Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) ABD’deki bir numaralı koruyucusu olan, terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in ABD’ye gitmesi için ABD’deki tüm gücünü kullanan eski ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) eski Ortadoğu Şefi Graham Fuller, bir kez daha ortaya çıktı.
ABD’de Joe Biden’in başkan ilan edilmesinin ardından ABD’nin Türkiye politikası ile ilgili bir tablo çizmeye çalışan Fuller, Türkiye’nin dünyadaki jeopolitik durumunu tek tek anlatarak neler yapılabileceğini kendi internet sitesinde yayınladığı bir yazı ile anlattı. Fuller'in kendisinden beklenmeyecek bu çarpıcı yazısı akıllara, "Yeni bir Türkiye planı mı uygulanıyor?" sorusunu getirdi.
"Türkiye kontrolden çıktı mı?" başlıklı bir yazı kaleme alan Fuller, şu anda ABD ve Avrupa’da Türkiye’nin kontrolden çıktığı düşünülse de aslından durumun böyle olmadığını dile getirdi.
"Yeni Osmanlıcılıktan daha fazlası"
Batı’nın gözüyle Türkiye’yi anlamanın imkansız olduğunu belirten Fuller, Türkiye'nin dünyadaki yerini nasıl gördüğüne bakmak gerektiğini söyleyerek Ankara'yı yönlendiren ana faktörleri sıraladı.
Fuller, 'Türk imparatorluk geleneği' başlığı altında, "Yaklaşık yedi yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu, diğer herhangi bir Müslüman imparatorluğundan daha büyük bir coğrafi alana hükmetti. Türk hükümdarlarının tarihsel hafızası, geniş jeopolitik hamleler yapılmasına imkan tanıyordu. Türk hükümdarların Hindistan ve Endonezya'da bile etkisi vardı. Ancak bu tür bir Türk jeopolitik düşüncesi artık modası geçmiş durumda. Sadece modern Türk devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yönetimindeki kısa bir süre dar tanımlanmış bir modern Türk ulus devleti örneğini gördük. Bugünkü durum ise Yeni Osmanlıcılıktan daha fazlası" ifadelerini kullandı.
'Türkiye'nin çağdaş jeopolitik vizyonu'
'Türkiye'nin çağdaş jeopolitik vizyonu' başlığı altında Türkiye’nin büyük jeopolitik vizyonunun olduğunu belirten Fuller, bu vizyonu, "Türkiye'nin bir Avrupa gücü, bir Balkan gücü, bir Akdeniz gücü, bir Orta Doğu gücü, bir Kuzey Afrika ve hatta sınırlı bir Afrika gücü, bir Kafkas gücü, bir Orta Asya gücü, bir Avrasya gücü olarak kabul edilmesi gerektiği şeklinde özetlenebilir" şeklinde yorumladı.
"Ankara, Riyad’a göre daha güçlü"
'Türkiye ve İslam' başlığında ise "Bugün; Ortadoğu'daki iki büyük İslami rakip, uzmanların sahip olduğu gibi İran ve Suudi Arabistan değil, Türkiye ve Suudi Arabistan'dır. Ankara, Riyad'a ezici bir çoğunlukla güçlü bir jeopolitik rakiptir" ifadelerini kullanan Fuller, 'Müslüman dünya liderliği' notuyla bir başka başlık açıp, "Türkiye, dünyadaki Müslümanların sesi olmasa da kilit bir anahtar olarak kendisi için önemli bir rol oynamak istiyor" yorumunu yaptı.
Liderlik konusunda Suudi Arabistan’ın demokratik bir yapıya sahip olmamasını, Mısır'ın sert diktatörlük altında yoksul ve vizyonsuz olduğunu, İran'ın elinde gerekli enstrümanların olduğu ama ambargo altında bir liderlik yapamayacağını belirterek Türkiye’nin bu vizyonunun da gerçekçi olduğunu kabul etti.
"Avrupa, Türkiye'den vazgeçemez"
'Bir Avrupalı güç olarak Türkiye' başlığında Türkiye-Avrupa ilişkilerini irdeleyen Graham Fuller, "Türkiye, teknik olarak Avrupa'nın bir parçasıdır. Sonunda Avrupa, bağımsız bir Türkiye'yi dışarı atmaktansa, Türkiye'nin artan kaldıraç etkisini daha fazla kaybetmekten uzak bir noktada tutmayı tercih edecektir" ifadelerini kullandı.
"Rusya, türkiye'ye katlanıyor"
Türkiye’nin bir Avrasya gücü olduğunun da altını çizen Fuller, Türkiye-Rusya ilişkilerini ise şu şekilde değerlendirdi:
"Rusya, Orta Asya'daki Türk bağlarından ve çıkarlarından hala rahatsız. Ancak dünyadaki büyük bir orta güç olarak Türkiye, Rusya'nın görmezden gelemeyeceği kadar önemli. Nitekim Moskova, gerilimlere rağmen Türkiye ile iyi bağları sürdürmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bu, Avrupa’nın Türkiye’ye bakışını andırıyor. Türkiye, bağlantıları koparmak için çok önemli bir güç, dolayısıyla Moskova gönülsüzce buna katlanıyor. Ayrıca Moskova, Türkiye’nin Avrupa'yı rahatsız eden bir diken olmasından memnun."
"Çin'in Türkiye'ye ihtiyacı var"
Yazısında son olarak Türkiye Çin ilişkilerine değinen Fuller, "Türkiye, Tek Kuşak Tek Yol projesinin bir parçası olmak istiyor ve Pekin de aynı fikirde. Türkiye'nin Çin ile ilişkilerinde zaman zaman gerginlikler ve bir miktar rekabet olacak ancak her ülkenin diğerine verdiği önem nedeniyle uzun vadede kalıcı olacaktır. Yeni İpek Yolu projesi ilerledikçe Rusya'da olduğu gibi Çin ve Türkiye'nin de birbirine ihtiyacı var" yorumunu yaptı.
"ABD’nin stratejisini değiştirmesi gerek"
Son olarak ABD’nin yeni Türkiye stratejisi ile ilgili bir öneride bulanan Fuller, yazısını şu sözlerle tamamladı:
"Tüm bu hırslarla Türkiye, özellikle ekonomisi geriledikçe, gerçekten başa çıkabileceğinden daha fazla meseleye el atıyor olabilir. Ama Batı için Türkiye'nin 'sadık bir Batı müttefiki' olduğu eski güzel günler sonsuza dek geride kaldı. Bu Türk hırslarının temelini ve genişliğini anlamak, önümüzdeki yıllarda onunla ilişkileri yönetmek için vazgeçilmezdir; çünkü ABD, uluslararası siyasette giderek hakim rolünü kaybetmeye devam ediyor ve yeni bölgesel güçleri kabul etmek zorunda kalıyor."