Küçük yazısında, "Bugün siyaset dışında bir şeyler yazmak istiyorum. İç politika, dış politika derken bazen kendimizi unutuyoruz. Bu hayatı iyi yaşamak lazım. Tabii iyi yaşamaktan kasıt ne? Yüz sene önce insanların şimdiki şart ve teknolojileri yoktu. Bundan yüz sene sonra nasıl bir imkân olacak bilmiyoruz...Eflatun’un dediği gibi; hayata fazla hazırlanmaktan insanlar onu yaşayamıyorlar... Bugün yaparım, yarın yaparım diye diye vakit gelmiyor..." yorumunu yaptı.
Küçük şunları kaydetti:
"Bazı kariyeristler çocuklarının büyüdüğünü bile anlamıyor. İşine fazla odaklananlar önündekini göremiyor. Bazen insanlar ne zaman bırakacağını bilmiyorlar. Batı’da görüyorsunuz, zirvedeyken bırakanlar oluyor. Ya da emekli oluyor. Bizde de aslında böyleleri yok değil. Haksızlık yapmayayım. Ünlüyken köye yerleşen, her şeyi bırakıp gözden uzaklaşanlar var. Bir kısmı da çok mutlu. Pişman olan ya da şehre geri dönen az...
Yaş geçmeye başlayınca insan içinden hesap yapmaya, düşünmeye başlıyor. Hayatınızı ve ilerisini düşünüyorsun. Neticede hepimiz öleceğiz. Er ya da geç, kimse kalıcı değil. Kariyer, güzellik, para, sağlık hepsi geçici...
Bazen sevdiğiniz ya da tanıdığınız birinin öldüğünü duyuyorsunuz. “Kansere yakalanmış” diye haber geliyor. Hâlbuki ne ağır süreçler. Hayatta en unutulmaz dediğiniz şey bile unutuluyor. En büyük acılar unutuluyor. Zaman her şeyin ilacı mı bilmiyorum ama yaraların kabuk bağladığı muhakkak. Bugünlerde böyle sorgulama yapan çok kişi var. Ağır hayat şartları, yaşananlar insanları böyle sorgulamalara itiyor."