25 Temmuz'da tutukluluğu ev hapsine çevrilen Brunson, bu sabah erken saatlerde evinden alınarak Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ne götürüldü.
Dördüncü kez hakim karşısına çıkan ABD'li Pastör Brunson için hem evinin önünde hem de mahkemede yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Brunson Aralık 2016'dan Temmuz 2018'e kadar tutuklu olarak yargılanmış, daha sonra tutukluluğu ev hapsine çevrilmişti.
Bugünkü duruşmada Brunson'ın avukatı İsmail Cem Halavurt'un bir kez daha hakimden Brunson'ın tahliyesini talep etmesi bekleniyor.
Halavurt geçen hafta da ev hapsi kararının bozulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Brunson için bugüne kadar yapılan itirazlar sonuçsuz kalmış, mahkeme ev hapsinin devamı yönünde karar vermişti.
İzmir Ağır Ceza Mahkemesi, ev hapsi süresi boyunca Brunson'a elektronik kelepçe takılmasına da hükmetti.
Son iddia: 'ABD - Türkiye anlaştı, Brunson serbest kalacak'
Dün Amerikan NBC Haber televizyonu, Türkiye ve ABD'nin Brunson'ın serbest kalması için bir uzlaşmaya vardığını ve bugün yapılacak duruşmada Brunson'a yöneltilen bazı suçlamaların düşürüleceğini bildirdi.
NBC'nin iki üst düzey Trump yönetimi yetkilisi ve konuyu bilen bir başka kişiye dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın varılan gizli bir anlaşma uyarınca Brunson'ın önümüzdeki günlerde serbest bırakılmasını beklediği ifade edildi.
Haberde söz konusu uzlaşmaya, Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın, geçen ay New York'ta yapılan BM Genel Kurulu toplantıları sırasında Türk yetkililerle yaptıkları görüşmeler sırasında ulaşıldığı belirtildi.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Neuert ise Pastör Andrew Brunson'un salıverilmesi için Türkiye'yle yapılan herhangi bir anlaşmadan haberleri olmadığını söyledi.
Pastör Andrew Brunson kimdir?
ABD vatandaşı olan Brunson, Ekim 2016'da sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındı ancak Aralık ayında Fethullah Gülen Cemaati'ne üye olma suçlamasıyla tutuklandı. Brunson hakkındaki iddianame Mart 2018'de hazırlandı.
North Carolina eyaletinde doğan 50 yaşındaki Brunson, 23 yıldır eşiyle birlikte Türkiye'de yaşıyordu ve tutuklandığı sırada süresiz oturma izni başvurusunu sonucunu bekliyordu.
ABD, Brunson'ın serbest bırakılmamasının ardından "insan hakları ihlallerinin sorumluluları" oldukları gerekçesiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım uygulamaya başladı.
Başkan Donald Trump, daha sonra Türkiye'den çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan gümrük vergilerini ikiye katladı. Bu kararın Brunson davası nedeniyle değil, iç kullanm kapasitesini artırmak amacıyla alınan bir dizi önlem kapsamında yürürlüğe sokulduğu açıklandı.
Pastör Brunson Davası ile ilgili detayları 5 başlıkta:
Brunson ne zaman ve neden tutuklandı?
Pastör Andrew Brunson, eşi Norine Brunson ile birlikte Türkiye'de 20 yılı aşkın bir süre yaşadıktan sonra 2016 yılında süresiz oturma izni için başvurdu.
İddianamede yer alan yazışmalara göre, İçişleri Bakanlığı, Ağustos 2016'da yazdığı yazıyla süresiz oturma izni başvurusunun "kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından" uygun bulunmadığını ve reddedildiğini belirtti.
Yazışmalarda Bakanlık ayrıca, "Brunson'ın 2010-2013 yılları arasında Kürt orijinli vatandaşlara yönelik ayinler düzenlediği" ve "Suriye'den gelen sığınmacılara yardım sağlama görüntüsü altında misyonerlik faaliyetleri yürüttüğünü" öne sürdü.
