CHP'DE PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN TATİLİ!

Prof. Dr. Tolga Yarman yazdı: CHP'DE PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN TATİLİ!

Zannediyor musunuz ki, demokrasiye inanmayanlar ya da işte demokratik birikimlerimizi dilim dilim doğrayıp yok edenler, bir tek iktidar kanadında yer alıyor.

Hayır!

İktidara antidemokratik uygulamaları dolayısıyla hangi eleştirileri yöneltiyorsak, bilin ki, mateessüf, aynıları bizim cenahta da geçerli oluyor.

Aşağıda, 29 Ekim 2021’de değerli Genel Başkan’a yazdığım e-postayı, kimse kusura bakmasın, kol kırıldı, öyle anlıyorum, kırılan kolu ise öyle yen içinde saklayacak halimiz maalesef kalmamış görünüyor, dikkatlerinize sunuyorum…


"Pek Sayın Kemal Kılıçdaroğlu

Genel Başkan, CHP

Çok Değerli Kemal,

Bir defa, bugün 'en büyük bayramımız'...

Kutlu olsun!

Parti Meclis Grubumuzun, 26 Ekim 2021'de 'tezkere'ye, hayır demesinden sonra, CB'nın kendi Grup Toplantısı'nda, sana, 21 Nisan 2019'da, 'şehit cenazesinde' yapılan 'suikast girişiminin' görüntülerini göstererek, anladığım, 'göz dağı vermek istemesini', tüyleri ürperten bir gelişme olarak görüyoruz ve hemen herkes gibi çok endişeleniyoruz.

Çok çok geçmiş olsun...

Allah korusun!

Bu konuda az önce, omuzdaşlarımız adına yaptığım açıklamayı, aşağıda, dikkatinize sunuyorum...

Aynı bağlamda 'tezkere'nin ne anlama geldiğini, kendi zaviyemizden kısaca anlatıyorum...

Ekte, sana, tam on yıl önce, öğretim üyeleri, o arada partililerimiz ve aydınlar ile birlikte, seni ağırlamaktan onur duyduğumuz, 2 Ağustos 2011 günü, Bölge'yi ve Türkiyemizi, bugünlere dönük, deyim yerinde ise, 'gayet düzgün' bir kestirimle, anlatan sunumumun 'yansımalarını' yolluyorum...

(20 Ocak 2022 günkü notum: Bu yansıları, buraya yer tutmasın diye, eklemiyorum.)

Bugün, daha da vahşi bir konumdayız.

Bu açıdan bilgilerimizi, öngörülerimizi, kaygılarımızı, çözüm önerilerimizi seninle paylaşmayı dilemekteyiz...

Bu konuda, az önce basına geçtiğim yazımızda, bir 'özet' yer almakla beraber, 'resmi', sana, enerji, yani petrol ve doğalgaz açısından anlatmakla, yükümlü hissediyoruz, kendimizi...

Aynı doğrultuda, hele bu aşamada, 'parti içi olağan seçimleri', herhangi bir nedenle, askıya almadan, gerçekleştirmemizin önemini vurgulamak istemekteyiz...

Keza, içtenliğimi lütfen anlayışla karşıla...

Örgütlerimizi, seçmeni ve Türkiye'yi, yeni bir 'ekmek için ekmel' emr-i vaki ile karşı karşıya bırakmamak üzere, kurgu ayrıntısı kolaylıkla çatılabilecek olarak, geniş tabanlı bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemek üzere, önemlisi, siyasi bir coşku ve fikrî bir zenginlik oluşturacak, daha da önemlisi, parti içi, giderek ittifak içi, olası hırslı çıkışlarla yarılmalara sebebiyet verecek gelişmelerin önüne çıkabilecek, bir ön seçimin, gerçekleştirilmesinin hayatî önemini, vurgulamak istemekteyiz...

İstanbul'a bir gelişinde, seni geniş bir kadroyla misafir etmeyi ve düşüncelerimizi, seninle paylaşmayı dilemekteyiz...

Yanıtını beklerken, sana özlemle sarılıyorum...

Güzel dileklerle, sevgiler, saygılar sunuyorum...

Kardeşin T. Yarman"

EK:

29 Ekim 2021 Basın Demecimiz
"Yaşasın onu kapkaranlık umutsuzluktan ışık ışık kurup bayraklaştıranlar...

Yaşasın onu yaşatanlar...

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!"

Prof. Dr. Tolga Yarman

CHP Kurultay Onur Üyesi

"Bugun, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yıldönümü'nü kutlamamıza, hepsi hepsi iki yıl kaldığını, öne çıkartan gün.

Buruk bir sevinçle kaplı içimiz.

Her hal-u karda sevinçliyiz, çünkü Cumhuriyet'i kuranların Dünya tarihine armağan ettikleri efsanenin, gururuyla büyüdük.

Her 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramımız'ı o gururla kutladık...

Sevincimiz buruk, çünkü, bölgemizde, burnumuzun dibinde gitgide daha da çok can yakan, daha çok kan döken, bizi gitgide gayyanın daha da dibine çeken, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP), Yeni Osmanlıcılığın, Ilımlı İslam adı altında yerleştirilmek istenen 'Mezhep Savaşları'nın içine, daha da çok icbar ediliyoruz...

