"Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır:
Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı.
Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum."
Mustafa Kemal Atatürk, 1924
...
Kaç defa yazdım, ihanet etmek dahi zeka ister!
Öncelikle…
Eflatun’dan "Devlet" tarifi:
"Devletin gerçek vazifesi; ‘sosyal kuvvetler’i uzlaştırarak, politikayı cemiyetin ilerleyişine çevirmektir.
Devrimler birtakım basit sebeplerle meydana gelmiş görünürse de, bunlar birikmiş birçok kötülüklerin sonucudur.
En sonunda demokrasi gelir.
Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir.
Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır.
Eğer bu sağlanamazsa ‘Demokrasi’ otoriteye geçebilir."
http://tr.wikipedia.org/wiki/Eflatun
Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı.
Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum."
Mustafa Kemal Atatürk, 1924
...
Kaç defa yazdım, ihanet etmek dahi zeka ister!
Öncelikle…
Eflatun’dan "Devlet" tarifi:
"Devletin gerçek vazifesi; ‘sosyal kuvvetler’i uzlaştırarak, politikayı cemiyetin ilerleyişine çevirmektir.
Devrimler birtakım basit sebeplerle meydana gelmiş görünürse de, bunlar birikmiş birçok kötülüklerin sonucudur.
En sonunda demokrasi gelir.
Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir.
Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır.
Eğer bu sağlanamazsa ‘Demokrasi’ otoriteye geçebilir."
http://tr.wikipedia.org/wiki/Eflatun
...
Hal böyleyken…
Eflatun’un tarifi ile "Demokrasi" nerede?!
Yüksek demokrasi bu mu?!
İstihbarat servisleri, "günah dosyaları" üzerinden "milletvekili aday listeleri"ni belirleyecek, liderler "tek seçici" olacak!
Sonra da yeni anayasayı onaylayacak!
O seçilmiş listeleri vatandaş oylayınca bunun adı demokrasi mi olacak?!
Sözün özü:
Eflatun’un altını çizdiği gibi "Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir"!
Ama sadece zannedilir.
Hülasa, "Lider demokrasisi" olmaz!
Olsa olsa o sistemin adı "oligarşi"dir.
Eflatun’un tarifi ile "Demokrasi" nerede?!
Yüksek demokrasi bu mu?!
İstihbarat servisleri, "günah dosyaları" üzerinden "milletvekili aday listeleri"ni belirleyecek, liderler "tek seçici" olacak!
Sonra da yeni anayasayı onaylayacak!
O seçilmiş listeleri vatandaş oylayınca bunun adı demokrasi mi olacak?!
Sözün özü:
Eflatun’un altını çizdiği gibi "Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir"!
Ama sadece zannedilir.
Hülasa, "Lider demokrasisi" olmaz!
Olsa olsa o sistemin adı "oligarşi"dir.
...
"Yeni CHP”!
"Turkuaz CHP"!
İlk olarak, Kılıçdaroğlu & Tekin ikilisinin, "Milletvekili aday listesi" üzerinden "Laik CHP"yi tasfiye ettiği anlaşılıyor!
Asker ile arasındaki bağları kopartmış, Erdoğan ile "Atatürk Türkiyesi’nin tasfiyesi operasyonu" konusunda uzlaşmış bir vücud dili içinde!
Sözün özü:
Yeni CHP’de milletvekili aday listesini CHP’nin yapmadığı anlaşılıyor!
Bu bir "Cumhuriyet"i tasfiye listesi!
Netice:
14 Mayıs 2023'te yapılan seçimler, bir tasfiye seçimi!
Demokrasinin tasfiyesi seçimi!
Atatürk Türkiyesi’nin tasfiyesi seçimi!
Turkuaz Türkiye seçimi!
Laik Türkiye’nin tasfiyesi seçimi!
Eksen kaydırma seçimleri…
CHP "laik"liği, AKP "Anayasa"yı, MHP ve İYİ Parti "devlet"i, BDP "ulusal sınırları" tasfiye için seçimlere girdiler.
Milletvekili aday listelerinden de anlaşıldığı üzere, siyasi partilerin adı farklı olsa da, bazı adayları tenzih ederek söylüyorum, hepsi de "turkuaz"a boyanmış!
Hülasa:
Suyun özenle bulandırıldığı bir ortamda, 14 Mayıs 2023 seçimleri sonrası asıl tasfiye edilmek istenen "Atatürk Türkiyesi"!
Tasfiye operasyonunun 1 numaralı ismi ise "Laik Cumhuriyet"e ve "Cumhuriyet değerleri"ne "şaşı bakan" Siyasal İslamcılar!
Sanki iktidar çantada keklik, sanki bütün yönetim planları hazır...
