Üç gün önce, Yeni CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul BB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindekiler, ölüm yıldönümünde merhum başbakanlardan Adnan Menderes'in kabrini ziyaret etmişler.
Ayrıca bir CHP heyeti de Koçarlı’ya gitmiş...
Hal böyleyken...
Hazır Koçarlı’ya gitmişken, keşke, Adnan Menderes’in soyadı daha Ertekin iken iğfal ettiği Çakırbeyli Çiftliği'nin kahyası Budaklı Mehmet'in kız kardeşi Ayşe'nin de mezarını ziyaret edip bir fatiha okusaydılar.
Okumadıkları için bilmezler; Adnan Menderes'in "seni alacağım" vaadiyle kızlığını bozduğu kahyanın kardeşi Ayşe, haberi öğrenen sevdalısı Adnan Beyi öldürmek kastı ile çiftliği bastığında, Adnan Bey’in önüne kendini atarak kurşunlara hedef olup, ölmüştü.
Uçkuru düşük gezen Adnan Beyin vukuatları bundan ibaret değildi.
Daha 1940’lı yıllarda CHP milletvekili iken, üstelik de evli iken, Konya Valisi Haydar Vaner’in kızı, Sadi Irmak’ın baldızı olan, mühendis Aziz Süver’le evli Mukaddes Hanımı, portföyüne dahil etmişti.
Evli Mukaddes Hanıma olan aşkını, TBMM antetli kağıtlarla yazdığı mektuplarla ifade etmişti.
Mideleri kaldırırsa, okumalarını öneririm.
Mukaddes Hanımla 1946-1958 yılları arasında süren ilişkisi sırasında, aynı anda başka kimleri idare etmiyordu ki?!
Berin Hanımla evliydi, Hasan Ferit Alnar’ın karısı, Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge’nin yeğeni Ayhan Aydan’dan vazgeçemiyordu.
https://www.youtube.com/watch?v=d96xWorRWoU
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ferit Avni Sözen’in karısı Suzan Sözen ise adeta bir Afrodit’ti, nasıl onsuz yapabilirdi?!
http://onucoksevdimben.blogspot.com/2013/09/ben-onu-cok-sevdim-adnan-menderes-ayhan-aydan-dizi-izle-yeni-bolum-full-tek-parca-sevgilisi-metresi-suzan-sozen.html
Bu bilinenler, uzun süreli ilişkisi olanlardı.
Ya günlük ihtiyaçları için kullandıkları?!
Rivayet, tevatür muhtelif...
Adnan Menderes, Ayhan Aydan’ın kocası "Türk Beşleri"nden Hasan Ferit Alnar’a, "karını boşa ben alacağım" diyor, Emniyet Müdür yardımcısı Ferit Avni Sözen’in Teşvikiye’deki evine gittiğinde, karısı ile beraber olmak için "sen biraz arka odaya geçiver" demekten utanmıyordu.
https://blog.milliyet.com.tr/bosa-ben-alacagim/Blog/?BlogNo=165451
Yassıada’da görülen "Bebek Davası", Ayhan Aydan’dan gayrimeşru olarak peydahlanan çocuğun, doğduğu halde siyasi kariyerine zarar vereceği gerekçesiyle öldürüldüğü, iddiasıyla açılmış davaydı.
Peki Yassıada’da görülen "Örtülü Ödenek Davası"nda, örtülü ödenekten neden yıllarca, boşanan koca Hasan Ferit Alnar’a ödeme yapıldığını hiç merak edip araştırdınız mı?!
Ya, boşanmış kocaya örtülü ödenekten para ödenmiş de, babasına da ödenmesi ne demek oluyor, diye hiç sordunuz mu?!
Adnan Menderes’in evine kurban bayramı için alınan koçların bedelinin örtülü ödenekten ödenmesi ayıp ve suç ise, koçları getiren çobana verilen 2,5 lira bahşişin de örtülü ödenekten ödenmesine "bu kadar da olmaz" dedinİz mi hiç?!
Adnan Menderes eğer asılmasaydı; gerçek muhafazakar, mütedeyyin, namuslu, ahlaklı insanların düşüncesine göre rezil olarak, yüzüne tükürülerek ölecek bir hayat sürmüştü.