Andrew Brunson ve eşi Ekim 2016'da İzmir Alsancak Polis Karakolu'na çağrıldı. Burada sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındılar. Eşi Norine Brunson, 13 gün sonra serbest bırakıldı.
Brunson daha sonra sınır dışı edilemek üzere Bornova ilçesindeki Geri Gönderme Merkezi'ne sevk edildi. Burada sınır dışı edilmeyi beklerken, Aralık 2016'da Fethullah Gülen Cemaati'ne üye olmak suçlamasıyla aynı gün içinde önce gözaltına alındı, daha sonra da tutuklandı.
Pastör Brunson, Ağustos 2017'de, İzmir F Tipi Cezaevi'nde yatmakta olduğu sırada bu kez de "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından da tutuklanması talep edildi.
Brunson, Ağustos 2017'de bir kez daha tutuklanması isteminin değerlendirildiği duruşmada verdiği ifadede hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Daha sonraki duruşmalarda da yaptığı tahliye talepleri kabul görmedi.
Brunson hakkındaki iddianamede ne suçlamalar var?
Pastör Andrew Bruson hakkındaki iddianame tutuklanmasından yaklaşık 1,5 yıl sonra hazırlandı ve Mart 2018'de İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede, Brunson'a hem Fethullah Gülen Cemaati hem de PKK adına suç işlediği suçlaması yöneltildi.
Brunson için "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle 15 yıla kadar, "devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek" suçlamasından 20 yıla kadar hapis cezası istendi.
Anadolu Ajansı'nın ayrıntılarını yayımladığı iddianameye göre, Brunson'ın Gülen yapılanmasına üye bazı isimlerle görüşmeler yaptığı belirtildi.
Brunson'ın temas kurduğu isimler arasında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç'ın da yer aldığı öne sürüldü.
İddianamede kilisesinde PKK ile Gülen Cemaati'ni "övücü ve bölücü içerikli konuşmalar" yapmakla suçlanan Brunson'ın evindeki aramalarda "çok sayıda dijital materyal" ele geçirildiği vurgulandı.
Brunson'ın ayrıca Mayıs ve Haziran 2013'teki Gezi Parkı'na alışveriş merkezi yapılması planının protesto için düzenlenen eylemlerin organizatörlerinden biri olduğu da iddia edildi.
Pastör Brunson, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı ve yaklaşık altı saat süren Türkçe bir savunma yaptı. Savunmasını yaparken bir ara ağlayan ve fenalaşan Brunson, "yasa dışı hiçbir şey yapmadığını" söyledi.
Brunson bu iddialar karşısında ne diyor?
Pastör Andrew Brunson, Ağustos 2017'de bir kez daha tutuklanması talebinin değerlendirildiği celseye SEGBİS aracılığıyla bağlandı.
Burada verdiği ifadede Brunson, hakkındaki iddiaları reddetti.
Türkiye medyasına yansıyan haberlere göre Brunson, "Hayatım boyunca hiçbir Fetullahçı ile hiç tanışmadım. Toplantılarına hiç katılmadım. Ben kilise kurdum. Casusluk yapmadım. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü destekliyorum. Benim derdim İsa Mesih'i anlatmaktadır. Fetullahçı terör örgütüyle hiçbir bağlantım yoktur. Ne zaman nerede ve nasıl casusluk yaptım açıklanmasını istiyorum" dedi.
Brunson, avukatları ve ailesi ise bu iddiaların tamamını reddediyor.
Avukatı Halavurt da yaptığı açıklamalarda, iddiaların asılsız olduğunu söyledi.
Halavurt, "Brunson'ın inancından dolayı tutuklandığını ortaya koyan kanıtlar var" dedi.
Dava öncesinde Amerikan NBC News Televizyonu'na konuşan Brunson'ın kızı Jacqueline Furnari de, "Babam yanlış bir şey yapmadı. Barışçıl, sevgi dolu bir adam, o bir pastör. Bu suçlamaların tamamı saçmalık" diye konuştu.
Pastör'ün hapiste geçirdiği süre içerisinde 25 kilo verdiği ve depresyona girdiği de öne sürüldü.
ABD ne tepki gösterdi?
Şu an Türkiye'de cezaevinde bulunan ABD vatandaşları arasında yer alan Brunson'ın tutukluluğu, ABD'nin sert tepkisini çekti.
İlk kez en üst düzey ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs 2017'de yaptığı görüşmede gündeme getirilen bu konu, ikili ilişkilerdeki en önemli meseleler arasında yer alıyor.
ABD Hazine Bakanlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün ABD'deki mal varlıkları ve mal varlıklarından elde edebilecekleri faiz gelirlerini dondurdu ve ABD vatandaşlarının bakanlarla herhangi bir iş ve işlem yapması yasaklandı.
Ayrıca ABD Kongresi'nde de askeri ve mali konularda Türkiye'ye yönelik bazı süreçler yürütülüyor.
ABD, daha önce de Brunson'ın avukatları ile görüştürülmediği ve hakkındaki suçlamaların ayrıntılarını bilmediğini de öne sürdü. Ancak daha sonra Brunson'ın avukatları ve ABD Büyükelçiliği temsilcileri ile görüşmesine izin verilmeye başlandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Mart ayında yaptığı açıklamada, Brunson'ın en son 6 Şubat'ta avukatı ve konsolosluk yetkilileriyle görüştüğünü söylemişti.
Brunson Davası, ABD Kongresi'nde de sıklıkla gündeme getiriliyor.
İlk duruşmayı izlemek üzere Amerikalı Senatör Thom Tillis ile ABD'nin inanç özgürlüğü temsilcisi Sam Brownback de İzmir'e gitti.
Brunson'ın serbest bırakılması için çeşitli sivil toplum kuruluşları da kampanya yürütüyor.
ABD'nin muhafazakar sivil toplum örgütlerinden Amerikan Hukuk ve Adalet Merkezi'nin (ACLJ) Brunson'ın serbest bırakılması talebiyle açtığı imza kampanyasını şu ana kadar 480 bin kişi imzaladı.
Türk hükümeti ne diyor?
Brunson'ın durumuyla ilgili en net açıklamalardan birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi.
Erdoğan, Eylül 2017'de yaptığı bir konuşmada, Brunson'ın serbest bırakılmasını Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle bağdaştıran ifadeler kullandı:
"Pensilvanya'daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. Sen nasıl profesörsün? Sen profesör olsan ne yazar? 'Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar" dedi.
ABD ise olası bir takası reddetti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Şubat ayında 24 kanalına verdiği mülakatta, yaptıkları görüşmede ABD'li mevkidaşı Rex Tillerson'ın Türkiye'de tutuklu ABD vatandaşlarıyla ilgili yargı sürecinin hızlanması talebini yinelediğini ve Brunson'ın durumunu da gündeme getirdiğini söyledi.
Uluslararası medya kuruluşlarında da Brunson'ın bir "pazarlık unsuru" olduğu yönünde yorumlar yer aldı.
İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi Brunson'ı, "ABD ile Türkiye arasındaki kavgada bir piyon" olarak nitelendirdi.
ABD-Türkiye ilişkileri ne durumda?
Türkiye ile ABD ilişkileri, tarihin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyor.
Brunson davası ve başka ABD vatandaşları ile Türkiye'deki diplomatik misyonlarında görev yapan yerel çalışanların tutukluluğu, son dönemde ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerde sıkıntılı konular arasında yer alıyor.
Analistlere göre, Brunson davasının yanı sıra bir NATO üyesi olan Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın alma planları ve Ankara'nın ABD'nin İran'a yeniden uygulamaya sokmaya hazırlandığı yaptırımlara uymayacağını açıklaması da Washington'da rahatsızlık yaratan diğer konular arasında yer alıyor.
Türkiye ise 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin sorumlusu olarak gösterdiği Fethullah Gülen'in iade edilmemesinden ve Suriye'de de ABD'nin çoğunluğunu Kürt silahlı grup Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) verilen destekten duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getiriyor.
Ayrıca, New York'ta görülen davada eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın İran yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmek suçundan hüküm giymesinin ardından ABD Hazine Bakanlığı'nın Halkbank'a ceza kesip kesmeyeceği de ikili ilişkiler açısından izlenen bir diğer konu.
BBC