Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek, siyasetin gündemine ilişkin olarak Sabah gazetesi yazarı Yavuz Donat'a açıklamalarda bulundu.
Siyasiler arasındaki gerilimi değerlendiren Çiçek, bunun nedenlerini 'üslup', 'sert tartışmalar', 'kutuplaşmalar' olduğunu söyledi.
"Ülkenin, en başta siyasetçilerin tövbeye ihtiyacı var" diyen Çiçek, "Yani... Yaptıklarımızdan pişman olduğumuzu... Üslup hatalarımızı... Bir araya gelmemiz gerektiğini... Samimiyetle itiraf edebilmeliyiz" ifadesini kullandı.
73 yaşında olduğunu belirten Çiçek 'siyaset adına kahır da çektiğini, ikbal de gördüğünü' söyledi. Üslup ve tartışma olarak bugün yaşananların doğru olmadığını vurgulayan Çiçek, "Bir ülkenin gelişmişliği sadece kişi başına düşen milli gelirle veya bin kişiye kaç araba düştüğü ile ölçülmez. Müzakere, tartışma, diyalog kültürü, üslup da bir gelişmişlik göstergesidir" dedi.
TV'deki tartışma programlarıyla ilgili sadece siyasetçilerle birlikte basının da ciddi sorumlulukları olduğunu ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Akşamları TV kanalları, sanki horoz dövüşü sahneleri gibi... Hep aynı isimler... Aynı üslup... Aynı nakarat... Var olan tansiyon, daha da yükseliyor. Kimse kusura bakmasın... İyileri tenzih ediyorum."
Çiçek, Donat'ın "Sayın Çiçek... Görünen o ki siyasi tansiyon, 2022'de daha da yükselecek" şeklindeki yorumuna da "Evet... Maalesef... Ardından 2023 geliyor... Seçim kazanılır, kaybedilir... Bunlar olağan şeyler... Ama ülkeyi kaybetmemek lazım... Kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi koruyalım" yanıtını verdi.
ÇİÇEK'İN TÖVBE ÇAĞRISI
Cemil Çiçek, Kasım 2020'de "Bize yargı reformundan önce insan ve ahlak reformu lazım", "Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım" şeklindeki ifadeleriyle gündeme gelmişti.
Çiçek, daha sonra Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin'e yaptığı açıklamada sözlerini
"Nasuh, samimiyeti anlatıyor. Tevbe-i nasuhla tövbenin samimi olması gerektiğini belirtiyorum. Bu kavramı kullanmakla şunu kastediyorum. Siyaset kurumu, toplumun siyasete yön veren, siyasetten beklentisi olan önde gelen kişi ve kurumlarının hepsinin birlikte samimi bir tövbeye ihtiyacımız var. Tövbe edip aynı günahları işleyeceksek bu kabul edilir olmaz. Tövbe ancak samimiyetle yapıldığı zaman bir anlam taşır." diyerek açıklamıştı.