Adnan Menderes böyle de, İzmirli Evliyazadelerin iki kızını alarak bacanak olan bu ailenin üç damadı gibi, üçü de darağacında can verenlerden biri olan Fatin Rüştü Zorlu’nun yaşantısı çok mu düzgündü, muhafazakar ilkelerinize çok mu uygundu?!
O da gitti, bir hariciyenin karısı ile uzun yıllar karı koca hayatı yaşadı.
Büyükelçi Orhan Kutlu’nun hanımı Vesamet Hanımı duydunuz mu?!
Nereden duyup, nereden okuyacaksınız?!
Peki, Vesamet Hanımın mektuplarından birinde, Fatin Rüştü Zorlu’ya; "bu mektubu 'Adem Pijaması' giyinmiş vaziyette yazıyorum" dediğini bilir misiniz?!
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun da, cevaben; "keşke, bu mektubu adem pijaması ile kendin verebilseydin" dediğini bilir misiniz?!
Bilmezsiniz.
Okumazsınız.
Okusanız da anlamazsınız.
Peki, bu 'Adem Pijaması' ne?!
Çırılçıplak olmak!
Sizin idolleriniz bunlar.
Ya, Yassıada duruşmaları sırasında Fatin Rüştü Zorlu’nun çok yakın akrabası olanların nasıl tanıklık ettiğini, neler söylediğini, nasıl mülevves bir hayat sürdüklerini anlattıklarını bilir misiniz?!
Bilmezsiniz.
Bari gidip, partinizin Genel Başkanlığı'nı da yapan, "Yassıada Davaları"nın avukatlarından Hüsamettin Cindoruk’la bir sohbet etseydiniz.
Size neler anlatırdı, neler!?
Peki, Demokrat Parti'nin ağır toplarından Samet Ağaoğlu’nun, Yassıada’daki ifadesinden haberiniz var mı?!
Yok!
Niye hiç araştırmadınız, 27 Mayıs'ı yapan askerlere teşekkür ettiğini?!
Peki, 27 Mayıs’ı organize eden cuntanın içindeki en kudretli adam olan, Kurmay Albay Alparslan Türkeş hakkında bir şey söylediniz mi, bu güne kadar?!
O Alparslan Türkeş ki, ihtilal bildirisini radyodan okuyan, kendisini Başbakanlık Müsteşarlığı'na tayin ettiren, örtülü ödeneğin bulunduğu kasadan sorumlu, Menderes'in 10 yıl boyunca çalıştığı tek Başbakanlık Müsteşarı olan Ahmet Salih Korur’u döverek şifreyi aldığını, içindeki paraların sonra bir daha bulunmadığını bilir misiniz?!
Bilmezsiniz, nerden bileceksiniz?!
Cemal Gürsel ve Madanoğlu, daha ihtilalin ilk gecesi hukuk profesörlerini çağırıp; "Üç ay içinde idareyi sivillere devredeceğiz! Din istismarına imkan vermeyecek bir anayasa hazırlayın" talimatı verdiğini, Milli Birlik Komitesi ile Alparslan Türkeş ve 14 arkadaşının "Bu tahribatı düzeltmek için 3 ay yetmez! Atatürk ilkelerini yerleştirene kadar en az 10-15 sene kalmamız lazım" dedikleri için 14'ünün de yurt dışına, diplomatik görevlere atanarak, Türkiye’den uzaklaştırıldığını bilir misiniz?!
Bilmezsiniz, çünkü cahilsiniz.
İnönü'ye çakıyorsunuz.
Niye çaktığınızı biliyoruz.
Sizin gibi "Milli Mücadele" karşıtları, saltanatçı, hilafetçi, şeriatçı Hürriyet ve İtilaf Partisi bakiyelerinin niyetini, karın ağrısını çok iyi biliyoruz.
Atatürk'e çakamıyoruz, İnönü'ye çakalım.
Ben de İnönü'den hazzetmem?!
Ama sizin gerekçelerinizle değil!
Karşı devrimi başlatan kişi olduğu için hazzetmem..
Atatürk’ün sevmediği, hoşlanmadığı ne kadar adam varsa, etrafına topladığı için hazzetmem,
Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşlarına "it muamelesi" yaptığı için hazzetmem!
Din istismarını başlatan kişilerin başında geldiği için hazzetmem!
Medeniyet projesinin, kültür devriminin, aydınlanma çağının en güzide kurumlarından biri olan "Köy Enstitüleri"ni kapattığı için hazzetmem.
