Cezaevlerinde bayram görüşü yok

Türkiye genelinde hapishanelerde 283 bin 516 tutuklu ve hükümlü, “tam kapanma” nedeniyle Ramazan Bayramı’nda yakınları ile açık veya kapalı görüşe çıkamıyor.

Türkiye genelinde hapishanelerde 283 bin 516 tutuklu ve hükümlü, “tam kapanma” nedeniyle Ramazan Bayramı’nda yakınları ile açık veya kapalı görüşe çıkamıyor. Adalet Bakanlığı’nın kararına göre, “tam kapanma” döneminden sonra, 1 Haziran’a kadar, tutuklu ve hükümlüler sadece bir kez ziyaret edilebilecek. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ümit Biçer, “Karantina tedbirleri, insan hakları ihlali olarak uygulandı. Kapanma önlemleri de hastalıktan korunma şeklinde değil, bir insan hakkı ihlaline ulaşacak şekilde uygulanıyor” dedi.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, tam kapanma kararının alınmasının ardından, 29 Nisan 2021 tarihinde, cumhuriyet başsavcılıkları ve ceza infaz kurumlarına; "Bilim Kurulu Kararı Gereğince Tedbir Kararlarının Devamı" konulu bir genelge gönderdi.

BAYRAMDA GÖRÜŞ YOK

Genelge ile "tam kapanma" tedbirlerinin cezaevlerinde uygulanmasına ilişkin kurallar açıklandı. Buna göre, "Açık ve kapalı görüşlerin, ülke genelinde uygulanacak tam kapanma tedbirleri dikkate alındığında açık ve kapalı tüm cezaevlerinde tam kapanma tarihleri içerisinde kalan 1-17 Mayıs arasında ziyaret yaptırılmaması" kararı alındı.

1 HAZİRAN'A KADAR 1 KEZ

Tam kapanma süreci sonrası için de şu kararlar alındı:

"18-31 Mayıs tarihleri arasında hükümlü ve tutuklulara 2 yakını ile bir kez ziyaret yaptırılması, bunun dışındaki diğer ziyaretlerin 1 Haziran 2021 tarihine kadar ertelenmesi, 1 Haziran 2021 tarihinde durumun tekrar değerlendirilmesi, zorunlu durumlarda Cumhuriyet Başsavcısı kararı ile görüşlerin yaptırılması. Kurumlardaki eş ve aile görüş odalarının kullanımının 1 Haziran 2021 tarihine kadar ertelenmesi."

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi adli tıp uzmanı Ümit Biçer, salgının cezaevleri koşullarına etkisini ve cezaevlerinde alınan tam kapanma tedbirlerini ANKA Haber Ajansı'na değerlendirirken şunları söyledi:

"KRONİK SORUNLAR DAHA DA AĞIRLAŞTI"

“Türkiye'de hapishanelerde var olan kronik sorunlar, Covid-19 pandemisinde daha da ağırlaştı. Covid-19, 2020 yılı başlarında dünyaya duyurulduğunda; bu hastalığın solunum yoluyla bulaştığının, hastalığın ileri yaşta ve kronik rahatsızlığı olan kişileri hedef aldığının; dolayısıyla bu grupların öncelenmesi gerektiğinin altı çizildi. Kalabalık nüfus içeren, insanların toplu yaşamak zorunda kaldığı mekanlar ile ilgili de düzenlemelerin yapılması gerektiği vurgulandı.

Ne yazık ki Adalet Bakanlığı sağlık meslek örgütlerinin uyarıları, insan hakları örgütlerinin taleplerine rağmen; hapishanede özgürlüğünden yoksun olarak tuttuğu, yaşam hakkından ve sağlığını korumaktan yükümlü olduğu kişilerle ilgili bu önlemleri yerine getirmedi. Yapılan İnfaz Kanunu düzenlemesinde; ağır hasta, kronik rahatsızlığı olan, engelli, ileri yaşta olan, hamile kadınlar ve çocuklar bu kapsam içine sokulmadı.

"KARANTİNA TEDBİRLERİ HAK İHLALİ OLARAK UYGULANDI"

Bulaş yollarının önlenmesi için alınması gereken önlemler; kişisel koruyucu malzemeler, hızlı ve düzenli test yapılması yerine getirilmediği gibi, hastalığın bulaşının engellenmesi için uygulanan karantina tedbirleri, insan hakları ihlali olarak uygulandı. 

Hastalığın bulaş yollarının tespit edilmesi, korunma önlemlerinin alınması ve tedavinin planlanması aşamalarında da Adalet Bakanlığı'nın etkili ve hızlı davrandığını düşünmüyoruz. Çünkü düzenli test yapılıp yapılmadığı konusunda bugüne kadar kamuoyuyla paylaşılmış bir bilgi yok.

“ÖNLEMLER EKSİK VE HATALI”

Bu hastalık nedeniyle hastalanan, ölen mahpus sayısını bilmiyoruz. Son zamanlarda ortaya çıkan mutasyonun hapishaneleri ne ölçüde etkilediği ile ilgili bilgiler sınırlı. Özellikle avukatların sınırlı aktarmış olduğu bilgilere bakıldığında; hastalığın özellikle hapishanelerde de ciddi sorun yaratmaya başladığı anlaşılıyor. Kapatma önlemlerinin hapishanelerde etkilerine baktığımızda, aslında; halk sağlığı açısından alınması gereken önlemlerin eksik ve hatalı alındığını söylemek mümkün.

Adalet Bakanlığı bugüne kadar test yapma, hastalıkla ilgili korunma önlemlerini ve tedavileri planlama konusunda etkili bir sınav vermedi. Son dönemde özellikle alınan önlemlerin insanların ruhsal durumunda veya genel sağlık koşullarında yaratmış olduğu olumsuzluklara da dikkat çekmek gerekiyor. Çünkü yakınları ile görüşme konusunda yaşatılan sıkıntılar, iletişim konusunda çeşitli nedenlerle getirilen engeller, disiplin cezaları, insan hakları ihlalleri hapishanelerde covid ile ilgili yaşanan sorunları daha da ağırlaştırmakta. Hapishanelerde insan hakları ihlalleri ile ilgili işkence ile ilgili iddiaların arttığı günlerde mahpusların, yaşanan olumsuzluklara dikkat çekmek, gerçekleştirilen izolasyon ve tecrit uygulamalarına yönelik olarak başlatmış olduğu açlık grevleri de ciddi bir sağlık problemi olmaya doğru hızla evriliyor.

“HER YENİ GELENLE KARANTİNA SÜRESİ UZUYOR”

Kapanma ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı tarafından alınan önlemlerde de farklı duyumlarla karşı karşıyayız. Özellikle karantinanın insan hakkı ihlaline ulaşacak boyutlarda uygulandığı veya karantinaya alınan kişilerin, her yeni gelen kişi ile birlikte burada kalma sürelerinin uzadığı, bu ortamlarda insanların kendi hijyenlerini sağlıklarını korumakta güçlük çektiği, günlük yaşantılarını, egzersizlerini yapamadığını avukatlar sıkça paylaşıyorlar. Kapanma önlemleri de hastalıktan korunma şeklinde değil, bir insan hakkı ihlaline ulaşacak şekilde uygulanıyor.

Adalet Bakanlığı'nı bir an önce hem hapishanelerde Covid pandemisinin boyutları konusunda bilgi vermeye yaşanan ihlalde önleyip gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.”

Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla Türkiye genelinde cezaevlerinde; 283 bin 516 tutuklu ve hükümlü bulunuyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri