Organize suç örgütü lideri, yurt dışından yayınladığı video kayıtları ve sosyal medya mesajlarıyla ülkede gündem yaratmaya devam ediyor halen.
Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, mevcut İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve iş insanı Yıldırım Demirören, organize suç örgütü liderinin asıl hedefinde olanlar. Bir de arada listeye girip çıkanlar var.
İfşaatlarını her defasında başka boyuta taşıyan suç örgütü lideri, video yayını olarak hafta sonunu pas geçti. Pazar günü kayıplara karışması bile heyecan yarattı. Neyse ki, gece geç saatlerde yaptığı paylaşımlarla, takipçileri rahat nefes alabildi!
Farkında mısınız bilmiyorum ama Sedat Peker'in bu hâle dönüşmesinin ana etkenlerinden birisi olan diğer bir suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı bir anda ortadan çekiliverdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün mafya grupları raporuna göre rakiplerinin açık ara önünde ilk sırada yer alan Çakıcı, sessizliğe büründü.
Peker'e ayar veren mektup
Cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk iş MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, ardından da beraberinde Eski MHP milletvekili ve emekli asker Engin Alan'ın yanı sıra Susurluk sürecinin önemli isimlerinden Korkut Eken'le birlikte Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ı Bodrum'daki Yalıkavak Marina'da ziyaret edip fotoğraf çektiren Çakıcı, deyim yerindeyse bir anda buharlaşıverdi.
Oysa daha bir ay önce tıpkı bir "kanaat önderi" misali yazdığı iki sayfalık mektupla isim vermeden Peker'e yönelik şunları söylemişti:
"Yurt içi ve yurtdışında 'Türk'üm, Türkmen'im, devlet benim için her şeydir' diyenlere şunu hatırlatmak isterim. Birileri yanlışı içindeyse Türkiye'nin bekası söz konusu olduğu bu dönemde görevini ifa edenlere söz söylenmemesi gerekir. Kişilerin birbirleri ile özel ilişkileri bile olsa mahremde kalmalı."
"Sus ve piyasadan kaybol" talimatı
Doğrusu; ortalık bu kadar karışıkken, ben de merak ettim Alaattin Çakıcı'nın nerelerde olduğunu?
Ankara ve İstanbul çevrelerinde yaptığım araştırmada sorunun yanıtına ulaştım.
Emniyet kaynaklarından elde ettiğim bilgilere göre, birileri Çakıcı'ya 'sus ve piyasadan çekil' demiş.
Cezaevinden çıkış süreciyle birlikte kimilerine göre "fazlasıyla piyasada görünen ve dikkat çeken, siyasi polemiklerin ve tartışmaların odağında yer alan" Çakıcı için yeni bir hayat organize ediliyor sanırım.
Yeni adres Yavru Vatan!
Yine edindiğim bilgiye göre; Çakıcı, durum normalleşene kadar bir süre Türkiye sınırları dışında yaşayacak.
Gözlerden ırak kalması sağlanması amacıyla Çakıcı'nın bir nevi zorunlu ikamet olarak da tanımlanabilecek yeni adresi Yavru Vatan!
Büyüteç yayımlandıktan sonra Çakıcı muhtemeldir ki, Ankara veya İstanbul'dan hatta Bodrum'dan da görüntü verebilir. Ama bir detay daha vereyim.
Çakıcı'nın ikamet etmesinin ötesinde işlerini yürütmesinin sağlanması amacıyla Kıbrıs'ta bir ofisi olacak. Öyle ki, tefrişi de bitti ya da bitmek üzere.
Resmi kayıtlara göre; Türkiye'nin en kalabalık organize suç örgütünü yönettiği belirtilen Çakıcı, ana vatandan onay çıkıncaya kadar Kıbrıs'ta ikamet etmek zorunda kalacak!
Bendeki bilgiler böyle. Tabii, Kıbrıs'ın Türkiye'nin yeraltı dünyası için ne tür önem taşıdığını söylememe gerek yok.
Özellikle, organize suç örgütü liderinin ifşaatlarından sonra son yıllarda Kıbrıs'ın adının karıştığı olaylarla ilgili iddialar birbiri ardına ortaya atılıyor.
Gazeteci Kutlu Adalı cinayeti başta olmak üzere faili meçhul cinayetler, saldırılar, kara para aklama, sanal kumar, kumarhanelerle ilgili pek çok iddialar mevcut.
Belki de Çakıcı'ya gizliden gizliye kol kanat gerenler, ülkenin bir numaralı organize suç örgütü liderini kontrol altında tutabilmek amacıyla bu yolu denediler? Belki de iller, bir plan dâhilinde başka bir biçime evrilecek?
Bu soruların yanıtları ortalık biraz sakinleşince –ki nasıl sakinleşecek o da henüz belli değil– daha net görülecek.
Çakıcı ve Peker burada, ya Sarallar nerede?
Suç örgütü liderinin açıklamalarıyla ülkenin suç ve suçluyla mücadeledeki çalışmaları da daha net ortaya çıkmaya başladı.
Ortaya saçılan iddialara göre, merkezinde "yüklü miktarda kayıt dışı para" olan olaylarda, olayların faillerine yurt dışına çıkma tavsiyeleri yapılmış! Üstelik hem de devletin bizatihi kendisince.
Suç örgütü lideri Peker'in yanı sıra kripto para vurgununun firarisi Faruk Fatih Özer, iş insanı Sezgin Baran Korkmaz bu iddialarda öne çıkan isimler. Daha başka kimler var bilmiyoruz!
Yine Emniyet'in mafya raporunda adı geçen ve halen aranan iş insanı Galip Öztürk, Arjantin'de yakalanan FETÖ borsası firarisi Serkan Kurtuluş, sanal bahis çetesi lideri olarak aranan Derkan Başer de "yurt dışına kaç" uyarısı yapılanlar arasında mı? Yakın zamanda bu soruların yanıtlarını bulacağız kuşkusuz.
İstanbul'da yeraltı dünyasının önde gelenleri arasında iki isim dikkat çekiyor: Burhanettin Saral ve Alaattin Saral.
Aynı aileden Cihan Saral, 2016'da Etiler'de üç kişinin öldürüldüğü bir kafe baskını nedeniyle kırmızı bültenle aranırken, mayıs başında Üsküp'te yakalanıp ülkeye getirildi.
Aldığım bilgilere göre, Sarallar ailesinden bazıları da halen yurt dışında. Her ne kadar Sarallar ailesinden kimileri Türkiye'de olsa da, dediğim gibi kimileri de sınırlar dışına çıkmış durumda.
Acaba hangi siyasetçiden ya da devlet yöneticilerinden sinyal geldi?
Bu arada Sarallar demişken, bu aileye yönelik yürütülen adli soruşturmalar kapsamında ilginç bir iddia var. Sarallar'ın üç adamının Ankara'da yaptıkları bir ziyaret sonrasında yaşananlarla ilgili hazırlanan bir tutanak konusu bu.
O da başka bir yazının konusu olsun.