CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği siyasi cinayetler tartışmasını irdeleyen Yılmaz Ateş, iddiayı tüyler ürpertici buldu. İşte Ateş'in yaptığı o analiz:
"Türkiye’nin son 50 yılında korku, kaos, kargaşa, terör, cinayetler toplumsal ve demokratik hayatımız üzerinde çok olumsuz etkiler bırakmıştır. Son günlerdeki “siyasi cinayetler” tartışması, sıradanlaştırılıp geçiştirilmemelidir.
Muhalefet partileri Ak Parti’nin iktidardan gitmemek için siyasi cinayetlere başvuracağı iddiasındadırlar. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu 13 Mart 2016’da, “AK Parti, iktidardan gitmemek için siyasi cinayetler dahil, her şeyi yapabilecek pozisyonda şuanda” demişti. Kısa bir süre önce de bu iddiasını şu sözlerle sürdürdü:
“Eğer iş belli gurupların ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Siyasi cinayetler... Böyle kaygılarım var.” Kılıçdaroğlu’nun bu tüyler ürperten iddia ve kaygısına İYİ, Deva, Gelecek, HDP yetkilileri “kendilerine de duyumlar geldiğini” ifade ederek katıldılar.
12 Mart, 12 Eylül darbeleri; terör, korku ve cinayetler sonrasında geldi. Öğrenci olayları kanla buluşturuldu. Milliyetçi Cephe hükümetleri döneminde milliyetçilerin de kanı akıtıldı. Aynı silahla hem ülkücüler, hem devrimciler katledildi. Kahraman Maraş, Çorum, Sivas Madımak, Erzincan Baş Bağlar katliamları CHP-SHP iktidarlarında yaşandı. 12 Eylül askeri darbenin “Amerika’nın çocukları”, Kürt, Türk, Laz, Çerkeş, Alevi, Suni demeden insanlık dışı uygulamalarıyla vatandaşı devlete düşman ettiler.
Türkiye’nin sorunlarını çözmek üzere bir araya gelen merkez sağ ve merkez sol partileri DYP-SHP hükümeti döneminde Türkiye faili meçhul ve siyasi cinayetler cehennemine dönüştürüldü. AK Parti iktidarında yaşanan Hendek Savaş’larıyla Güney Doğu kan gölüne dönüştürüldü. Osmanlı ve Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe kalkışması yine Ak Parti iktidarı döneminde yaşandı. Ne hoş görü, ne de her istediğini alan terör örgütlerine siyasi iktidarlar yaranma olanağı bulamadı; hiçbir iktidar da bulamaz. Çünkü; terör örgütlerinin emir ve komuta merkezleri emperyalist güçlerin elindedir.
Emperyalist güçlerin Türkiye’den istedikleri ortadadır: Balkanlarda, Ege’de, Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de, Kafkasya’da ulusal çıkarlarımızdan taviz vermek, ulus devlet yapımızı çökertmek… Bilmeliyiz ki; Anayasa’nın ilk 4 maddesi, terör, korku, dehşet, siyasi cinayet tartışmaları da buradan kaynaklanmaktadır.
Cinayetlerden çok kan kaybetmiş Türkiye; bu iddialar üzerine titizlikle, ciddiyetle gidip açıklığa kavuşturursa sorumsuz siyasiler veya sorumsuz iktidarlar da teşhir edilmiş olacaktır. Bu millet, ne kan akıtanı iktidarda tutar, ne de kan akıtanı iktidara getirir. Bu gerçeği halen göremeyip millet iradesi dışında arayışa girenler emperyalizme hizmet etmekle kalır."