İrak-Suriye Tezkeresi, üç gün önce Meclis'ten geçti.

Buna göre, Irak'ta ve Suriye'deki sınır ötesi operasyonların sürdürülmesi yönünde, yetki, iki yıllık bir süre için, Cumhurbaşkanı'na verildi.

Aynı bağlamda, CB'na, ülkemize yabancı asker davet etme yetkisi verildi!

2023'e, nasıl ereceğimiz, önemli ölçüde belli oldu.

Çok buruk içimiz...

CHP, bu sefer tezkereye 'Hayır', dedi.

O sebepten dedi, bu sebepten dedi...

Orasını geçiyorum...

Şu ki akabinde, CB, yaptığı Grup Toplantısı'nda, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'na, 21 Nisan 2019'da şehit cenazesinde yapılan 'suikast girişimi'nin görüntülerini göstererek, anladığım, gözdağı vermek istedi.

Bu gelişmeyi tüyleri ürperten bir gelişme olarak görüyorum ve hemen herkes gibi çok endişeleniyorum...

Düşünüyorum...

Biz Suriye'de kiminle savaşıyoruz?!

Karşımızda Şam var...

Nusayri, yani 'Arap Alevisi'...

Petrol ve doğalgaz için yontulan müthiş stratejik, 'Yeni Osmanlıcılık' hedefi itibariyle, ortadan kaldırılması gerekiyordu, Şam Yönetimi'nin...

Onun için Suriye'ye, acayip heveslendirilmiş olarak icbar edildik.

Kim itti bizi?!

Pentagon...

Yani ABD...

Rusya geçiverdi, Suriye'nin arkasına...

Olmadı bittabii...

Giderek, 'Suriyedeki kürtler' silahlandırıldı, feci halde.

'Kuzey Irak kürtleriyle' bitiştirileceklerdi...

Kime karşı?

Hem Şam'a, hem İran'a, hem bize karşı...

Kafamıza dank etti...

Buna müsaade edemezdik...

İki kürtçü oluşumun arasına giriverdik.

Eyvallah...

Ama kim vardı bu oluşumların arkasında?

Yine orası vardı...

Hem bizi Şam'a icbar ediyorlar, hem de bizi, hokus pokusla oracıkta var ettikleri, 'kürtçü güçlerle' açmaza alıyorlardı.

Suriye'de, Rusya ve ABD arasında fena halde sıkıştık...

Tam bu evrede, iki yıllık tezkere geçti, TBMM'den...

Yabancı askerleri, 2023'e kadar, bu tezkere zemininde ülkemize, davet edebileceğiz...

Kim olabilir, bu yabancı askerler?!

Biliyorum, ancak bugün olsun, düşünmek dahi istemiyorum...


29 Ekim 2023, niyaz ederim ki, bugünden çok daha aydınlık doğar...

Şu ki, biz bir şeyler yaparsak 'aydınlık', doğar...

Birinci vazifemiz, istiklalimizi (bağımsızlığımızı) ve cumhuriyetimizi ilelebet (ebediyen), müdafaa ve muhafaza etmektir (savunmak ve korumaktır)...

Allah büyük, vazifemizi eda ederiz...

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!

Yaşasın onu kapkaranlık umutsuzluktan ışık ışık kurup bayraklaştıranlar, yaşasın onu yaşatanlar..."

Yukarıdaki yazıyı, adım adım takip ettim…

Değerli Kemal Kılıçdaroğlu’nun eline geçtiğinden emin oldum…

4 Kasım 2021’de Özel Kalem Müdiresi’ne aşağıdaki e-postayı yazdım:

"Bir defa, dün akşam, onca yorgunluğunun arasında, bize dönmen çok zarifti...

Tekrar çok teşekkür ediyorum...

Korkarım; konuşmamız uzantısında tefekkür eyleyince, anladığım kadar, gecemdeki e postada, koyulaştırarak tebarüz ettirdiğim noktayı, tam aktaramadım:

Bir İstanbul'a geldiğinizde, evvelce olduğu gibi, Sevgili Genel Başkan'a, enerji zemininde bölgemizde yaşamakta olduğumuz 'stratejik fırıldakları', kendi birikimlerimiz açısından, aktarmak istemekteyiz.

Kökteki yazımda, yer verdiğim, iki önemli konunun (parti içi demokrasinin aksatılmaması, CB adayının belli bir ön seçimle belirlenmesi, hususlarının), bilhassa, altını çizmeyi dilemekteyiz...

Vakit ayırabilirseniz, görev eda etmenin memnuniyetini yaşarız...

Yoksa, birikimlerimizi, size aktaramamanın, ezasını...

Beraber olabileceğimiz teyidini, sizden aldıktan sonra, bir 'program akış planı' ve 'isim listesi' yollamayı, düşünmüştüm...

Geldiğimiz aşamada, kimi omuzdaşlarımızın isimlerini zikretmemin yararlı olacağını, düşünüyorum...

