CHP'li Kuşoğlu: Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Adayı Olması Lazım

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, N Gazete'ye konuştu. Kuşoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Adayı Olması Lazım" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, N Gazete İmtiyaz Sahibi Nuray Başaran'a konuştu. Üç bölüm halinde yayınlanacak olan röportajın ikinci bölümü şu şekilde: 

İŞGAL EDİLSEK BU KADAR KÖTÜ OLMAZDIK

KILIÇDAROĞLU’NUN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASI LAZIM

 

Nuray Başaran- Nasıl bir çağrıda bulunuyorsunuz?

Bülent Kuşoğlu- Yolsuzluklara ve mafyalara bulaşmış bir devlet var.  Bu anlayışla devlet yürümez.  En tehlikeli iştir bu ve toplumu da yozlaştırdılar.  Ahlaki yönden biraz önce konuştuk yozlaşmış, değerlerini yitirmiş bir toplum yapısı oluşturdular.  Bir işgale uğrasaydı bu ülke, bu kadar kötü olmazdı.  Devlet de bu kadar kötü olmazdı.  İşgal durumunda inanın toplum bu kadar kötü olmazdı.

Nuray Başaran- Medyanın da tükendiğini biliyorduk. En azından büyük bir medyanın iktidarın PR şirketi,  küçük bir medyanın muhalefetin PR şirketine dönüştüğünü daha önce çok konuştuk.  Ama bu kadar kirlendiğini bilmiyorduk.  SBK Holding vasıtasıyla gazetecilerin, medyanın,  hem iktidar kanadına ait gazetecilerin, hem muhalefet kanadına ait gazetecilerin maalesef bu işe bulaştığını gördük, duyduk. Nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?

Bülent Kuşoğlu- Sadece mekanizma çalışacak ve bunların gereği yapılacak.   Sistem doğal olarak bu temizliği yapar.  Sadece sistemin çalışması lazım.  Devlet mekanizması yeterlidir. Hukukun işletilmesi yeterlidir, sadece bu.

Nuray Başaran- Peki CHP çok heyecanlı son zamanda.  CHP’deki  çıkışlar, çalışmalar ilk defa, CHP’deki iç çatışmaların önünde. Şimdi bu durum biraz Ak Parti’de var. Cemil Çiçek’in çıkışı,  Sedat Peker videoları, SBK Holding ve diğer yolsuzluklar ve usulsüzlüklerle ilgili iddialar,  AK Parti’nin içinde sıkıntıya sebep oluyor. CHP mi değişti? Ak Parti mi?

Bülent Kuşoğlu- Türkiye’de uzun süredir bu Erdoğan iktidarı döneminde kutuplaşmış bir siyaset var.  Biliyorsunuz ikili bir siyaset bu. İşlerine geldi kutuplaştırdılar.  Ancak bu kutuplaşmanın tabii ki siyasi ortama olumsuz etkileri oluyor.   Bu şeklin demokrasiye de olumsuz etkileri oluyor. Bizim içimizde de bu kutuplaşmayı benimsemeyip karşı çıkan,  itiraz eden,  farkında olmayan,  dolayısıyla da gidişatı göremeyip itiraz edenler çoktu. Sorunlar oluyordu içimizde ama bu dönem daha fazla bir farkındalık var. Özellikle genel başkanının yaptığı hamleler sonucu,  kutuplaşmayı onların da 70’e 30 olarak düşündüğü kutuplaşmayı,  biz şu anda en azından 55’e 45 ya da 60’a 40’lık bir orana düşürdük.  Yani bizim lehimize dönüştü. Bununla beraber,  siyasi tabloyu daha iyi okuduğumuzu demokrasinin önemini daha iyi kavradığımızı düşünüyorum.   Yani şu anda Cumhuriyet Halk Partisi sadece iktidarı hedeflemiyor,  iktidarı hedeflemekle beraber Türkiye’nin bu demokrasisinin girdiği çıkmazdan da,  demokrasisine halel gelmeden biraz önce söylediğim -o çok önemli bir konu- demokrasisine halel gelmeden bu durumdan çıkışını da hedefliyor.  Şu anda mümkün olduğunca bir birlik beraberlik içerisinde bu süreci atlatmaya çalışıyoruz.  Çünkü bizden başka bu süreci atlatabilecek buna bir liderlik edebilecek siyasi bir güç yok.