(Alıntılar; Merih Tan, Banu Avar, Av Ekrem Erdoğan, Soner Yalçın)
Ayrıca bir CHP heyeti de Koçarlı’ya gitmiş...
Hal böyleyken...
Hazır Koçarlı’ya gitmişken, keşke, Adnan Menderes’in soyadı daha Ertekin iken iğfal ettiği Çakırbeyli Çiftliği'nin kahyası Budaklı Mehmet'in kız kardeşi Ayşe'nin de mezarını ziyaret edip bir fatiha okusaydılar.
Okumadıkları için bilmezler; Adnan Menderes'in "seni alacağım" vaadiyle kızlığını bozduğu kahyanın kardeşi Ayşe, haberi öğrenen sevdalısı Adnan Beyi öldürmek kastı ile çiftliği bastığında, Adnan Bey’in önüne kendini atarak kurşunlara hedef olup, ölmüştü.
Uçkuru düşük gezen Adnan Beyin vukuatları bundan ibaret değildi.
Daha 1940’lı yıllarda CHP milletvekili iken, üstelik de evli iken, Konya Valisi Haydar Vaner’in kızı, Sadi Irmak’ın baldızı olan, mühendis Aziz Süver’le evli Mukaddes Hanımı, portföyüne dahil etmişti.
Evli Mukaddes Hanıma olan aşkını, TBMM antetli kağıtlarla yazdığı mektuplarla ifade etmişti.
Mideleri kaldırırsa, okumalarını öneririm.
Mukaddes Hanımla 1946-1958 yılları arasında süren ilişkisi sırasında, aynı anda başka kimleri idare etmiyordu ki?!
Berin Hanımla evliydi, Hasan Ferit Alnar’ın karısı, Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge’nin yeğeni Ayhan Aydan’dan vazgeçemiyordu.
https://www.youtube.com/watch?v=d96xWorRWoU
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ferit Avni Sözen’in karısı Suzan Sözen ise adeta bir Afrodit’ti, nasıl onsuz yapabilirdi?!
http://onucoksevdimben.blogspot.com/2013/09/ben-onu-cok-sevdim-adnan-menderes-ayhan-aydan-dizi-izle-yeni-bolum-full-tek-parca-sevgilisi-metresi-suzan-sozen.html
Bu bilinenler, uzun süreli ilişkisi olanlardı.
Ya günlük ihtiyaçları için kullandıkları?!
Rivayet, tevatür muhtelif...
Adnan Menderes, Ayhan Aydan’ın kocası "Türk Beşleri"nden Hasan Ferit Alnar’a, "karını boşa ben alacağım" diyor, Emniyet Müdür yardımcısı Ferit Avni Sözen’in Teşvikiye’deki evine gittiğinde, karısı ile beraber olmak için "sen biraz arka odaya geçiver" demekten utanmıyordu.
https://blog.milliyet.com.tr/bosa-ben-alacagim/Blog/?BlogNo=165451
Yassıada’da görülen "Bebek Davası", Ayhan Aydan’dan gayrimeşru olarak peydahlanan çocuğun, doğduğu halde siyasi kariyerine zarar vereceği gerekçesiyle öldürüldüğü, iddiasıyla açılmış davaydı.
Peki Yassıada’da görülen "Örtülü Ödenek Davası"nda, örtülü ödenekten neden yıllarca, boşanan koca Hasan Ferit Alnar’a ödeme yapıldığını hiç merak edip araştırdınız mı?!
Ya, boşanmış kocaya örtülü ödenekten para ödenmiş de, babasına da ödenmesi ne demek oluyor, diye hiç sordunuz mu?!
Adnan Menderes’in evine kurban bayramı için alınan koçların bedelinin örtülü ödenekten ödenmesi ayıp ve suç ise, koçları getiren çobana verilen 2,5 lira bahşişin de örtülü ödenekten ödenmesine "bu kadar da olmaz" dedinİz mi hiç?!
Adnan Menderes eğer asılmasaydı; gerçek muhafazakar, mütedeyyin, namuslu, ahlaklı insanların düşüncesine göre rezil olarak, yüzüne tükürülerek ölecek bir hayat sürmüştü.
Adnan Menderes böyle de, İzmirli Evliyazadelerin iki kızını alarak bacanak olan bu ailenin üç damadı gibi, üçü de darağacında can verenlerden biri olan Fatin Rüştü Zorlu’nun yaşantısı çok mu düzgündü, muhafazakar ilkelerinize çok mu uygundu?!
O da gitti, bir hariciyenin karısı ile uzun yıllar karı koca hayatı yaşadı.
Büyükelçi Orhan Kutlu’nun hanımı Vesamet Hanımı duydunuz mu?!
Nereden duyup, nereden okuyacaksınız?!
Peki, Vesamet Hanımın mektuplarından birinde, Fatin Rüştü Zorlu’ya; "bu mektubu 'Adem Pijaması' giyinmiş vaziyette yazıyorum" dediğini bilir misiniz?!
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun da, cevaben; "keşke, bu mektubu adem pijaması ile kendin verebilseydin" dediğini bilir misiniz?!
Bilmezsiniz.
Okumazsınız.
Okusanız da anlamazsınız.
Peki, bu 'Adem Pijaması' ne?!
Çırılçıplak olmak!
Sizin idolleriniz bunlar.
Ya, Yassıada duruşmaları sırasında Fatin Rüştü Zorlu’nun çok yakın akrabası olanların nasıl tanıklık ettiğini, neler söylediğini, nasıl mülevves bir hayat sürdüklerini anlattıklarını bilir misiniz?!
Bilmezsiniz.
Bari gidip, partinizin Genel Başkanlığı'nı da yapan, "Yassıada Davaları"nın avukatlarından Hüsamettin Cindoruk’la bir sohbet etseydiniz.
Size neler anlatırdı, neler!?
Peki, Demokrat Parti'nin ağır toplarından Samet Ağaoğlu’nun, Yassıada’daki ifadesinden haberiniz var mı?!
Yok!
Niye hiç araştırmadınız, 27 Mayıs'ı yapan askerlere teşekkür ettiğini?!
Peki, 27 Mayıs’ı organize eden cuntanın içindeki en kudretli adam olan, Kurmay Albay Alparslan Türkeş hakkında bir şey söylediniz mi, bu güne kadar?!
O Alparslan Türkeş ki, ihtilal bildirisini radyodan okuyan, kendisini Başbakanlık Müsteşarlığı'na tayin ettiren, örtülü ödeneğin bulunduğu kasadan sorumlu, Menderes'in 10 yıl boyunca çalıştığı tek Başbakanlık Müsteşarı olan Ahmet Salih Korur’u döverek şifreyi aldığını, içindeki paraların sonra bir daha bulunmadığını bilir misiniz?!
Bilmezsiniz, nerden bileceksiniz?!
Cemal Gürsel ve Madanoğlu, daha ihtilalin ilk gecesi hukuk profesörlerini çağırıp; "Üç ay içinde idareyi sivillere devredeceğiz! Din istismarına imkan vermeyecek bir anayasa hazırlayın" talimatı verdiğini, Milli Birlik Komitesi ile Alparslan Türkeş ve 14 arkadaşının "Bu tahribatı düzeltmek için 3 ay yetmez! Atatürk ilkelerini yerleştirene kadar en az 10-15 sene kalmamız lazım" dedikleri için 14'ünün de yurt dışına, diplomatik görevlere atanarak, Türkiye’den uzaklaştırıldığını bilir misiniz?!
Bilmezsiniz, çünkü cahilsiniz.
İnönü'ye çakıyorsunuz.
Niye çaktığınızı biliyoruz.
Sizin gibi "Milli Mücadele" karşıtları, saltanatçı, hilafetçi, şeriatçı Hürriyet ve İtilaf Partisi bakiyelerinin niyetini, karın ağrısını çok iyi biliyoruz.
Atatürk'e çakamıyoruz, İnönü'ye çakalım.
Ben de İnönü'den hazzetmem?!
Ama sizin gerekçelerinizle değil!
Karşı devrimi başlatan kişi olduğu için hazzetmem..
Atatürk’ün sevmediği, hoşlanmadığı ne kadar adam varsa, etrafına topladığı için hazzetmem,
Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşlarına "it muamelesi" yaptığı için hazzetmem!
Din istismarını başlatan kişilerin başında geldiği için hazzetmem!
Medeniyet projesinin, kültür devriminin, aydınlanma çağının en güzide kurumlarından biri olan "Köy Enstitüleri"ni kapattığı için hazzetmem.
(Alıntılar; Merih Tan, Banu Avar, Av Ekrem Erdoğan, Soner Yalçın)