Sevgili okuyucularım bu bayramın son günlerinde tekrar mübarek ramazan bayramınızı kutlarım.
Sevgili okuyucularım günümüzün en önemli konusu ülkemizdeki mülteci sorunu.
Medya ve sosyal medya içeriklerine baktığımda yediden yetmişe herkes kendini tehdit altında görüyor, artık hayat pahalılığı veya işsizlik sorunu bile gündem dışı kaldı gördüğüm kadar tüm MİLLETİMİZ ÖNCE VATAN düşüncesine girdiler.
1974 yabancı menşeli araç aldık, o dönemde ithal arabaların arkasında geldiği ülkenin tanıtımını yapar harf ve işaretler olurdu.
Yeni arabayı çekmişiz garaja yıkıyorlar, rahmetli babam arabanın arkasındaki etiketi söktürün iz kalmayacak şekilde temizlesinler diye talimat verdi.
Dedim baba ne yapıyorsun bunu satın alıp arabasının arkasına takanlar var sen söktürüyorsun, arabanın havası gidiyor dedim.
Bana baktı bir sinirle elin devletinin yaptığı arabayı kullanıyoruz birde onun reklamınımı yapacağız dedi.
Şimdi herkes bugünün siyaseti ile bu kadar mülteci ülkeye geldi zannediyor ve bu muhafazakar dindar yapının bir hileli oyunu diye düşünüyor.
Dostlarım her filme kötü adam rolü lazım sebep ve sonucu birbirine bağlayacak.
Tabi derin faaliyetlerin içinde olunca halkların bilmediklerini biliyorsun.
1991 yılında DYP (DOĞRU YOL PARTİSİ) iktidar olduktan sonra 1993 yılında SURİYE hududundaki mayınlı alanların temizlenmesi ve sınırın bitimine kadar modern duvarlarla örülmesi elektronik gözetleme ve izlemeye uygun bir proje ile ihale edilmesi planı vardı.
Bu konuda İstanbul Mecidiyeköy ilçesinde güvenlik işleri ile uğraşan bir holding içinde toplantı oldu bur da İsrail vatandaşı bir yetkilide vardı.
Yani kısacası göç yollarını açmak yeni düşünülen bir hadise değil o yıllardan gelen konular.
Ayrıca 17-25 şubat 1998 yılında TÜRK kökenli birisini devirerek doğru işler için kurulacak projeler varken dönemin güvenlik bürokrasisi LONDRA bazlı projeyi devreye sokunca, ne oldu?
Şu oldu bu projenin getirildiği kaynaklar, Londra sermayesinin sevk ve idaresi ile ülkenin önüne farklı bir siyasi proje ile gelindi ve bu bizi bugünkü geldiğimiz noktaya getirdi, daha ileriye götürecek.
Geçtiğimiz günlerde eski CUMHURBAŞKANIMIZ sayın AHMET NECDET SEZER beyefendi bir açıklama yaptı ilimden bilimden uzaklaşmak ülke bekasına zarar verir dedi.
Büyük devlet adamları geleceği görebilen devlet insanlarıdır.
İşte MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 100 yıl sonrasını görmüş ama ülkeyi emanet ettiği insanlar bunu maalesef ATAMIZIN söylediği gibi makam mevki tutkusu, maddi çıkarlardan dolayı görememişler.
1999 yılının başında AKREBİN etrafında ateş yakacaksın sloganı ile bağıranlar, Londra sokaklarında pahalı mağazalardan alışveriş yaparken o çeşitli Pakistan, Hintli, Afrikalı, Çinli, Arap vs. vs. ülkelerin insanlarının yaşadığı bir ülke hayal ediyorlardı.
KRALİÇE ye bağlı ülkelerin vatandaşlarının İngiltere içinde rahat yaşamaları gayet doğal.
Netice itibari ile GÜNEŞİ BATMAYAN ülke.
Anlı şanlı paşalarımız, istihbaratçılarımız cenazelerde BURBERRY atkıları boyunlarında aileleri ile birlikte çoluk çocuk MUSTAFA KEMALİN askerleri olduklarını özelikle belirterek ve sloganlar atarak kamuoyuna mesaj veriyorlardı.
BURBERRY atkının mesajı neydi, neyin işaretlerini yurt dışında hangi merkezlere veriyordunuz.
İstanbul işgalinin ilk gününde ŞEHZADE BAŞI karakolundaki askerlerimizin kanı aklınıza hiç gelmiyormuydu.
NATO ve kapatılan CENTO kafalarımızı bu kadar etkilemiş ve TÜRKLÜK bu kadar düşman olarak görülür duruma getirilmişti.
İşte o muhteşem ANGLASAKSON aklı 1923 yılında kurulan AVRUPA ve ASYA’DA stratejik konuşlanan TÜRK CUMHURİYETİNİ yıkmak için başladığı sinsi plan yavaş yavaş ilerlemiş ve bugünlere gelmiştir.
Bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ PARTİ vardır, Başbuğu yaşarken bir TÜRKÜN ayağına taş deymiyecek diyen sonrasındaki dönemde dava adamı TÜRKLER yok edilecek, Kozmik Türklere operasyonlar arka arkaya yapılacak ama o cenahtan gelen seste şimdi görür HANYAYI,KONYAYI diyecekler.
Derinler her şeyi biliyorlar el birliği ile bir sistem ile ideolojik kamplara bölünmüş gözükerek partilerle bölünmüş gözükerek önümüze gelecek yeni SEVR anlaşmasına kadar bu sistemin ilerleyeceğini.
İşte o muhteşem FATİH SULTAN MEHMET hanın 1453 yılında aldığı İSTANBUL, tekrardan HONKONG tarzı bir şehir devleti olacak belki adını yeniden değiştirip eski adını koyarlar COSTANTİNAPOLİ.
Ensar diyorlar gidin bakalım TÜRKLER olarak toplu göç edin sizi YUNANİSTAN,IRAK,BULGARİSTAN,İRAN vs ülkeye 10 milyon kişi olarak alırlarmı.
Çok anlatılacak konu var daha ama insanın içi kaldırmıyor.
Arabalarınızın arkasına ATATÜRK resmi ve İMZASINI atıyorsunuz.
Zamanında MUSTAFA KEMALİN askeriyiz diye ordu evlerinde ONUNCU YIL marşı ile nutuklar atan ama sahtekarlıktan ve sahte İMZA atmaktan ve attırmaktan kaçınmayanlar yüzünden bugün demografik yapımızda ve diğer konularda sıkıntı çekiyoruz.
1955 yılından beri SURİYE PASAJINDA olan bir MANAS yuvasını nasıl dağatılıp atıldığı meydana çıktığında 2010 yılında her tarihi konu meydana çıkar.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.