Nuray Başaran-En azından ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi olduğu için sizdeki sorumluluk daha yüksek diye bakmak lazım.

Bülent Kuşoğlu- Evet o sorumluluğun farkında olan bir Cumhuriyet Halk Partisi var ve o çalışmayı da yürütüyor.

Nuray Başaran-Sizin de söylediğiniz gibi, Türk siyasi tarihinde dengeler-  sağ sol noktasında-  70’e 30.  Son zamanlarda CHP biraz daha kendini merkeze götürmeye çalışıyor. Bu gayret görülüyor en azından.  Ama sonuçta,  önümüzdeki seçimler parlamenter sisteme göre olmayacağı ve başkanlık sistemine göre yapılacağından dolayı bir başkan adayı çıkacak.  70’e 30 bu dengede,  çıkaracağınız aday merkezi temsil eden birisi mi olacak?  Kemal Bey kendi adaylığı ile ilgili kapıyı da açık bırakıyor haklı olarak. Çünkü ana muhalefet lideri olarak aday olmasından daha doğal bir şey yok.  Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu,  nasıl görüyorsunuz?

KILIÇDAROĞLU’NUN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASI LAZIM

Bülent Kuşoğlu- Kemal Beyin yaptığı en önemli işlerden bir tanesi,  siz de farkındasınız büyük bir ittifak oluşturmak.  Bu ittifakta kimler var? Cumhuriyet Halk Partisi var,  sosyal demokrat bir parti olarak. Milliyetçi kökenden gelen bir parti İYİ Parti var,  bu ittifakta merkez sağı temsil eden bir milletvekili dışında milletvekili olmasa da Demokrat Parti gibi hala kökleri olan bir parti var.  Ve bu ittifakta gerçek anlamda muhafazakarlığı temsil eden, yozlaşmamış Saadet Partisi gibi bir parti var.  Bu ittifakın resmi üyeleri.  Onun haricinde de AK parti’ den kopanlar da dahil olmak üzere,  destekleyen bir çok parti var.   Yani muhalefet ve Cumhuriyet Halk Partisi,  Sayın Kılıçdaroğlu bunun liderliğini yapıyor,  doğal olarak bu sistem içerisinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması lazım.  Bu milli bir koalisyon çünkü.  Bu İttifak ülkeyi, demokrasiyi,  bu badireden, bu sıkıntıdan kurtaracak olan bir araya gelinmişliktir. Bu merkez bu sorumluluğun farkında bir an önce bu sorundan, sıkıntıdan, bu iktidardan kurtarılması, devletin çalışması,  düzenin çalışması, demokrasinin işlemesi lazım.  Bu anlayışla,  bu birbirine benzemez,  bu farklı siyasi partiler bir araya gelmiş vaziyette.  Bu Türkiye’nin milli koalisyonudur.

Nuray Başaran- İttifakın diğer ortaklarının Kılıçdaroğlu’na bir itirazı ya da başka önerileri var mı? Olabilir mi?

TÜRK DEVLET GELENEĞİ TERK EDİLDİ

Bülent Kuşoğlu- Hiçbir itiraz söz konusu değil.  Çok büyük bir anlayış var.  Karşılıklı olarak, özellikle meclis seçimleriyle ilgili sorun da yok. Çünkü kurallar da belli.  Hiçbir problem olmayacağını görüyoruz ancak Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili bir isimlendirme yapılması lazım. Bununla ilgili olarak biz hiçbirimiz ittifakın mensup partileri olarak,  bu sistemin devamından yana değiliz.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin çok zayıf bir sistem olduğunu, Türkiye’ye uymadığı ortada. Çünkü Türk devlet geleneğinde,  daima iki başlı yönetim vardır.  Yani birinci adam padişah, sultan, cumhurbaşkanı, ne derseniz deyin ikinci adam vezir, başbakan, sadrazam gibi ikili bir sistem vardır.  Altta da bazen parlamento,  son dönemde parlamento,  ondan önce aksakallılar vesaire olmuştur.  Daima böyle bir sistem vardır. Türkiye ilk defa bu geleneğini terk etti.  Türk devlet geleneği terkedildiği için Türkiye büyük sıkıntılar çekiyor.  Amerika’nın karşısında da Rusya’nın karşısında da çok kötü durumlara düşmemiz bundan dolayıdır.  Barış Pınarı Harekatı gibi bir harekatı yarım bırakmamız bundan dolayıdır.  ‘Aptal olma’ diye mektup yememiz bundan dolayıdır.  100 yıldır hiç bir sorun olmayan Ermeni meselesinde bir millete, ‘ katil ‘denmesinin, ‘siz soykırım yaptınız’ denmesinin sebebi;  Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir.  Buna cevap veremeyen bir Cumhurbaşkanımız var.  Biliyorsunuz, ‘ hamdolsun gündeme gelmedi ‘ diyen bir Cumhurbaşkanımız var.  Maalesef bunların müsebbibi, bu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir.  Türk devlet geleneğinin terk edilmesi yüzündendir. Bu Türkiye için çok büyük bir ayıptır, çok büyük bir zaaftır. Bu ayıbın,  bu zaafın giderilmesi lazım. Bunun için bütün ittifak partileri,  bunun farkındalar, bunu yok etmek üzere,  bu zaafı, Türkiye’nin bu zaafını yok etmek üzere,  bu seçimlere giriyoruz.

