CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kovid-19 salgını ile ilgili, "Bu sorunu 'Evde Kal Türkiye' gibi kampanyalarla, vatandaşlarımızın kendi irade ve inisiyatiflerine bırakarak ve ayrıca iş ve gelir güvencesi sağlamadan vatandaşları kendi kaderlerine terk ederek çözmek mümkün değildir." ifadesini kullandı
Kılıçdaroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin "Evde Tut" başlıklı yazılı bir açıklama yaptı.
Salgın nedeniyle, kamuoyunun genel bir sokağa çıkma yasağı ve karantina beklentisi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak bu talepler karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı ve İçişleri Bakanı'nın sıklıkla "Herkes kendi OHAL'ini ilan etsin." dediğini belirtti.
"Kovid-19 salgınını kontrol altına almak için OHAL ilan etmek gerekmemektedir. Sorun, İl İdare Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun iktidara verdiği yetkilerin zamanında ve yeterince kullanılamaması sorunudur." değerlendirmesini yapan Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığının 22 Mart 2020 tarihli genelgesiyle, valiler eliyle 65 yaşın üzerindeki vatandaşlarla kronik hastalıkları olanların sokağa çıkmalarını ülke genelinde yasakladığını hatırlattı.
"Ama sokağa çıkmaları yasaklanmayanların, akşam eve döneceklerini düşünmemiştir." görüşünü paylaşan Kılıçdaroğlu, iktidarın bugüne kadar salgınla ilgili önlem almakta önemli zafiyetler gösterdiğini savundu.
Testlerin yaygınlaştırılması, sınırların kapatılması ve ulaşım kısıtlamalarındaki gecikmelerin bunlara örnek verilebileceği ifade eden Kılıçdaroğlu, bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün akşam açıkladığı 7 maddelik yeni önlemler dizisinin de tek başına yeterli olmadığını belirtti.
"Bugün geldiğimiz noktada, geniş, yaygın ve etkin bir sokağa çıkma yasağı ve karantina ihtiyacı olduğu açıktır." değerlendirmesinde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu sorunu 'Evde Kal Türkiye' gibi kampanyalarla, vatandaşlarımızın kendi irade ve inisiyatiflerine bırakarak ve ayrıca vatandaşlara iş ve gelir güvencesi sağlamadan onları kendi kaderlerine terk ederek çözmek mümkün değildir." açıklamasını yaptı.
Bu nedenle 65 yaş ve üzerinde olanlar ile kronik hastalığı bulunanlar için getirilen sokağa çıkma yasağının, İl İdare Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun iktidara verdiği yetki çerçevesinde, bir an önce herkes için genelleştirilerek genel bir karantinaya dönüştürülmesinin zorunluluğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu süre içinde evde kalanların geçimlerini sağlayacak ekonomik önlemlerin de doğrudan iktidar tarafından alınması gereklidir. Gerek vatandaşların geçim ihtiyaçları gerek sektörlerin ekonomik destek ihtiyaçları konusunda, daha önce önerdiğimiz önlemlerin de derhal alınması zorunludur. Sayın Erdoğan da 27 Mart 2020 tarihli açıklamasında 'İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için daha çok fedakarlık yapmamız gereken bir döneme girdik.' demiştir. Bu kapsamda 'daha çok fedakarlık' yapması gereken kesimlerin başında hazine garantili köprü, tünel, yol, hastane, havalimanı gibi işletmelerin işleticilerinin geldiğini de kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz. Bu kapsamda döviz kuruna endeksli ödemelerin doğrudan Türk lirasına çevrilerek bir yıl süreyle ertelenmesi, geçiş garantisinin askıya alınması işleticilerin de yapmak isteyeceği bir fedakarlıktır.
Doğal gaz ve elektrik dağıtım şirketlerinin yapması gereken fedakarlık da unutulmamalıdır. Bu kapsamda abonelerinin fatura ödemeleri, faizsiz olarak salgının kontrol altına alındığı tarihe kadar ertelenmelidir. TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve TESK gibi kuruluşların üyeleri, çalışanlarının iş akdine son vermemeli, onlar da üzerlerine düşen fedakarlığa katlanmalıdırlar. Ayrıca süreç içinde yasal bir desteğe ihtiyaç duyulması halinde (salgın hastalık süresince işçi çıkarma yasağı öngören bir düzenlemenin Parlamentoya gelmesi gibi) Parlamentoda bu kararların alınması için tam destek vermeye de hazır olduğumuzu belirtmek isteriz. Artık sorun 'Evde kal' aşamasından 'Evde tut' aşamasına geçmiştir. Bir an önce iktidarın bu önlemleri alması gerekmektedir."