Sanırım, Kemal Kılıçdaroğlu ve kadrosuna dış odaklardan verilen görev "Hızlı muhalefet yapar gibi görün ama iktidara niyetlenme" şeklindedir.
Mevcut sistem Batı açısından iyi çalışıyor.
Türkiye iyi bir pazardır.
Batı bu sistemin değişmesini elbet istemiyor.
CHP sistemin payandası olarak vardır.
Kendi solundaki muhalefeti toparlamak ve etkisizleştirmek için vardır.
Sistemi değiştirmek isteyen partilerin iktidara yürümesinin önündeki engeldir.
İktidar olmak isteyen partinin siyasi çizgisi, ideolojisi olur.
Bu ideolojiye uygun bir iktidar programı hazırlar.
Bu programa uygun kadrolar yetiştirir.
İktidara gelince neyi nasıl yapacağını, hangi sorunu nasıl çözeceğini önceden halka anlatır.
"Turkuaz CHP"!
İlk olarak, Kılıçdaroğlu & Tekin ikilisinin, "Milletvekili aday listesi" üzerinden "Laik CHP"yi tasfiye ettiği anlaşılıyor!
Asker ile arasındaki bağları kopartmış, Erdoğan ile "Atatürk Türkiyesi’nin tasfiyesi operasyonu" konusunda uzlaşmış bir vücud dili içinde!
Sözün özü:
Yeni CHP’de milletvekili aday listesini CHP’nin yapmadığı anlaşılıyor!
Bu bir "Cumhuriyet"i tasfiye listesi!
Netice:
14 Mayıs 2023'te yapılan seçimler, bir tasfiye seçimi!
Demokrasinin tasfiyesi seçimi!
Atatürk Türkiyesi’nin tasfiyesi seçimi!
Turkuaz Türkiye seçimi!
Laik Türkiye’nin tasfiyesi seçimi!
Eksen kaydırma seçimleri…
CHP "laik"liği, AKP "Anayasa"yı, MHP ve İYİ Parti "devlet"i, BDP "ulusal sınırları" tasfiye için seçimlere girdiler.
Milletvekili aday listelerinden de anlaşıldığı üzere, siyasi partilerin adı farklı olsa da, bazı adayları tenzih ederek söylüyorum, hepsi de "turkuaz"a boyanmış!
Hülasa:
Suyun özenle bulandırıldığı bir ortamda, 14 Mayıs 2023 seçimleri sonrası asıl tasfiye edilmek istenen "Atatürk Türkiyesi"!
Tasfiye operasyonunun 1 numaralı ismi ise "Laik Cumhuriyet"e ve "Cumhuriyet değerleri"ne "şaşı bakan" Siyasal İslamcılar!
Onun yanında ise Bahçeli, BDP, Kılıçdaroğlu peşpeşe sıralanıyor!
'Alacakaranlık kuşağı'nın içinden geçiyoruz.
At izi, it izi'nin içinde, süreç ortaya karışık.
Söz'ün bittiği yerdeyiz.
Herkes'in anladığı ortak dil'den konuşulan zaman'ların içinden geçiyoruz.
KIYAMET.
Ailesinin namusuna düşkün olanlar, devletlerinin namusunu korumaya neden çaba göstermez?!
Türkiye yangın yeri, hiçbir siyasi reaksiyon göstermiyor?!
TBMM'deki tüm partiler devşirilmiş, faydaları yok, zararları var!
Çözüm için kim harekete geçecek?!
At izi, it izi'nin içinde, süreç ortaya karışık.
Söz'ün bittiği yerdeyiz.
Herkes'in anladığı ortak dil'den konuşulan zaman'ların içinden geçiyoruz.
KIYAMET.
Ailesinin namusuna düşkün olanlar, devletlerinin namusunu korumaya neden çaba göstermez?!
Türkiye yangın yeri, hiçbir siyasi reaksiyon göstermiyor?!
TBMM'deki tüm partiler devşirilmiş, faydaları yok, zararları var!
Çözüm için kim harekete geçecek?!
...
Soru şu:
Gül, muhalefet'in "Ortak aday"ı olsaydı, Erdoğan bu kadar kolay kazanabilir miydi?!
Seçim takvimi kapsamında, aday belirleme çalışmaları devam ederken, (Batı Roma arka planlı) Abdullah Gül mealen ne dedi?!
"Böyle devam ederseniz, Tayyip Erdoğan'ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirirsiniz!"
https://www.voaturkce.com/a/abdullah-gul-aday-olmayacagini-acikladı/4368834.html
Netice n'oldu?!
Sayın Gül'ün dediği gibi oldu!
Muhalefet koalisyonu kaybetti, (Doğu Roma'dan) Erdoğan kazandı!
"Aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuçlar elde etmek mümkün değil" ise bu çerçeve'de, CHP'de yaşanan nedir ne değildir?!
Cevap:
Med & Cezir.
Ki, İmamoğlu'nun sızdırılan "zoom" toplantısı üzerinden bakıldığında da, "Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir" dedirten yerel seçim neticesi ortada:
"Muhalefet yine kaybetti, Erdoğan yine kazandı!"
Kaldı ki, bu bir "Cumhurbaşkanlığı" seçimi değil, "yerel seçim"!
İmamoğlu'nun İstanbul'u yeniden kazanması gerekiyor, "Juda busesi" konduran Akşener'in desteği artı içeride yatan Demirtaş'ın katkısı vb.
Yerel'de güçlü aday'lar ile seçim'i kazanabilirsin, kaldı ki, yine muhalefet'in olmayan "stratejik aklı" üzerinden istihza!
Nüans?!
Binali Yıldırım'a karşı kazandığı, 31 Mart seçim zaferi sonrası "Mazbatamı verin, hemen hizmet üretmek istiyorum" diyen İmamoğlu'nun, ilk icraat'i neydi?!
Tatil.
İlk iş olarak ailesi ile birlikte tatil'e çıktı, sonra yine tatil'e çıktı, daha sonrası malum!
Küçümsemek için söylemiyorum, Erdoğan'ı tasfiye etmek için muhalefet'in bulup bulabildiği "kazanacak aday" profili, bir başka müteahhit.
İmamoğlu'nun AVM'si var, ağır ceza'da dosyası var, "tüccar siyaset"in bir başka yüzü!
Belediye Başkanı'na dayalı "Başkan" modeli BOP'un final'inde çöktü, küre "Nükleer Kıyamet" süreç'inde.
Hal böyleyken, İmamoğlu'ndan genel başkan olur mu?!
Neden olmasın!
Ne var ki, kendisinin böyle bir iddiası hiç olmadı!
Velev ki, iddiası var diyelim, geçmiş performansı ortada, zengin müteahhit'in ilk icraat'ı "tatil"!
Büyük Resim'de kıyamet koparken, rant'a dayalı siyaset/ticaret üzerinden "Gordion Düğümü" çözmek mümkün mü?!
Değil!
O v'akit cevap'ını arayan bir diğer soru da şu:
CHP'yi kim karıştırıyor, stratejik aklı olmayan muhalefet üzerinden ülkeyi uçurum'un kenarına kim ya da kimler sürüklüyor!?
Cevap: Ak istihbarat.
Her şey'in partizanlaştığı/siyasileştiği bir ortamda, istihbarat da siyasi parti'nin bir organ'ına dönüşmüş ise daha ne olması bekleniyor!?
Ak istihbarat, nazi subayı fıkrasında olduğu gibi kendi elini öpüp, CHP'yi tokatladı.
Vs vs.
...
CHP'de bundan sonra n'olur!?
Cevap: ?!
Muharrem İnce'nin yakındığı ne kadar isim var ise hepsini İmamoğlu eli ile afişe ettiler.
Kurultay'da tasfiye edilecek ise ilk elden tasfiye edilecek kadro, afişe edilen bu kadro.
İmamoğlu, "Başkanlık'a aday" ise bu hamleyi genel seçim öncesinde yapacaktı!
Maç bittikten sonra sonuç "zoom" üzerinden değişmez.
Yerel seçim öncesinde yapılan mevcut hamle, hem İmamoğlu'nu koltuğundan eder, hem de Ak Parti'ye İstanbul başta olmak üzere Ankara dahil büyükşehirleri yeniden hediye eder.
Değerlendirme yapmak başka, darbe yapmak başka!
Kumpas, komplo.
Hal böyleyken...
Nüans?!
Kılıçdaroğlu, Baykal sonrası ilk iş olarak, Çankaya'ya çıktı, ceketinin düğmesini ilikledi ve Cumhurbaşkanı Gül'ün elini sıkıp gerilimi sonlandırdı.
Kaldı ki, Baykal'ın Türk siyaset'ine iki büyük hediyesi vardır, biri Melih Gökçek, diğeri de Recep Tayyip Erdoğan.
Her ikisinin de, siyasi kaderinin çizilmesinde önemli katkıları olmuştur.
O v'akit, "Genel seçim'den yerel seçim'e değişen nedir?" diye sorulacak olursa, Çiçek'ten Gül'e dönüş diyelim!
"Böyle devam ederseniz, Tayyip Erdoğan'ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirirsiniz!"
https://www.voaturkce.com/a/abdullah-gul-aday-olmayacagini-acikladı/4368834.html
Netice n'oldu?!
Sayın Gül'ün dediği gibi oldu!
Muhalefet koalisyonu kaybetti, (Doğu Roma'dan) Erdoğan kazandı!
"Aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuçlar elde etmek mümkün değil" ise bu çerçeve'de, CHP'de yaşanan nedir ne değildir?!
Cevap:
Med & Cezir.
Ki, İmamoğlu'nun sızdırılan "zoom" toplantısı üzerinden bakıldığında da, "Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir" dedirten yerel seçim neticesi ortada:
"Muhalefet yine kaybetti, Erdoğan yine kazandı!"
Kaldı ki, bu bir "Cumhurbaşkanlığı" seçimi değil, "yerel seçim"!
İmamoğlu'nun İstanbul'u yeniden kazanması gerekiyor, "Juda busesi" konduran Akşener'in desteği artı içeride yatan Demirtaş'ın katkısı vb.
Yerel'de güçlü aday'lar ile seçim'i kazanabilirsin, kaldı ki, yine muhalefet'in olmayan "stratejik aklı" üzerinden istihza!
Nüans?!
Binali Yıldırım'a karşı kazandığı, 31 Mart seçim zaferi sonrası "Mazbatamı verin, hemen hizmet üretmek istiyorum" diyen İmamoğlu'nun, ilk icraat'i neydi?!
Tatil.
İlk iş olarak ailesi ile birlikte tatil'e çıktı, sonra yine tatil'e çıktı, daha sonrası malum!
Küçümsemek için söylemiyorum, Erdoğan'ı tasfiye etmek için muhalefet'in bulup bulabildiği "kazanacak aday" profili, bir başka müteahhit.
İmamoğlu'nun AVM'si var, ağır ceza'da dosyası var, "tüccar siyaset"in bir başka yüzü!
Belediye Başkanı'na dayalı "Başkan" modeli BOP'un final'inde çöktü, küre "Nükleer Kıyamet" süreç'inde.
Hal böyleyken, İmamoğlu'ndan genel başkan olur mu?!
Neden olmasın!
Ne var ki, kendisinin böyle bir iddiası hiç olmadı!
Velev ki, iddiası var diyelim, geçmiş performansı ortada, zengin müteahhit'in ilk icraat'ı "tatil"!
Büyük Resim'de kıyamet koparken, rant'a dayalı siyaset/ticaret üzerinden "Gordion Düğümü" çözmek mümkün mü?!
Değil!
O v'akit cevap'ını arayan bir diğer soru da şu:
CHP'yi kim karıştırıyor, stratejik aklı olmayan muhalefet üzerinden ülkeyi uçurum'un kenarına kim ya da kimler sürüklüyor!?
Cevap: Ak istihbarat.
Her şey'in partizanlaştığı/siyasileştiği bir ortamda, istihbarat da siyasi parti'nin bir organ'ına dönüşmüş ise daha ne olması bekleniyor!?
Ak istihbarat, nazi subayı fıkrasında olduğu gibi kendi elini öpüp, CHP'yi tokatladı.
Vs vs.
...
CHP'de bundan sonra n'olur!?
Cevap: ?!
Muharrem İnce'nin yakındığı ne kadar isim var ise hepsini İmamoğlu eli ile afişe ettiler.
Kurultay'da tasfiye edilecek ise ilk elden tasfiye edilecek kadro, afişe edilen bu kadro.
İmamoğlu, "Başkanlık'a aday" ise bu hamleyi genel seçim öncesinde yapacaktı!
Maç bittikten sonra sonuç "zoom" üzerinden değişmez.
Yerel seçim öncesinde yapılan mevcut hamle, hem İmamoğlu'nu koltuğundan eder, hem de Ak Parti'ye İstanbul başta olmak üzere Ankara dahil büyükşehirleri yeniden hediye eder.
Değerlendirme yapmak başka, darbe yapmak başka!
Kumpas, komplo.
Hal böyleyken...
Nüans?!
Kılıçdaroğlu, Baykal sonrası ilk iş olarak, Çankaya'ya çıktı, ceketinin düğmesini ilikledi ve Cumhurbaşkanı Gül'ün elini sıkıp gerilimi sonlandırdı.
Kaldı ki, Baykal'ın Türk siyaset'ine iki büyük hediyesi vardır, biri Melih Gökçek, diğeri de Recep Tayyip Erdoğan.
Her ikisinin de, siyasi kaderinin çizilmesinde önemli katkıları olmuştur.
O v'akit, "Genel seçim'den yerel seçim'e değişen nedir?" diye sorulacak olursa, Çiçek'ten Gül'e dönüş diyelim!
Oysaki, Çiçek, Erdoğan'ın tam karşısındaki isimdi.
Her daim gördüklerinin yarısına, duyduklarının hiçbirine.
Hasılı:
Dün'ün hikayesi kapsamında bir başka soru:
Gül, Erdoğan'ın karşısına aday olarak çıkmış olsaydı, kazanan kim olurdu?!
İmamoğlu'nun zoom toplantısında afişe edilen kadro, CHP'nin "Çiçek"e dönen ve/veya Gül'ün adaylığına karşı çıkan kadro.
Görünen ve anlaşılan o ki, büyük resim'de "med & cezir" yaşanmakta.
Kayan eksen kapsamında, siyaset, medya, bürokrasi, iş dünyası derisini değiştiriyor.
Erdoğan'ın elinde oyuncak olan bir muhalif akıl, Atatürk Türkiye'sini oyuncak eden bir kadro ile buraya kadar!
Demem o ki:
"İtibar demir top gibidir, bir düşünce bir daha zıplamaz!"
İfrat/Tefrit!
Nüans?!
Cellad'ının kılıç'ını yalayan yalayana!
Başka?!
Türkiye başta olmak üzere küre yanıyor, bir elinde tarak, bir elinde ayna, saçını tarayan tarayana!
Demem o ki:
28 Şubat'ın Paşa'ları 80'li yaş'larında hapis'te yatıyorlar.
Nedamet getirip, onlardan özür dileyen var mı?!
Fetullahçı olup mağdur olan var mı!?
Demem şu ki:
O paşaların en büyük suçları, Kenan Evren'in deyişi ile medya'nın gazı'na gelmeleri!?
Hangi medya'nın gazına geldi (Sabah, Hürriyet, Milliyet, star Tv)?!
28 Şubat'ta merkez medya'nın gaz'cıları kimlermiş, yek tek ortada!
Her daim gördüklerinin yarısına, duyduklarının hiçbirine.
Hasılı:
Dün'ün hikayesi kapsamında bir başka soru:
Gül, Erdoğan'ın karşısına aday olarak çıkmış olsaydı, kazanan kim olurdu?!
İmamoğlu'nun zoom toplantısında afişe edilen kadro, CHP'nin "Çiçek"e dönen ve/veya Gül'ün adaylığına karşı çıkan kadro.
Görünen ve anlaşılan o ki, büyük resim'de "med & cezir" yaşanmakta.
Kayan eksen kapsamında, siyaset, medya, bürokrasi, iş dünyası derisini değiştiriyor.
Erdoğan'ın elinde oyuncak olan bir muhalif akıl, Atatürk Türkiye'sini oyuncak eden bir kadro ile buraya kadar!
Demem o ki:
"İtibar demir top gibidir, bir düşünce bir daha zıplamaz!"
İfrat/Tefrit!
Nüans?!
Cellad'ının kılıç'ını yalayan yalayana!
Başka?!
Türkiye başta olmak üzere küre yanıyor, bir elinde tarak, bir elinde ayna, saçını tarayan tarayana!
Demem o ki:
28 Şubat'ın Paşa'ları 80'li yaş'larında hapis'te yatıyorlar.
Nedamet getirip, onlardan özür dileyen var mı?!
Fetullahçı olup mağdur olan var mı!?
Demem şu ki:
O paşaların en büyük suçları, Kenan Evren'in deyişi ile medya'nın gazı'na gelmeleri!?
Hangi medya'nın gazına geldi (Sabah, Hürriyet, Milliyet, star Tv)?!
28 Şubat'ta merkez medya'nın gaz'cıları kimlermiş, yek tek ortada!
O v'akit bir başka soru da şu:
Kayan eksen kapsamında, eksen'i kim ya da kimler kaydırdı ve/veya Atatürk Türkiye'si kaybetti ise karşı devrim'i kim(ler) kazandı!?
Kayan eksen kapsamında, eksen'i kim ya da kimler kaydırdı ve/veya Atatürk Türkiye'si kaybetti ise karşı devrim'i kim(ler) kazandı!?
Akit'çilerin deyişi ile 'karşı devrim'i Salih Mirzabeyoğlu yani Büyük Doğu cephesi yani Necip Fazıl Kısakürek'çiler yani Recep Tayyip Erdoğan'cılar kazanmış.
Kimler kaybetmiş?!
Gülenciler "FETÖ" olmuş kaybetmiş, Atatürkçüler "ETÖ" olmuş kaybetmiş!
Özetle Batı Roma (NATO) kaybetmiş, Doğu'cular/Şark'çılar kazanmış.
O "zaman" son bir soru:
15 Temmuz'da ne yaşandı ve/veya Alman'lar Hakan Fidan'ı neden 15 Temmuz'un sırları üzerinden tehdit ediyor!?
Bahçeli, 15 Temmuz'un siyasi ayağını sordu, cevap gelmedi?!
Anladığım kadarıyla cevabı duyduğu an sustu, bir daha o soruyu sormadı, soramadı.