Nuray Başaran- Tam bu noktada sormak istiyorum;  Cumhuriyet Halk Partisi olarak başkanlık sistemiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne bir iptal başvurunuz olmuştu. Anayasa Mahkemesi Başkanı da bu hafta çok farklı çıkışlar yaptı sistemle ilgili,  işlerin yürümediği ile ilgili.

Bülent Kuşoğlu- Farklı ve doğru çıkışlar yaptı, doğru sözler söyledi.

Nuray Başaran- İşte tam da bu nokta da, başkanı da bunları söyleyen Mahkeme bu başvuruyu iptal noktasında değerlendirir mi? Bir hatırlatma yapmak ister misiniz?

Bülent Kuşoğlu- Ne durumdadır şimdi,  işin doğrusu bilmiyoruz.  Biz de merak ediyoruz.

Nuray Başaran-Mesela Anayasa Mahkemesi Başkanını hazır bu çıkışları yapmışken parti olarak ziyaret edip,  böyle bir duruş sergiledikten sonra bu dosyayı hatırlatmak ya da çağrı yapmak ihtiyacı duymaz mısınız?

Bülent Kuşoğlu- Gelenek olarak böyle bir şey yok ama kamuoyu önünde böyle bir şey yapabiliriz.  Tekrar hatırlatabiliriz. Ziyaret ederek değil de,  kamuoyu önünde bunun ne kadar acil bir konu olduğunu hatırlatabiliriz. Tabi bunlar aynı zamanda sadece yargının konusu değil.  Bu siyasetin konusu.  Yani Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir karar alması demek,  düşünebiliyor musunuz sistemin bir anda çökmesi demek.

Nuray Başaran- Bu başvurunuzu Anayasa Mahkemesi kabul eder veya haklı bulursa,  seçimlerden öncede bu olursa, resim ve tablo tamamen değişir.

Bülent Kuşoğlu- Evet değişiyor, karışıyor. Biz artık başvurumuzu bir anlamda unuttuk.  Biz yeni seçimlere hazırlanıyoruz.

DEĞİŞİMİ MİLLETLE SANDIKTA YAPACAĞIZ

 Nuray Başaran- Yani ümidiniz yok mu Anayasa Mahkemesi’nden? Değişimi sandıkla yapmak istiyorsunuz?

Bülent Kuşoğlu- Evet milletle beraber bu değişikliği yapma niyetindeyiz artık.

Nuray Başaran- Peki ondan önce Anayasa Mahkemesi yaparsa, nasıl bir tablo olur sizce?

Bülent Kuşoğlu- Zamanı geçti artık.  Zamanında yapması çok doğru olacaktı ama bu saatten sonra da yapılsa da Türkiye’nin gelenekleri var. Sistem işler bir şekilde.  İşler,  çok büyük bir sıkıntı olmaz.

Nuray Başaran- Yani seçime, ‘ mutlaka bu sistemle gidilir’ diyorsunuz?

Bülent Kuşoğlu-Gördüğümüz o.  Bu sistemle gidilecek.

Nuray Başaran- Siz de seçimi zamanında mı öngörüyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli’nin dediği gibi?

