Erdoğdu, bugün açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, Aralık ayında 1,43 milyar, dolar açık verildiğini bildirerek, yıllık cari açığın 27,6 milyar dolar olduğunu söyledi.
Yeni Ekonomik Program (YEP) hedefinin 36 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğdu şöyle devam etti:
“Yani Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sonbaharda umduğundan daha büyük bir ekonomik daralma gerçekleşmiş durumda. Ayrıca 2018-19 krizi sırasında bir ilk gerçekleşti ve ekonomik daralma derinleşerek devam ederken Ağustos’tan bu yana verilen cari fazla da geride kaldı, aylık bazda tekrar cari açık verilmeye başlandı. Yabancıların Türkiye’ye yönelik sermaye hareketlerinin büyüklüğünde geçen yıla göre yüzde 72 azalma oldu. 2017’de 49 milyar dolar olan yabancı sermaye hareketlerinin büyüklüğü 2018’de 13,7 milyar dolara geriledi. Yerli sermaye çevrelerinin yurt dışına çıkardığı paranın büyüklüğü ise yüzde 71 oranında arttı ve 17,7 milyar dolara ulaştı. Özellikle Mayıs ayından Ekim ayına kadar Türkiye’de yerleşikler yurtdışına para çıkardılar. Yerleşiklerin 2018’de yurtdışına çıkardığı paranın yüzde 47’si yani 8,4 milyar doları yurtdışı bankalara aktarılan mevduatlardan oluşuyor. Bu hareket önemli ölçüde bankaların 7,1 milyar dolarlık mevduatı yurtdışına taşımasından kaynaklanıyor.”
Bir ekonomi cari açık verdiğinde bunun, yabancı sermaye girişleriyle finanse edildiğini anlatan Erdoğdu, 2018’in Ekim ayından itibaren cari fazlada azalma ve sermaye çıkışının birlikte gözlemlendiğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Cari açık ve beraberindeki sermaye çıkışı kayıt dışı döviz girişi ile finanse edilmiş görünüyor. Aralık ayında cari açık ve sermaye çıkışının yüzde 80’i yani 2.8 milyar dolarlık döviz girişiyle finanse edildi. 2018 yılı içinde ekonomiye giren kayıt dışı para girişi 21,1 milyar dolara ulaştı. Kayıt dışı sermaye girişi ve yerleşiklerin aralık ayında getirdiği 1,5 milyar dolar ile 860 milyon dolar rezerv biriktirildi. Ancak rezervlerdeki bir yıllık azalma 10,3 milyar dolara yükseldi.”
KAYNAĞI BELİRSİZ PARA DA REKOR
Ödemeler dengesindeki kaynağı belirsiz döviz giriş ve çıkışının, ‘net hata ve noksan’ olarak adlandırıldığını belirten Erdoğdu, Aralık 2018’de ‘net hata ve noksan’ kaleminin 2.8 milyar dolar olduğuna dikkat çekti. Erdoğdu, “Merkez Bankası’nın 2018’e ilişkin ödemeler dengesi verilerinde ‘net hata ve noksan’ girişi Ocak-Aralık döneminde yıllık 21,17 milyar dolar olarak açıklandı. Bu, yıllık bazda cumhuriyet tarihinin en büyük kaynağı belirsiz döviz girişi. Bu kalemde adeta cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. Kaynağı belirsiz döviz girişi olmasa, cari açık çok daha yüksek miktarda gerçekleşecekti” diye konuştu.
2018 yılında sermaye girişlerindeki azalmaya koşut olarak yabancıların getirdiği sıcak para hareketlerinde de bir önceki yıla göre 21 milyar dolarlık azalma görüldüğünü bildiren Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
“FED’in 4 Ocak sinyalinden itibaren Türkiye’ye ve diğer yükselen piyasa ekonomilerine yönelik sıcak para hareketleri ve sermaye girişleri tekrar canlandı. Nitekim hisse senedi piyasasına 11-18 Ocak arasında 711 milyon dolar, 25 Ocak - 1 Şubat arasında ise 270 milyon dolarlık net giriş gerçekleşti. DİBS piyasasında sınırlı çıkışlar gerçekleşmiş olsa da Ocak ayına yayılan hisse senedi piyasasına girişler, yabancıların elinde tuttukları hisse stokunun 27 milyar dolardan 35 milyar dolar seviyesine yükselmesini beraberinde getirdi. Ocak ayında neredeyse bütün gelişmekte olan ülkelerin para birimi değer kazandı. Türkiye’de kurun kontrol altına alınmış durmasının arkasında ekonomi yönetiminin başarısı değil, küresel gelişmeler bulunuyor.”
Erdoğdu, ekonomik daralma derinleşirken cari açık verilen bir konjonktüre geçildiğinin görüldüğünü ifade ederek, “Ekonomik daralma devam ederken cari açığın verildiği son dönem, 2008-2009 çöküşü dönemiydi. Bugün o dönemle karşılaştırılabilir bir çöküş içindeyiz” dedi.
Sanayi üretimi endeksinin 2018 Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,8 azaldığını, Temmuz ayından beri yıllık oranda devam eden düşüş eğiliminin değişmediğini vurgulayan Erdoğdu, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin 2017’nin son çeyreğine göre yüzde 7,5 azalması, Türkiye ekonomisinin 2018 yılı son çeyreğinde ağır bir daralma deneyimlediğinin kanıtı. Ekonomik daralma koşullarında cari açık verilmesi ihracat aracılığıyla krizin etkisinin hafifletileceği beklentisinin boşa düştüğünü gösteriyor. Kriz karşısında gereken önlemleri almayan Erdoğan yönetimi, sanki kriz nasıl yönetilemez ve nasıl derinleştirilir sorularının cevabını aramaya düşmüş.”