yüksek Temsilci, ihtiyaç durumunda yasa çıkartabiliyor, devlet Başkanlığı Konseyinin üyeleri dahil olmak üzere ülkede barışın uygulanmasına engel olan kişileri de görevden alabiliyor.
Dayton'a giden yolda Boşnaklar, Sırplara ve Hırvatlara karşı önemli zaferler kazandı
Dayton'a giden yol, Bosna Hersek'in bağımsız bir devlet olmak istemesiyle başladı. Yugoslavya dağılmaya başlayınca Boşnaklar da 29 Şubat-1 Mart 1992'de bağımsızlıklarını ilan edebilmek için referandum yaptı. Bosna Hersek'teki Sırpların protesto ederek katılmadığı referandumdan, "bağımsızlık" kararı çıktı.
"Büyük Sırbistan" ideolojisini savunan Sırplar, Bosna Hersek'in bağımsızlığını tanımadı ve Yugoslav ordusunun da imkanlarıyla katliamlar gerçekleştirdi.
Bosna Hersek'te 4 yıla yakın süren savaş sonrası 2 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kalırken, çoğunluğu sivillerden oluşan 300 bin kişi de öldü.
Bosna Hersek'in Prijedor, Visegrad, Foca, Bijelina, Zvornik ve Srebrenitsa gibi birçok kentinde Sırplar tarafından büyük katliamlar gerçekleştirildi. Savaşın sona ermesine yakın Sırplar tarafından soykırım gerçekleştirilerek, Srebrenitsa ve civarında sadece birkaç gün içinde 8 binden fazla Boşnak sivil katledildi.
İmkansızlıklar içinde bağımsızlıklarını korumak için ülkenin batısında ve güneyinde Hırvatlara, doğusunda ve kuzeyinde Sırplara karşı savaşan Boşnaklar, önemli zaferler kazandı.
Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük katliamlara sahne olan Bosna Savaşı, Dayton Barış Antlaşması ile sona erdi.
Dayton Barış Antlaşması ile Bosna Hersek, 2 entite ve bir özerk bölgeden oluşturuldu
ABD'de paraf edilen antlaşma, 14 Aralık 1995'te ise Fransa'da dönemin Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından resmen imzalanarak kabul edildi.
Bosna Hersek'in kurucu cumhurbaşkanı merhum Aliya İzetbegoviç antlaşma için "Bu adil bir barış değil ancak savaşın devam etmesinden daha adil. İçinde bulunduğumuz bu durumda ve böyle bir dünyada daha iyi bir barış sağlanamazdı." ifadesini kullanmıştı.
Barış antlaşmasıyla ülkede yaşayan Boşnak, Hırvat ve Sırplar "ülkenin kurucu halkları" kabul edildi ve Bosna Hersek ülkesi, nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvat ve Boşnakların oluşturduğu Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ile Sırp nüfusun yoğun olduğu RS entitelerinden ve özel bir statüye sahip Brcko Bölgesi'nden, FBIH entitesi de her birinin kendi hükümeti ve meclisi bulunan 10 kantondan oluştu.
Bosna Hersek'te devletin en üst makamını belirleyen, Boşnak, Sırp ve Hırvat üç üyenin bulunduğu Devlet Başkanlığı Konseyi oluşturuldu ve dört yıllığına halk tarafından seçilen konsey üyeleri, dönüşümlü olarak sekiz aylığına "konsey başkanlığı" yapıyor. Ayrıca konseyin Hırvat ve Boşnak üyeleri, FBIH'de yaşayanlar, Sırp üye ise RS'de yaşayanlar tarafından seçiliyor.
Dayton Antlaşması ile ülkede oluşan karmaşık yapıda, kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan (3'ü konsey üyeleri), 13 başbakan ve 130'dan fazla bakan yer alıyor. Ülkede bir kanun çıkarılmak istendiğinde Sırp, Boşnak ve Hırvat temsilcilerin onayı gerekiyor ve bu da dış politika gibi önemli konularda alınacak kararlarda Devlet Başkanlığı Konseyi'nin üç üyesinin de uzlaşması anlamına geliyor.
"Dayton düzeninin uzun vadede yürüyeceğini sanmıyorum"
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS) Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Dr. Jahja Muhasilovic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dayton Antlaşması'nın bir ateşkes niteliği taşıdığını söyledi.
Antlaşmanın uzun vadede bir çözüm üretmediğini dile getiren Muhasilovic, şöyle konuştu:
"Dayton'un yapmış olduğu, savaşta oluşmuş ve savaş döneminde resmileşmiş olan bir takım etnik bölünmeleri, bir şekilde daha da sabitleştirmiş oldu. Dayton düzeninin uzun vadede yürüyeceğini sanmıyorum çünkü Bosna Hersek, Dayton sisteminin en büyük kurbanı oldu. Bu, bir takım haksızlıklar ortaya çıkarıyor. Boşnak halkı, bazı araştırmalara göre ülkenin nüfusunun yüzde 60'ını oluşturuyor. Yüzde 60 olan Boşnaklarla, yüzde 10 olan Hırvatların arasında, Hırvatlar daha fazla hakka sahip olmuş oldular, bu sistemden dolayı. Sırp ve Hırvatların yıkıcı politikasını tanımış oldu Dayton Antlaşması."
Muhasilovic, Sırbistan ve Hırvatistan'ın Bosna Hersek'te yaşayan Sırpları ve Hırvatları kullandığını ifade ederek, Yüksek Temsilci'nin de büyük güçlerin isteklerini gerçekleştiren bir siyasi unsur olduğunu kaydetti.
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü öğretim üyesi Dr. Mustafa Krupalija ise Bosna Hersek kamuoyunun, Dayton Antlaşması'nın kalıcı bir çözüm sunamayacağının farkına vardığını aktardı.
Dayton Antlaşması'nın tarihinin geçtiğini belirten Krupalija, "Avrupa Birliği'nin 'Bosna Hersek ile ne yapmak istediği?' sorusu cevabın merkezinde bulunuyor. Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar olarak dediğimiz gibi tek başına veya ortaklaşa bu meseleyi çözecek konumda değiller maalesef. Bosna Hersek'te üç asli unsur var: Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar. Bunlar Hırvatistan'ın siyasi temsilcileri, Sırbistan'ın siyasi temsilcileri değiller. Antlaşma yapılacaksa bu Sırbistan'dan ve Hırvatistan'dan bağımsız olarak burada yaşayan Sırplar ve Hırvatların da ortaklaşa katılacağı ve Boşnaklarla anlaşacağı veya uzlaşacağı bir çözüm üzerine olmalı diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Krupalija, son dönemde AB menşeili bazı politikaların birliğe üye olan Hırvatistan'ın politikalarına göre yapıldığını gördüklerini dile getirdi.