2022 SEÇİM YILIDIR

Bülent Kuşoğlu- Yok ben bu yıl seçim olmasını az bir ihtimal olarak görüyorum.  Seçimin bu sene olması ne kadar az bir ihtimalse,  2023’te de olması o kadar az bir ihtimal.  2022 seçim yılıdır gibi bir görüşüm var benim. O doğrultuda da hazırlanıyoruz zaten.

Nuray Başaran- Siz aynı zamanda ekonomi kökenlisiniz,  hükümet çeşitli ekonomik paketler açıklıyor. Ama evde,  tencerede, çok büyük sıkıntı var.  Bu konuda öngörünüz nedir?

Bülent Kuşoğlu- Daha öncede dediğim gibi,  biz ekonomide yapılması gereken radikal çözümler olduğunu düşünüyoruz.  Türkiye o noktada! Yapısal reform gereği var bunları yapmamız lazım.  Türkiye para tutamayan bir ülke artık.  Yani kimse parası varsa,  Türkiye’de bunu yatırıma çevirmiyor.  Özellikle yerli,  servetini,  parasını ülkede tutmuyor yurtdışına çıkarıyor.  Türkiye’nin yurtdışındaki parasının en az 200 milyar $ dolar olduğunu söylemiştim.  Türk yatırımcı, Türkiye’ye yatırım yapmıyor.  Romanya’ya,  Bulgaristan’a,  İngiltere’ye,  Portekiz’e yatırım yapıyor.  Ama Türkiye’ye yatırım yapmıyor.  Güven ortamı oluşması lazım.  Türkiye’nin hukukun üstünlüğünü benimsemesi lazım. Yurtdışındaki yatırımcıya veya yurt içindeki yatırımcıya,  güven vermesi lazım. Bunları yapamadığında Türkiye büyük sıkıntılara girer.  Şu anda da girmiş vaziyette.  Ama bu sıkıntılar,  bu şekilde devam ederse,  çok büyük problem olur.  Bunu aşabilmesi lazım.  Onun için de bir an önce seçimin yapılması lazım.  Biz seçimin çare olduğuna inanıyoruz.  Demokrasiye inanıyorsak,  tabi ki seçimler çaredir, bir an önce seçime gidilmesi lazım. Seçimler sonrası oluşacak siyasi tablonun,  sistemi çalıştırırsa Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağına, huzura çıkaracağına inanıyoruz biz.

Nuray Başaran- Yerel yönetimlerde ülkeyi aslında CHP olarak siz yönetiyorsunuz.  Oradaki durumu nasıl görüyorsunuz?  Son zamanda Sedat Peker gibi figürlerin,  yani içerden bir takım onların çocuklarının konuşmasıyla,  bazı şeylerin ortaya dökülmesi,  insanlarda bir özgürlük algısı ve daha biraz rahatlık algısı yaratmışa benziyor.  Siz buna katılıyor musunuz? Uzun süredir muhalefete vatan haini gözüyle bakan bir iktidar vardı, bunu son zamanlarda daha az dillendiriyor. Dikkatinizi çekiyor mu?

Bülent Kuşoğlu- İktidar elinden gelse bizi vatan haini olarak gösterecek, göstermeye de çalışıyor.  Ve bizi içeri atacak.  Yani bizi mümkün olduğunca kriminalize etmeye çalışıyor.  Bizi suçlu göstermeye çalışan bir iktidar var.  Hep bunun için uğraştı ancak her ne kadar klasik medyayı elinde tutuyorsa da, sosyal medya çok güçlü bir şekilde bu dönemde var.  Sosyal medyayı kavrayamıyor güçlü bir şekilde.  Dolayısıyla da,  sosyal medyada özellikle gençlik,  tüm dünyayı bilen kavrayan özgürlük arayışında bir gençlik,  olan iktidarın ne olduğunu,  ne kadar çamura battığını görüyor.  Ve iktidarın bu politikasına inanmıyor. Dolayısıyla bu bizim çok büyük bir avantajımız.  Sosyal medya ile, önemli ölçüde de bu çabalarını aştık.  İktidarın şu anda suçluluk telaşı içerisinde olan, suçluluğa batmış olan,  bunun da net olarak görüldüğü,  kamuoyu tarafından,  bir bölümü tarafından net olarak görüldüğü ortaya çıktı.  İktidarın ne olduğu ortaya çıktı artık.  Bizi, muhalefeti daha fazla suçlayamaz, yapamaz.  Yapabilmesi mümkün değildir. Ayrıca uluslararası siyasette, uluslararası ortamda buna müsade etmez Türkiye diğer taraftan bir suç ülkesi, bir suç devleti -devlet demeyeyim- bu Türk devletine karşı yanlışlık olur ama Türk devletini idare edenlerin suça bulaşmış,  çamura bulaşmış insanlar olduğu çok net olarak görülüyor artık. Uluslararası düzeyde de,  itibarını kaybetmiş bir iktidar var.

