Karşımda gencecik ve hayat dolu genç bir kız var. Ve o bir sanatçı. Gözleri, ünlü National Geographic Dergisi’nin kapağındaki efsane Afgan kızın gözleri gibi. O kız gibi Coğrafyası’na mahkum.
Afgan kız, ülkesinin dağlarında batılı bir gazeteci tarafından tesadüfen görüntülenmişti. National Geographic Dergisi’nin kapağını süsleyince dünya çapında ün yaptı. Kimse kim olduğunu bilmiyordu.
Taa ki, 20 yıl sonra bir başka gazeteci gidip kendisini buluncaya kadar. Sharbat Gula adında sıradan bir Afgan mülteci kızıydı. Sıradan bir Afgan kadını olmuştu.
Yoksul Afganistan’ın dağlarla dolu, zor coğrafyasında, kimi zaman çocuklara okumayı öğretti diye öğretmen öldüren Taliban rejimi altında hayatı geçiyordu. Coğrafyasının mahkumuydu.
Bizimki daha şanslı. Türkiye’de yaşıyor. Hakkari’nin ilçelerinden birinde öğretmen.
Gitmesi, gelmesi zor bir coğrafyada ama hayatından memnun.
Hem sevdiği bir işi yapıyor, öğretmenlikle köyündeki çocuklara bir şeyler öğretmeye çalışıyor.
Hem de o bir sanatçı. Parmakları ile yarattığı eserleri, övgüler alıyor.
Kendisi gibi 27 genç sanatçı arkadaşı ile İstanbul’da, İstanbul’un “Kült” mekanlarından Ritz Otel’in altındaki EKAVART Galeri’de bugünlerde eseri sergileniyor.
Bulunduğu Hakkari’nin ilçesindeki okulu, daha önce bir çok kez baskına uğramış, ünlü bir karakolun yakınında. Ama onun Afgan Kızı andıran gözlerinde, böyle bir yerde yaşamaktan kaynaklanan endişe hiç yok.
Sadece yolun uzaklığından biraz şikayetçi. İlçesine gitmesi bayağı bir zahmetli. Uçağa atlayıp Bodrum’a gitmek gibi değil yani...
Dedik ya, bizimki Afgan kıza göre daha şanslı, Türkiye’de yaşıyor ama şansın da sınırı yok ne yazık ki.
Mesela Hollanda’da yaşıyor olsa, okuluna bisikletle gider, eserleri bir kaç yüz -belki de bin- Euro’ya satılır, kendisi de güzel yaz tatili planları yapabilirdi.
Bizimkinin bırakın bisikletle gitmesini, okuluna ulaşması bir kaç gün sürüyor. Yaz tatili de hayal. İnci Aksoy gibi bir sanatseverin desteğiyle, bir kaç günlüğüne sergi için İstanbul’a gelebilirse, kendini şanslı sayıyor.
Coğrafya kader” maalesef.
Ama o yine de mutlu; öğrencileri, tabloları her şeyi unutturuyor.
Bugünlerde yolunuz düşerse, İstanbul Ritz Otel’in altındaki EKAVART Galeri’ye uğrayın, yurdun değişik bölgelerinden 27 genç sanatçının eserlerinin sergilendiği sergiyi gezin.
Hem gençlerin hayal dünyalarına dalmış olursunuz, hem de belki gazeteci Hıncal Uluç gibi siz de bir kaç tablo alırsınız. Kimbilir bu 27 genç sanatçıdan bazıları gelecekte birer Picasso olurlar.
Peki gözleri, Afgan kızın gözlerini andıran bizim Hakkarili öğretmen sanatçımız kim merak mı ettiniz.
Biraz ipucu vereyim. O şu isimlerden biri:
Büşra, Cem, Ceyhun, Çağdaş, Dilara, Dora, Doruk, Ege, Elif, Emrah, Erman, Fatma, Ferhat, Kaan, Karis, Mert, Neşe, Özge, Özge, Rana, Sefa, Sevda, Sezer, Şerife, Şevin, Tuğre, Zeynep...
Her biri Türkiye’nin farklı yerinde yaşayan, ümit veren sanatçı gençler.
EKAVART Galeri’de 5’incisi açılan “New Generation” sergisi onları buluşturdu. Ilgın Akın’ın küratörlüğünü yaptığı sergi 29 Haziran’a kadar açık.