Duyulmak istenmeyen cevap; Hulusi Akar "Cumhurbaşkanı", Hakan Fidan "Başbakan" olabilir mi?!
Kaldı ki, FETÖ'nün siyasi ayağı Melih Gökçek tayfa, bunu Ankara'da bilmeyen duymayan kaldı mı?!
16 Nisan referandum'u sonrasında rejim değişti, Erdoğan'a özel "Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi" inşa edildi.
Ülkeyi atanmış bakanlar üzerinden "Reis" yönetiyor.
"Reis" üzerinden?!
Kimler kaybetmiş?!
Gülenciler "FETÖ" olmuş kaybetmiş, Atatürkçüler "ETÖ" olmuş kaybetmiş!
Özetle Batı Roma (NATO) kaybetmiş, Doğu'cular/Şark'çılar kazanmış.
O "zaman" son bir soru:
15 Temmuz'da ne yaşandı ve/veya Alman'lar Hakan Fidan'ı neden 15 Temmuz'un sırları üzerinden tehdit ediyor!?
Bahçeli, 15 Temmuz'un siyasi ayağını sordu, cevap gelmedi?!
Anladığım kadarıyla cevabı duyduğu an sustu, bir daha o soruyu sormadı, soramadı.
Duyulmak istenmeyen cevap; Hulusi Akar "Cumhurbaşkanı", Hakan Fidan "Başbakan" olabilir mi?!
Kaldı ki, FETÖ'nün siyasi ayağı Melih Gökçek tayfa, bunu Ankara'da bilmeyen duymayan kaldı mı?!
16 Nisan referandum'u sonrasında rejim değişti, Erdoğan'a özel "Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi" inşa edildi.
Ülkeyi atanmış bakanlar üzerinden "Reis" yönetiyor.
"Reis" üzerinden?!
Bu sistem'de İçişleri Bakanlığı "Başbakanlık" pozisyon'unda iş görüyor.
Hal böyleyken...
Bahçeli, Gökçek, "Başbakan" olarak Süleyman Soylu'nun arka fon'unda poz kesti, "Çiçek Cumhurbaşkanı" operasyonu çerçevesinde!
Erdoğan, Soylu'yu görevden almak istediğinde Bahçeli hep arka çıkmadı mı, Gültekin Uysal'dan önceki DP Genel Başkanı'na!
Bu arada DP'nin eski genel başkanı Mehmet Ağar olabilir ama fiilen partinin sahibi Melih Gökçek'tir.
Soylu da, Uysal da, Gökçek kadro.
Ki, Soylu, sigortacı olarak parasını, Gökçek'in "Başkan" olduğu dönemde belediyenin yan kuruluşlarını sigorta ederek kazandı.
Gültekin Uysal'ın Kılıçdaroğlu'nu, Erdoğan'a karşı aday olarak göstermesi sürecine bakıldığında, Soylu üzerinden Gökçek vb isimler karşımıza çıkıyor.
Erdoğan bu seçimi kazanmadı, kazandırıldı ise İsveç dilemması çerçevesinde makas'lar ve/veya domuz sıkısı Eylül gündemi ortada.
Kayan eksen kapsamında İki Londra vardı, Eylül sonrası yek'leniyor.
Özetle; Süleyman Soylu, Erdoğan'ı tasfiye etmek için kurulan koalisyonun devlet içinde görünen yüzüydü, Bahçeli de, Gökçek de, Çiçek de yan başında.
11 ili içine alan büyük deprem'de, bölgeye 48 saat yardım gitmedi ise kimlerden kaynaklı?!
Cevap; "Başbakanlık" konumundaki İçişleri dahil vs vs ise bir diğer nüans?!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da bu komplo'nun parçası olarak Erdoğan'ın "izole" edilmesi sürecinde pozisyon almış bir başka isim.
Gül'ü aday yapıp Erdoğan'ı indirmek varken, deprem'de 48 saat bölgeye yardım ulaşmasına engel olmak, Kızılay'ı kirli siyaset'e alet etmek de neyin nesi?!
14/28 Mayıs seçimlerinin ilk kaybedeni Cem Uzan, Aziz Yıldırım ise diğer kaybedenleri, deprem bölgesine yardım gitmesine engel olan kim varsadır.
"Neo Sevr" çerçevesinde, "büyük ermeni kürt devleti haritası" içinde gösterilen iller, deprem üzerinden vurulmuş ise bu "kalleş" muhalif akıl ile ülkeyi düze çıkartmak mümkün değil!
Bu "kurnaz" iktidar aklı ile de, birileri çok zengin oldu ve fakat, "ulusal bütünlüğümüz" Osmanlı'nın son dönem'lerinden farklı değil, taşıma suyla döndürülmeye çalışılan değirmen kurudu, Erdoğan Ankara'sı çıkmaz sokak'ta.
...
Erdoğan, Soylu'yu görevden almak istediğinde Bahçeli hep arka çıkmadı mı, Gültekin Uysal'dan önceki DP Genel Başkanı'na!
Bu arada DP'nin eski genel başkanı Mehmet Ağar olabilir ama fiilen partinin sahibi Melih Gökçek'tir.
Soylu da, Uysal da, Gökçek kadro.
Ki, Soylu, sigortacı olarak parasını, Gökçek'in "Başkan" olduğu dönemde belediyenin yan kuruluşlarını sigorta ederek kazandı.
Gültekin Uysal'ın Kılıçdaroğlu'nu, Erdoğan'a karşı aday olarak göstermesi sürecine bakıldığında, Soylu üzerinden Gökçek vb isimler karşımıza çıkıyor.
Erdoğan bu seçimi kazanmadı, kazandırıldı ise İsveç dilemması çerçevesinde makas'lar ve/veya domuz sıkısı Eylül gündemi ortada.
Kayan eksen kapsamında İki Londra vardı, Eylül sonrası yek'leniyor.
Özetle; Süleyman Soylu, Erdoğan'ı tasfiye etmek için kurulan koalisyonun devlet içinde görünen yüzüydü, Bahçeli de, Gökçek de, Çiçek de yan başında.
11 ili içine alan büyük deprem'de, bölgeye 48 saat yardım gitmedi ise kimlerden kaynaklı?!
Cevap; "Başbakanlık" konumundaki İçişleri dahil vs vs ise bir diğer nüans?!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da bu komplo'nun parçası olarak Erdoğan'ın "izole" edilmesi sürecinde pozisyon almış bir başka isim.
Gül'ü aday yapıp Erdoğan'ı indirmek varken, deprem'de 48 saat bölgeye yardım ulaşmasına engel olmak, Kızılay'ı kirli siyaset'e alet etmek de neyin nesi?!
14/28 Mayıs seçimlerinin ilk kaybedeni Cem Uzan, Aziz Yıldırım ise diğer kaybedenleri, deprem bölgesine yardım gitmesine engel olan kim varsadır.
"Neo Sevr" çerçevesinde, "büyük ermeni kürt devleti haritası" içinde gösterilen iller, deprem üzerinden vurulmuş ise bu "kalleş" muhalif akıl ile ülkeyi düze çıkartmak mümkün değil!
Bu "kurnaz" iktidar aklı ile de, birileri çok zengin oldu ve fakat, "ulusal bütünlüğümüz" Osmanlı'nın son dönem'lerinden farklı değil, taşıma suyla döndürülmeye çalışılan değirmen kurudu, Erdoğan Ankara'sı çıkmaz sokak'ta.
...
Süreç'in sözde kazananlarının neyi ne kadar anladığı ortada!
Hayat memat nüans burada saklı!
Seçim öncesinde, Sedat Peker üzerinden yaptırılan ifşaatlar kapsamında, ulusalcı (Özdil, Dündar, Uzan vb) isimleri, bir mafya babasının peşine kuyruk yapılmadı mı?!
Güç ise bu da güç.
İstihbari darbe!
İstihbari dikta!
Hülasa, "Hakikat"in kendisi ile "Gerçeklik Çerçevesi" içinden dayatılan "gerçeklik" aynı değil!
Görünen o ki, muhtemel Kasım ayı içinde yapılacak Yeni CHP'de "değişim" Kurultay'ı adeta Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden taç giymesi için düzenleniyor.
Ama hayal edilen iktidarla ilgili tek kelime konuşulmayacak.Seçim öncesinde, Sedat Peker üzerinden yaptırılan ifşaatlar kapsamında, ulusalcı (Özdil, Dündar, Uzan vb) isimleri, bir mafya babasının peşine kuyruk yapılmadı mı?!
Güç ise bu da güç.
İstihbari darbe!
İstihbari dikta!
Hülasa, "Hakikat"in kendisi ile "Gerçeklik Çerçevesi" içinden dayatılan "gerçeklik" aynı değil!
Görünen o ki, muhtemel Kasım ayı içinde yapılacak Yeni CHP'de "değişim" Kurultay'ı adeta Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden taç giymesi için düzenleniyor.
Sanki iktidar çantada keklik, sanki bütün yönetim planları hazır...
Sanırım, Kemal Kılıçdaroğlu ve kadrosuna dış odaklardan verilen görev "Hızlı muhalefet yapar gibi görün ama iktidara niyetlenme" şeklindedir.
Mevcut sistem Batı açısından iyi çalışıyor.
Türkiye iyi bir pazardır.
Batı bu sistemin değişmesini elbet istemiyor.