Nuray Başaran- Peki bu şartlarda iktidarın bu durumunda ve bugünkü resme baktığınızda yakın ve orta vadede ne görüyorsunuz? Türkiye’de nasıl bir değişim, nasıl bir gelişme görüyorsunuz? Hem CHP olarak,  hem Bülent Kuşoğlu olarak?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, N Gazete İmtiyaz Sahibi Nuray Başaran'a gündemi değerlendirdi. 

YAPTIKLARI HERŞEYDE PİSLİK VAR

Bülent Kuşoğlu- Şöyle; iktidar partisinin,  Erdoğan’ın iktidarının yüzde 30’lara düştüğünü,  30’ların altına da düştüğünü net olarak görüyoruz artık.  MHP’yi de çıkarırsanız,  tek başına bir iktidar söz konusu hiç değil. Ama bir koalisyon,  bir ittifak yaparak yada bazı güçleri seçimi protesto ettirerek,  seçim dışı bırakarak,  sandık dışı bırakarak , -muhakkak ki arayışlar içerisindeler bunları yapmaya çalışıyorlar-  iktidarlıklarını devam ettirmeye çalışıyorlar.  Ancak bunu başarmaları artık mümkün değil.  Bu ortaya çıkanlardan sonra,  bunu başarsalar bile, - ki öyle bir ihtimal bile yok ama başarsalar bile- bu iktidarı devam ettirmeleri mümkün değil.  Çünkü ülke devam etmiyor. Yaptıkları işlerin ekonomik getirisi yok,  karşılığı yok.  Nasıl Kanal İstanbul meselesi gibi bir konuyu, servise koyup siyaseten kullanıyorlar.  Kutuplaşmayı devam ettirmek için kullanıyorlar.  Ekonomik yönden izah edebilecekleri hiçbir şey yok,  hiçbir şey yok.  Ama onun gibi inandırıcı olmaları da mümkün değil hiçbir konuda. Çünkü yaptıkları tüm işler,  tüm işler yanlış,  hatalı. Telekom’un özelleştirilmesinden tutun da,  işte bazı medya kuruluşlarının satışına kadar.  Her şeyde pislik var,  yolsuzluk var,  her şeyde. Buna vicdanı olan,  bu ülkeyi seven,  vatansever, milliyetçi hiç kimsenin tahammül etmesi mümkün değil

Nuray Başaran- En son Makine Kimya, - çok güncel olduğu için soruyorum - onu da aynı potaya mı koyuyorsunuz?

Bülent Kuşoğlu- Şöyle ; -parti görüşümüz de bu şekildedir- Makine Kimya gibi kuruluşlar hantallaşmış kuruluşlardır.  Daha rekabet edebilir olmaları lazım. Anonim şirket olmasında da bir mahsur yok,  olabilir.  Bunun güzel örnekleri de var;  Havelsan, Aselsan gibi şirket örnekleri de var.   Bunları da yaşıyoruz ancak bizim sorguladığımız,  bu iktidar,  bu iktidarın şimdiye kadar yaptığı mesela PETKİM özelleştirmesi, mesela TELEKOM’u özelleştirmesi, mesela birçok medya kuruluşunun,  turizm kuruluşunun satışı,  özelleştirmeler.   Hepsinde yolsuzluk var.  Onun için bu MKE ile ilgili olarak da yapılan işlerin, yapılacak olan işlerin iyi niyetle yapılmadığını düşünüyoruz.  Güven vermiyorlar.  Kısacası bunun için inanamıyoruz.  Yani bunların,  iyi niyetle,  iyi işler yapacaklarına inanamıyoruz. Konu bu.  Yoksa anonim şirket olmasında hiçbir mahsuru yoktur.

YARIN: HDP TÜRK SİYASETİNİN KİLİT PARTİSİ

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri