CHP ve İyi Parti’nin Libya Tavrı Değişmedi

Hükümet Libya’ya asker sevk etmek için tezkereyi TBMM’ye sundu ve öncesinde CHP ile İyi Parti’nin olurunu almayı hedefledi ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bugünkü temaslarının ardından muhalefette “hayır” oyu tavrı değişmedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığındaki hükümete Libya’ya asker sevk etme yetkisi tanıyacak tezkere, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un yazılı çağrısıyla tezkere oylaması için 2 Ocak 2020 Perşembe günü olağanüstü toplantıya çağrıldı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün TBMM’ye sunulması öncesinde tezkere için muhalefet partilerini ikna turuna çıktı.

Çavuşoğlu, ilk önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi ile görüştü, sonrasında İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İyi Parti yönetimiyle bir araya geldi. Bu görüşmeler sonrasında durum değerlendirmesi için Kılıçdaroğlu da, Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etme kararı aldı.

Kulislere yansıyan bilgiler itibariyle CHP ve İyi Parti’nin tavrında değişiklik beklenmemekte. Çünkü muhalefet, Libya’da olası bir sıcak çatışmada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yaşayacağı can kayıplarında sorumluluk sahibi olmayı istemediği gibi Türkiye’nin burada savaşan taraflardan birisinde yer almasına karşı çıkıyor.

Libya için Irak ve Suriye gibi tezkere hazırlanması ve bunun TBMM’nin onayından geçirilecek olması da “sıcak çatışma olabileceği” delili kabul ediliyor. Çünkü eğer sadece askeri işbirliği bağlamında TSK’nın söz konusu ülkeye personel göndermesi gerçekleşecek olsa bunun için tezkere gerekli değil. Katar örneğinde olduğu gibi bu ikili anlaşmalar çerçevesince eğitim başta olmak üzere diğer gerekçeler ile yapılıyor. Dolayısıyla Libya için tezkere hazırlanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buraya “muharip güç” niteliğinde Türk askeri göndermeyi planlaması olarak görülüyor.

Libya tezkeresinde gerekçeler nasıl sıralandı?

Tezkerede, Libya’ya asker gönderilmesi gerekçesiyle birlikte şunlar ifade edildi:

“Bu mülahazalar ışığında Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü tedbiri almak, Libya’daki gayri meşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye’nin Libya’daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti tarafından talep edilen desteği sağlamak, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ilerine güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanı’nca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa'nın 92’nci maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunarım.”

Libya tezkeresi (tamamını okumak için resme tıklayın)

Çavuşoğlu: “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bilgilendirmede bulundum”

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, CHP ve İyi Parti’de ayrı ayrı gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, özetle, “Malumunuz Meclis’e gönderilmekte olan bir tezkere var. Bu tezkereye neden ihtiyaç duyduk, Libya’da ve bölgede bizim ulusal çıkarlarımız, ulusal çıkarlarımıza yönelik tehditler nedir, diğer taraftan Libya’da kalıcı bir barış ve siyasi süreci en güçlü şekilde destekleyen bir ülke olarak bu konudaki çabalarımız hakkında da bilgi verdik” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, CHP ve İyi Parti’deki nezaket içinde samimi bir ortamda temaslarda bulunduğunu belirterek, “Olması gerektiği gibi samimi bir ortamda görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener'e de bunun için çok teşekkür ederim” açıklaması yaptı.

Çavuşoğlu, Barış Pınarı Harekatı’ndan önce de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın siyasi partileri bilgilendirdiğini de hatırlattı.

CHP: “Tezkere içeriğinden endişe duyuyoruz”

Çavuşoğlu’yla görüşmelere ilişkin CHP adına Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz açıklama yaptı.

Çeviköz, AKP iktidarınca ciddi hatalar yapılan alanlardan birisini dış politika olarak gördüklerini vurgulayarak, Türkiye’nin Libya’yla imzaladığı askeri anlaşmaya destek vermediklerini ve tezkereye de “kabul” oyu vermeyeceklerini açıkladı.

Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP olarak Bakan Çavuşoğlu’na bazı sorular yönelttiklerini ancak tezkere içeriğine ilişkin bilgi alamadıklarını söyleyen Çeviköz, “Örneğin ABD ile doğrudan doğruya devlet başkanları arasında yürütülen bir dış politika sürmektedir. Benzer bir dış politikanın bu defa da iktidarın İhvan’la (Müslüman Kardeşler) ilgili olarak Libya’da da sürdürmeye gayret edeceği anlaşılmaktadır. Bunu doğru bulmuyoruz. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, biz önümüzdeki günlerde Yüce Meclisimize gelecek olan tezkereye olumsuz bakıyoruz. Tezkereye ilişkin niteliği, içeriği ya da diliyle ilgili herhangi bir bilgimiz şu anda yok. Kendisi de (Çavuşoğlu) ‘Tezkere metninin Cumhurbaşkanlığına gönderildiğini’ söyledi. Mutabakat muhtırası mevcut koşullarda herhangi bir tezkereye ihtiyaç duyulmadan Türkiye’nin belli bir takım destek unsurlarını verebilmesine imkan tanıyordu. Dolayısıyla biz bu tezkerenin biraz daha farklı bir takım unsurlar içereceği düşüncesindeyiz. Özel Kuvvetler veya başka bir takım unsurların gitmesi konusunda basında çok çeşitli haberler var. Bunları da endişeyle karşılıyoruz” dedi.