CHP sistemin payandası olarak vardır.
Kendi solundaki muhalefeti toparlamak ve etkisizleştirmek için vardır.
Sistemi değiştirmek isteyen partilerin iktidara yürümesinin önündeki engeldir.
İktidar olmak isteyen partinin siyasi çizgisi, ideolojisi olur.
Bu ideolojiye uygun bir iktidar programı hazırlar.
Bu programa uygun kadrolar yetiştirir.
İktidara gelince neyi nasıl yapacağını, hangi sorunu nasıl çözeceğini önceden halka anlatır.
CHP'de bunların hiçbiri yok!?
Temel konularda ne politikası, ne iktidar hazırlığı var?!
Bu partinin ekonomi politikası nedir diye siteye giren boş sayfayla karşılaşıyor.
Bütün ısrarlara rağmen 13 yıldır yeni bir program kurultayı yapmadılar?!
İktidara gelince neyi nasıl yapacağını bilmeyen bir partiye vatandaş oy verir mi?!
Yeni CHP her seçimde 130 kadar vatandaşı milletvekili yapan, seçim öncelerinde adaylardan okkalı gelirler sağlayan, karşılığında adaylara ömür boyu ballı emeklilik ve sağlık güvencesi umudu satan bir ticari kuruluştur.
Her seçimde kadroların yarısı değişir..
Değişir ki, yeni adayları cezbedecek sayıda yer açılsın, adaylığa ilgi çoğalsın.
Gelirler büyüsün...
Bence AKP'nin politikalarını için için onaylıyorlar.
Sistemin devamına katkıda bulunuyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu beni telefonla arasa ve tavsiye istese, ona bu Kurultay'da istifa etmesini ve yerine yeni bir başkan seçilmesi için yardımcı olmasını tavsiye ederdim.
Bırakın seçim yenilgilerini...
Yeni CHP kuruyorum diye partinin Atatürkçü, laik özünü boşalttı.
Atatürkçü kadroları tasfiye etti ama yeni bir oluşum sağlayamadı.
Bu bile çekilmesi için yeterli sebeptir.
Hasılı:
Yeni CHP'nin genel başkanı Kılıçdaroğlu, "Koltuk kurultayı" kapsamında, Atatürkçü'lere sırtını döndü.
Merkez sağ'da olduğu gibi merkez sol'da da özde/sözde ayrımı.
Renkli demokrasi'nin odak'taki partisi Yeni CHP, "Laik'lik karşıtı eylemler'in odak'ındaki parti" hüviyet'inde.
Neo Sevr çerçevesi'nde, ne kadar yakıcı, yıkıcı yapı var ise hepsi ile ittifak halinde!
Bu partinin ekonomi politikası nedir diye siteye giren boş sayfayla karşılaşıyor.
Bütün ısrarlara rağmen 13 yıldır yeni bir program kurultayı yapmadılar?!
İktidara gelince neyi nasıl yapacağını bilmeyen bir partiye vatandaş oy verir mi?!
Yeni CHP her seçimde 130 kadar vatandaşı milletvekili yapan, seçim öncelerinde adaylardan okkalı gelirler sağlayan, karşılığında adaylara ömür boyu ballı emeklilik ve sağlık güvencesi umudu satan bir ticari kuruluştur.
Her seçimde kadroların yarısı değişir..
Değişir ki, yeni adayları cezbedecek sayıda yer açılsın, adaylığa ilgi çoğalsın.
Gelirler büyüsün...
Bence AKP'nin politikalarını için için onaylıyorlar.
Sistemin devamına katkıda bulunuyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu beni telefonla arasa ve tavsiye istese, ona bu Kurultay'da istifa etmesini ve yerine yeni bir başkan seçilmesi için yardımcı olmasını tavsiye ederdim.
Bırakın seçim yenilgilerini...
Yeni CHP kuruyorum diye partinin Atatürkçü, laik özünü boşalttı.
Atatürkçü kadroları tasfiye etti ama yeni bir oluşum sağlayamadı.
Bu bile çekilmesi için yeterli sebeptir.
Hasılı:
Yeni CHP'nin genel başkanı Kılıçdaroğlu, "Koltuk kurultayı" kapsamında, Atatürkçü'lere sırtını döndü.
Merkez sağ'da olduğu gibi merkez sol'da da özde/sözde ayrımı.
Renkli demokrasi'nin odak'taki partisi Yeni CHP, "Laik'lik karşıtı eylemler'in odak'ındaki parti" hüviyet'inde.
Neo Sevr çerçevesi'nde, ne kadar yakıcı, yıkıcı yapı var ise hepsi ile ittifak halinde!
Hepsi ve daha ötesi şimdilik kaydıyla budur.
Cüneyt Şaşmaz