Sözcü gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, bugünkü köşesinde üreticilerin yaşadığı zorlukları aktardı.
Murat Muratoğlu üreticilerin maliyetlerini vurguladığı yazısında Hazine garantisiyle yapılan köprüleri anlattı.
Murat Muratoğlu'nun "Portakal gibi sıktılar!" başlıklı yazısı şöyle oldu:
Portakal Mersin'de dalında 3 lira… İstanbul'da pazarda 6 lira… Markette ise 8 lira… Gayet normal ama illa birilerine atacaklar topu akılları sıra…
Çiftçi, tüccarlar, aracılar, taşıyıcılar, satıcılar, pazarcılar, marketler, esnaf… Hepsi kabahatli… Hepsi kusurlu… Bu işte zerre sorumluluğu olmayan kim? Biliyorsunuz siz onu!
Dünyada neresinde “portakal pahalı” muhabbeti yapılır? Halkı fakir, alım gücü dipte, ekonomisi hamsi ülkelerde…
Sütten çıkmış ak kaşık ya hepsi… Bulacaklar suçlayacakları birini… Yok ya kendisinin hatalı olacak hali…
★★★
Portakalları toplamak için yevmiyeli işçinin ücreti… İşçiyi getirmesi, götürmesi, yemeği… Toplanan portakalların Mersin haline götürülmesi… Kasalara yerleştirilmesi… Kasa bedava mı? Bir de onun ücreti…
On beş saat sürecek 940 kilometrelik nakliye için kamyon tutulması… Bir kamyonun alabileceği 15 ton civarı… Yola çıktı, mazotu, otoban ücreti…
Parasını ödeyip köprülerden geçti, hale geldi. Kamyondan indirme hamaliyesi… Park ücreti… Yolculuğun bu kısmı bitti ama buraya kadar kilogram başına yaklaşık 1.5 lira etti.
★★★
Halden aldın portakalı… Bunca işi babasının hayrına yapmıyor ya… Koyacak tabii ki kârını… Sonrasında bekleyecek alıcısını…
Pazarcısı, manavı, marketi yüklenecek portakalı… Al sana bir nakliye ücreti daha… Hele manavda veya markette satacaksa kirası, elektriği, çalışan ücreti, vergisi, poşeti… Dalındaki fiyata satacak hali yok ya…
★★★
Portakal alırken, pahalı geliyor ama cebinden çıkartıp verince acıtıyor… Vergi toplayıp senin adına harcıyorlar. Aynı kişiye dört-beş yerden maaş dağıtıyorlar. Cebinden çıkartıp vermediğin için görmüyorsun. O da senin paran!
Sadece Osmangazi Köprüsü'nün 2020 yılı için vatandaşa maliyetine bakalım… Hani “Cebinizden 5 kuruş çıkmayacak” demişti… Sonra ne oldu?
★★★
Köprü garanti ücreti için 2020 yılı ilk altı ayına 1 milyar 750 milyon lira ödetti… İkinci altı ayı için de 1 milyar 600 milyon lira… Toplamda 3 milyar 350 milyon lira…
Nereden ödenecek? Hazine'den! Hazine nereden gelir elde eder? Vergilerden. Portakalla ödemeye kalksak… Dalında 1 milyar 166 milyon kilo portakal yapar!
★★★
Ülke 84 milyon kişi… Kişi başına 40 lira… Her birimiz yılda 13 kilo dalında portakal yediriyoruz bu müteahhit arkadaşlara… Daha da artacak gelecek yıla! Keşke yegâne örnek bu köprü olsa…
Bunun Yavuz Sultan Selim'i var, Avrasya'sı var, havalimanları var, hastaneleri var, duble yolları var, gemi limanları var, tren garları var, döşenen raylar var. Ya Kanal İstanbul? Portakal orada kal…
Tütünün helvasını kavurdular!
Acı bir olay anlatayım. Siz de gözyaşlarınızı silmek için mendillerinizi hazırlayın. Kağıt da ithal lakin ona fazla takılmayın!
Türk tütünü dünyanın en iyisiydi. Türk tütünü kullanmak cemiyette zenginlik göstergesiydi. Dört yüz yıl boyunca bu böyle gitti…
Özellikle 1900'lerin başından itibaren Türk tütünü Amerika'yı kasıp kavurdu… Amerika'ya göç eden Osmanlı, Ermeni ve Rumlarının kurduğu tütün şirketleri bu ilgiyi katladı.
★★★
Ne var ki; kötü tarım politikalarıyla kalitesi ile beraber popülaritesi de her geçen gün azaldı. AKP geldi, tarihi değiştirdi. Türk tütününü hepten bitirdi!
Her geçen yılın neden bir önceki yıldan daha kötü olduğu umurlarında değildi… Hatta tütün ithalatında alınan ton başına 150 dolar vergiyi bile sıfırladılar.
★★★
Bu düzenlemenin anlamı basitti. Üreticiye “ananı da al git” demekti. Türkiye'de tütün piyasasının yüzde 90'ı yabancı üreticilerin eline geçti.
Tütün üretimi 2002 yılında toplanan 160 bin ton seviyesinden 2020 yılında 39 bin tona kadar geriledi. Dörtte biri… Son 18 yılda üretici sayısı 406 bin kişiden 50 bin kişiye indi… Sekizde biri…
★★★
Tütün ihracatçısı olan Türkiye, tütün ithalatçısı oldu. Net para ödemeye başlandı. Artık sigaralarda Amerikan tütünü kullanılıyor. Para Joe Biden'ın memleketine akıyor.
İç piyasaya yönelik üretimlerde dahi Türkiye'de yetişen tütünün kullanımı yüzde 12'ye kadar geriledi. İş işten geçti.
★★★
Yurtdışı pazarlar kaybedildi bari içeride kendi vatandaşımıza kendi tütünümüzü satalım, hiç değilse cari açığı azaltmaya çalışalım, dostlar alışverişte görsün denildi.
Yerli tütün kullanımı için sözde çabalıyorlar. Oranı artırmaya çalışıyorlar. İç piyasadaki satışlarda “Yüzde 30'u Türk tütünü olsun bize yeter” diyorlar.
İhracatı artırmak, pazarları kapmak falan hak getire… Vizyon bu kadar! Bari yüz yıl öncesine bir baksalar, örnek alsalar… Sorsan, Ay'a çıkacaklar.