Türkiye’nin Libya’daki çatışmada taraf olmasını kabul etmediklerini de işaret eden Çeviköz, özetle, “Libya'da asker göndererek bu vekalet savaşına taraf olmak yerine, Türkiye gibi bir ülkenin tarihten gelen bir takım sorumluluklarını ve birikimini de dikkate alarak diplomasiye öncelik vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak yapılan diplomasiye öncelik vermek değil, asker göndererek mevcut durumu daha da keskinleştirecek ve kötüleştirecek bir gelişmeye hazırlık yapmaktır. Bunun doğru olmadığını Sayın Bakan’a da izah ettik. Türkiye gibi Libya ile böylesine önemli bir tarihi geçmişi olan bir ülkenin, ülkede Müslüman kanı dökülmesini engellemek için yapacağı bir numaralı davranışın diplomasiye öncelik vermek olduğu düşüncesindeyiz. Bu yapılmıyor. Bunun yerine maalesef belki de çok ciddi Müslüman kanının dökülmesine yol açacak bir gelişmeye doğru hazırlık yapılıyor. Ayrıca eğer çatışmalar uzarsa Libya’dan da Suriye'de yaşadığımıza benzer bir göçün Türkiye’yi karşı karşıya bırakması ihtimali fevkalade yüksektir. Bütün bunlar aslında Türkiye'nin bu şekilde bir dış politika uygulamasının yanlış olduğunu göstermektedir” diye konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu

İyi Parti: “Tezkere gerekçesini okuyacağız, tavır belirleyeceğiz”

Çavuşoğlu’nun İyi Parti’deki temaslarıyla ilgili ise Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, İyi Parti Başkanlık Divanı ve vekillerle yapılacak toplantının ardından tezkere konusunda karar alınacağını açıkladı.

Erozan, Çavuşoğlu’na bir takım sorular yönelttiklerini belirterek, “Biz demokrasiyi içselleştirmiş bir parti olarak kendi süreçlerimiz sathında önümüzdeki dönemde bu tezkere TBMM'ye geldiğinde alacağımız kararı belirleyeceğiz. Nedir bu süreç? Biraz sonra Başkanlık Divanı toplantımız olacak. 2 Ocak’ta milletvekilleriyle yapılacak toplantımız sonrasında nihai karar belirlenecek. Biz bugün kendisine (Çavuşoğlu) 'evet', 'hayır' veya 'belki' demedik” dedi.

Erozan, “Mehmetçik sıcak çatışmaya girecek mi?” sorusuna “O konuda bir açıklık getirmedi Sayın Bakan. Biz davetin içeriğini de bilmiyoruz. 'Ne gibi bir ihtiyaçla bu davet yapıldı?', 'Bizden ne bekleniyor?' konusunda henüz yeterince bilgi sahibi değiliz” yanıtını verdi.

Bu açıklamalara karşın İyi Parti’nin, Libya konusunda sıcak çatışma olabileceği gerekçesiyle “hayır” oyu tavrını koruyacağı bilgisi kulislere yansıdı. TSK’nın Libya’da can kaybı vermesi sorumluluğuna imza atılmak istenmediği vurgulandı.

Libya’yla ilişkilerde neler olmuştu?

Libya’da Fayaz Al Sarraj’ın liderliğindeki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Halife Hafter’in başında olduğu grup arasında çatışma ortamı sürüyor. Bu noktada Türkiye’nin askeri gücüyle taraflar arasında tercihte bulunması tartışması yapılıyor.

Ankara, son olarak 27 Kasım günü Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” ve “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Anlaşması” imzalamıştı. Türkiye’de CHP başta olmak üzere muhalefet cephesi, Türkiye ve Kıbrıs Türkü’nün Doğu Akdeniz’deki yetki alanını genişletmesi dolayısıyla mutabakat muhtırasına destek verdi ancak askeri anlaşmaya karşı çıktı. TBMM’de 5 Aralık’ta yapılan oylamada, HDP dışındaki tüm partilerce verilen destekle “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” kabul edildi ve dolayısıyla yasalaştı.

Libya’ya Türk askeri gönderilmesinin yolunu açacak askeri anlaşma ise, 21 Aralık Cumartesi günü TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. Bu kez sadece HDP değil CHP ve İyi Parti de karşı oy kullandı. CHP ve İyi Parti, halen çatışmalara sahne olan Libya’da taraflardan biri lehine askeri güç göndermesine karşı çıkıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri