Cinsel içerikli mesajlar delil sayıldı!

Yargıtay, boşanma davalarında emsal oluşturabilecek bir karara daha imza attı. Süreç, kadının, kocasının cep telefonundaki başka kadınla olan cinsel içerikli yazışmalarını görmesiyle başladı.

Konya'da yaşayan bir kadın eşinin kendisini başka kadınlarla aldattığını fark ettikten sonra Türk Medeni Kanunu'nun da düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtı. Kadın mahkemeye eşinin telefonundaki sesli, görüntülü ve yazılı sohbet ve iletişim uygulaması üzerinden başka kadınlarla yapmış olduğu cinsel içerikli yazışmaların ekran görüntülerini de alarak çıktılarını sundu.

İlk derece mahkemesinin yaptığı yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda "Cinsel yönden güven sarsıcı davranışlarda" bulunan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına karar verildi. Aynı zamanda mahkeme davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata da hükmetti. Erkek kararı temyiz ederek Konya Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşıdı.

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gelen karar ise delillerin usulsüz alındığı belirtilerek bozuldu. Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, erkeğe yüklenen kusura ilişkin hukuka uygun delillerle ispatlanamadığı, davacı kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan ve erkeğe ait olduğu iddia edilen ekran görüntülerinin, erkeğin telefonundan erkeğin rızası dışında hukuka aykırı olarak elde edildiği gerekçesiyle erkeğe kusur olarak yüklenen bu unsurun gerçekleşmediği belirtildi. Aynı zamanda kusursuz olan erkeğin de Türk Medeni Kanunu'na göre tazminatla sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle erkeğin istinaf talebi kabul edilerek kadının tazminat talepleri reddedildi.

Eşine boşanma davası açan ve tazminat isteyen kadın, Bölge Adliyesinin boşanma davasındaki tazminatları iptal etmesi üzerine dosyayı Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay ise usulsüz elde edilen delille ilgili boşanma davalarında emsal gösterilebilecek bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kararından davacı kadın tarafından, eşinin telefonundaki sesli, görüntülü ve yazılı sohbet ve iletişim uygulaması üzerinden başka kadınlarla yapmış olduğu cinsel içerikli yazışmaların ekran görüntüleri alınmak suretiyle dosyaya sunulan çıktıların erkeğin haberi olmaksızın, onun bilgisi ve rızası dışında sırf delil oluşturmak maksatlı olarak hukuka aykırı bir şekilde elde edildiğinden bahsedilemeyeceğine hükmetti.

Kararda, "davacı tarafça usulüne uygun olarak elde edilen ve dosyaya sunulan bu delilin hükme esas alınmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır" denildi. Yargıtay, bu bağlamda istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, davacı kadın tarafından sunulan bu delilin de dikkate alınarak hüküm kurulmasını isteyerek kararın bozulmasına karar verdi. Türk Hukuk sisteminde temel kaide, hukuka aykırı delillerin ispat vasıtası olarak kullanılamayacağı belirtiliyor. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 189. Maddesinin 2. Fıkrasına göre "Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz" denilirken, 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 206. Maddesinin 2. Fıkrasında ise "Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolacağı" ifade ediliyor.

Aynı doğrultuda, Anayasa'nın 38. Maddesinin 6. Fıkrasında "Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez." ibaresi yer alıyor. Hukuka aykırı olarak gizlice elde edilen ses, video ve görüntü kaydı çoğu zaman suç teşkil ederken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenen normlardan birini ihlal ediyor. En çok boşanma ve ceza davalarında karşılaşılan hukuka aykırı delillerle ilgili Yargıtay'ın özellikle boşanma davalarında esneklik tanıyabileceği belirtiliyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri