Demokratik Sol parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Karakülçe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Soyer'in Kıbrıs'ta yayımlanan bir gazetede çıkan açıklamalarını okuyunca inanamadığını, takip eden günlerde yaptığı açıklamaları okuyunca üzüntüsünün daha da arttığını söyledi.
Kıbrıs Barış Harekatı sayesinde adaya huzurun geldiğini belirten Karakülçe, "Harekat Türkiye ve Türk milletinin yüz akıdır. Ecevit adaya huzur getirmek ve Türkler'in geleceğini teminat altına almak için bu harekatı düzenleme kararı almıştır. Tunç Bey, herhalde başka bir yerde yaşıyor. Kıbrıs'ta o zaman yaşananları bilmiyormuş gibi davranıyor" ifadesini kullandı.
Soyer'in "O sözleri 3 yıl önce söyledim. Ne bugünkü koşullar aynı ne de ben aynı durumdayım" ifadelerine tepki gösteren Karakülçe, şunları kaydetti:
"Bir belediye başkanı bir söylediğini bin düşünüp öyle söylemeli. Hele hele milli menfaatler söz konusu olduğunda belediye başkanları daha dikkatli olmalı. Tunç Bey o sözleri 3 yıl önce de söylese o zaman da bir ilçenin belediye başkanlığını yapıyordu. İlçe ve büyükşehir belediye başkanlığı yapan bir kişi Kıbrıs Barış Harekatı'nın önemini bilmeden başkanlık yapmasın. Tunç Bey, bunları söyleyebilecek ve savunabilecek en son kişidir. Çünkü temsil ettiği gelenek Kıbrıs Barış Harekatı'nı yapmış, adaya özgürlüğü ve barışı getirmiş bir gelenektir. Biz de bunun bir parçasıyız. Bizler Ecevit'in talebeleriyiz. Bu tür yaklaşımlar ne Tunç Bey'e ne de temsil ettiği CHP'ye yakışmıştır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şu ana kadar bir şey demediğine göre, konunun kapatılmasını bekliyor. CHP'de Soyer gibi düşünen çok insan var. Parti yönetiminin bir uyarıda bulunacağını zannetmiyorum. CHP, Atatürkçü çizgiden ve Ecevit geleneğinden ayrılalı çok oluyor."
Karakülçe, DSP olarak her platformda Kıbrıs Barış Harekatı'nın önemini ve merhum Başbakan Bülent Ecevit'in Türkiye için yaptıklarını yorulmadan anlatmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, KKTC'de yayımlanan Haberci gazetesine verdiği özel demeçte, "Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes adanın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs'ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli. Ben iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım. Herkes çok fazla müdahil oluyor. Sadece Türkiye değil, filler tepişir, çimenler ezilir. Onlar tepişir, olan Kıbrıslılara oluyor" değerlendirmesinde bulunmuştu.