Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında iktidarın koronavirüs tedbirlerini eleştirerek, "Bu söylediklerim işin sadece bir boyutu. Asıl bomba önümüzdeki yaz aylarında kafileler gelmeye başladıktan, hatta dönmeye başladıktan birkaç hafta sonra patlayacak" dedi.
Çölaşan, yazısında şunları kaydetti:
Sevgili okurlarım, bütün insanlık alemi olarak neredeyse aynı potaya girdik. Vakalar ve ne yazık ki ölümler birbirini kovalıyor.
Dünyada ölümlerin sayısı 3 milyonu geçti.
Biz her gün 300'den fazla insanımızı yitiriyoruz.
Üstelik açıklanan resmi rakamlar doğru değil.
Gerçekler halktan gizleniyor.
Türkiye'yi yönetenler ise gereken önlemleri bir türlü alamıyor.
Bunun tek nedeninin oy kaygısı olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
Oylarınızın çoğu zaten gitti kardeşim!
Bu saatten sonra gökten ilahlar inse sizi kurtaramaz.
O eski günler, masalsı yıllar ve palavralar artık geride kaldı.
Atılan palavralarla milletimiz 19 yıl boyunca ninniler söyleyerek uyutuldu ama artık uyandık!
O tatlı rüyalar çoktan bitti.
★★★
Öyle durumlar vardır ki, ne kadar karşı olursanız olun, memleketi yönetmekte olan iktidarın başarılı olmasını istersiniz.
Bizler şimdi bu durumdayız.
Bu inanılmaz salgın konusunda başarılı olmalarını içtenlikle diliyoruz.
Aklın yolu birdir…
Yüzlerce hekim gibi biz de iktidara tam kapanma öneriyoruz.
★★★
Şimdi akıllarına cingözce bir çare geldi:
23 Nisan ulusal bayramında da bir günlük kapanma!
Böylece istedikleri oldu, bayram törenleri bu vesile ile iptal edildi.
Bazı göstermelik törenler yapılacak ve bayram kutlamaları konusu gündemden böyle düşürülmüş olacak.
Salgın, iktidar için iyi bir mazeret oluşturdu!..
★★★
Böyle yarım yamalak, göstermelik önlemlerle hiçbir yere varamayacağımız artık kesinleşti.
Aslında kendi kendimizi aldatmaya kalkışıyoruz.
Turizmde umutlar hâlâ Rus ve Ukraynalı turistlerin yaz aylarında akın akın gelmesine bağlı!..
Eğer geçekleşirse Rus ve Ukrayna ‘silahsız kuvvetleri' en az bir milyon kişi olarak gelecek.
Virüsü kendi ülkelerinden bize taşıyacaklar…
Çünkü virüs bu iki ülkede de son derece yaygın…
Ve dönüşte Türkiye'den kendi ülkelerine götürecekler.
★★★
Peki ama bu durumda ne yapmalı?
Bu sorunun yanıtını bizler veremeyiz. Devlet bunun için var.
Bir yanda geçen yıldan bu yana batık durumda olan turizm sektörünün kurtarılması, öbür yanda ise beklenen can kayıpları…
Sektörde işsiz kalacak on binlerce kişi ise işin cabası.
Kapıları açalım mı?
Gelsinler mi gelmesinler mi?
Döviz kazancı uğruna insanlarımızın canını riske sokalım mı?
★★★
Bu söylediklerim işin sadece bir boyutu. Asıl bomba önümüzdeki yaz aylarında kafileler gelmeye başladıktan, hatta dönmeye başladıktan birkaç hafta sonra patlayacak.
Biliyorsunuz, biz yumurta kapıya dayanmadan önlem almayız!
İşin içinde Rusya var…
Önlemini şimdiden aldı, Türkiye'ye yapılan uçuşları durdurdu bile…
Biz ne yapacağız?
★★★
Ramazan sonu giderek yaklaşıyor ve şeker bayramına yaklaşık üç hafta kaldı.
Bizimkiler ramazan başında açıklamıştı:
“Alınan önlemlerin ve kısıtlamaların ilk iki haftada yeterli olmadığı ortaya çıktığı takdirde daha sert yasaklamalar gelir.”
Yeterli olmamanın anlamı, salgının bulaşma hızı, vaka sayısı ve özellikle de ölümler…
Şu anda yeterli mi?
Olmadığı belli de bir hafta daha bekleyelim bakalım.
★★★
Esas yoğun trafik 13 Mayıs Perşembe günü, bayramla birlikte başlayacak.
Bayram günleri boyunca ziyaretler artacak.
İnsanlar sokağa dökülecek, alışveriş furyası hızlanacak.
Burada bir kez daha uyarmayı görev biliyorum, tehlike çanları kapımızı bir kez daha ve iyice çalacak.
★★★
Bu işin uzmanı olan hekimler bayram sonrasına kadar tam kapanma istiyor ve bunu açıkça söylüyor.
Ama öbür tarafta iktidarın oy kaygıları var.
Tam kapanma ister istemez iktidardan oy götürecek.
Bu ince hesaplar nasıl yapılacak, hangi kararlar alınacak, bilinmiyor.
“Bekleyelim görelim” politikası uygulanıyor.
İnsanların canı bile bunların oy hesaplarına alet ediliyor.
★★★
Bir sürü sektör ve milyonlarca insanımız zaten çökmüş durumda…
Şöyle yaparsak kaç oy gelir, böyle yaparsak kaç oy gider!
AKP iktidarı 19 yıldan bu yana en büyük açmazın tam da göbeğinde bulunuyor.
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
Onların alacağı ya da yitireceği oylar beni şahsen hiç mi hiç ırgalamıyor.
Binlerce kişiyi bir araya getirip parti kongrelerini yaptılar, virüsü millete daha beter bulaştırdılar.
Şimdi çare arıyorlar!
Ne halleri varsa görsünler, yeter ki 83 milyon insanımızın sağlığı ve canı üzerinden daha fazla kumar oynamasınlar.