'Hedefi', en önce sevgili Bedri Baykam ve sevgili Mustafa Pınar'la oluşturduk...

Aktarmayı ümit ettiğimiz yarar boyutunu, genişletebilmek üzere, aslında işte, tam da, ekli metnin işaret ettiği şekliyle, geniş sunumlu bir toplantının, öteki türlü olabileceğine oranla, daha uygun olacağına yakınsadık...

Dikkatine sunuyorum...

Buluşabilirsek, dediğim gibi, seviniriz...

Yoksa, küsmeyiz...

Öyle...

Ama inandığımız yolda, her zaman olduğu gibi, mücadele etmeye, devam ederiz...

Haberini bekliyorum...

Güzel dilekler ve özlemle kucaklıyorum...

Çok çok öpüyorum...

T. Yarman"

Epey bir zaman geçti aradan, Genel Merkez, bize dönmedi…

Her hal-u karda, bunun üzerine, 19 Kasım 2021’de, aşağıdaki e-postayı yolladım, Özel Kalem’e:

"Sizi yorduk, kusura bakmayın...

Her hal-u karda, 'alakanıza', teşekkür ediyorum...

Asıl bizimle, helalleşmeniz gerekecek, ama durun bakalım, nasıl?!

Randevu istemimizi geri çekiyorum...

Güzel dilekler ve sevgiyle, gözlerinizden öpüyorum...

Prof. Dr. Tolga Yarman, CHP Kurultay Onur Üyesi"

"Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur", deriz, ya…

Öyle oldu…

Mahalle Kongreleri’nden başlayıp, Kurultay’a kadar olan süreç, geçende, Temmuz 2023’e kadar askıya alındı.

Kaygılarımızın beyhude olmadığı ortaya çıktı.

Milletvekilleri Genel seçimi öncesi, bu durumda demek ki, önseçim yok.

Tepeden dayatmacılık var.

Ne diyelim?!

2021 Kurultay sürecinde söylediğimi…

İktidar mateessüf şantaj altında…

Bizimkiler buna dış talimatla çanak tutuyorlar…

Ondan önce daha da temel bir şey demiştim:

"Pentagon (ABD Genelkurmayı), bizim, TBMM’den 2003’te Irak tezkeresinin geçmemiş olması yönündeki altın başarımız saklı olarak, ifade ediyorum.

Irak’a, bu sefer güneyden 250 bin kişilik bir orduyla girdi...

Irak halledildi.

Burnunuzun dibine kadar ve bu cesamette giren bir ordunun, arkasında bulunan genelkurmayın, bizim için bir güzellik kurgulaması düşünülemez.

Öyle de oldu.

Yalnız iktidar için değil, muhalefet için de bir güzellik kurgulamaması düşünülemez…

Öyle yapmıyorsa, o genelkurmay, iyi bir genelkurmay değil demektir!"

Şimdi geriye CB adayımızın belirlenmesindeki, beklenen sürpriz kalıyor.

Sürecin, özlemimizden sapmaması için, elimizden geleni yapmaya, elbette, devam edeceğiz.

Yani?!

"Her cenahtaki seçmeni kucaklayabilecek, her cenahtaki seçmenin oyunu alabilecek, her cenahtaki seçmen tarafından bağra basılabilecek birini çıkartıp, önümüze koymamız ve onun etrafında kilitlenmemiz gerekiyor..

Buna en çok halen görevde olan cumhurbaşkanının omuz vermesi gerekiyor.

Giderek AKP seçmeninin...

Dış dayatmalı ve iktidarı olduğu kadar muhalefeti de kapsayan, kurguyu bozmanın yegâne yolu, her cenahtan "ilericileri" toplayacak tabandaki seçmenle, Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyebilmek üzere, belli bir önseçim gerçekleştirmektir.

Bu yönde kamuoyu oluşturulmalıdır.

Adaylar belli bir yöntemle örneğin beşe indirgenir, sonra yarıştırılır...

Yarış uzantısında, seçeceğimiz aday, cumhurbaşkanımız olacaktır.

O’nun etrafında kilitlenince Türkiye, enginlere sığmayacak, taşacaktır.

Bahsettiğin altı partinin, altı lideri, kendileri, ya da kimi istiyorlarsa onlar, gelseler, yarışsalar...

Önemli olan, bir fikri zenginlik ve siyasî rüzgâr ve coşku oluşturabilmek...

Bu olmazsa, ağızdan yel alsın, bir çuval incir, valla heba edilebilir...

İşte, bu kilitlenmişliğimizi, devam ettireceğiz."

Şunu eklemezsem, eksik bırakmış olurum.

Başta Değerli Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerini, bizimle hangi siyasî çekişmede hissederlerse etsinler, kimseye küs değilim.

Olmam.

Şu an, şuracıkta karşılacak olsak, Onlar’a sımsıcacık sarılırım.

Onlar’ın da aynı duyguyu yaşadıklarına güveniyorum...

Prof. Dr. Tolga Yarman, Kurultay Onur Üyesi, CHP

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri