Akdeniz Üniversitesi Hastanesi laboratuvar çalışanları, Covid-19 teşhisini sağlayan PCR testlerini sonuçlandırabilmek için yoğun bir mesaiyle çalışıyor. 2020 Mart ayından beri Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış bir laboratuvarda deneyimli bir ekip ile çalıştıklarını belirten Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Covid-19 Laboratuvar Sorumlusu Prof. Dr. Derya Mutlu, günlük bin test kapasiteleri olduğunu ve cihazın dolum oranına göre 1 saate kadar sonuçları alabildiklerini söyledi. Ayrıca Dr. Mutlu, son 2 haftadır vaka sayılarında ılımlı bir düşüsün olduğuna dikkat çekerek, "Turizm sezonunu yavaşlaması, temasın azalması sebebiyle şuan sevindirici bir haber olarak iki haftadır ılımlı bir düşüş var" dedi.
"DENEYİMLİ BİR EKİBİZ"
Sağlam bir altyapıya ve deneyimli bir ekibe sahip olduklarını söyleyen Covid-19 Laboratuvar Sorumlusu Prof. Dr. Derya Mutlu, uzun süredir başarılı bir şekilde organ nakli hastalarına hizmet vermelerinin bu alandaki çalışmalarında da etkili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Mutlu, "Organ nakli hastalarına çalıştığımız testler ile temelde prensipleri aynı. Cihazları kullanmada sonuçları değerlendirmede aynı yaklaşımlar kullanılıyor. Bu konuda oldukça tecrübeli bir ekibiz. Bunun yanında bize 2 haftada ya da ayda bir dış kalite kontrol örnekleri gelir. Bu örnekleri biz çalışır sisteme yükleriz. Bu bakımdan da ulusal anlamda sürekli kontrol altındayız" diye konuştu.
"YENİ BİR CİHAZ DAHA ALINDI"
Çalışma kapasitelerini sürekli olarak geliştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Derya Mutlu, "Aralık ayında yeni bir cihaz daha satın aldık, Isısal Döngü Cihazı. Bu cihaz Sars Covid'in genomunun küçük bir parçasını defalarca kez çoğaltıyor ve miktarı konusunda tahmin yürütmemizi sağlıyor. Bu cihaz ile beraber kapasitemiz daha da arttı. Yine çalışan personel sayımızı artırdık. Laboratuvarlarımızın çeşitli yerlerinde deneyim edinmiş ve kısa eğitimlerle özel oluşturulan bir ekip ile çalışma yapıyoruz. Burada çalışmak biraz özel bir durum çünkü virüsün en yoğun bulunduğu burnun ve ağzın arka kısmından aldığınız materyal oldukça bulaştırıcı. Bu yüzden biyogüvenlik açısından çok özenli davranmak gerekiyor. Ayrıca sonuçlar sadece hastanemizdeki hekimlere değil, İl Sağlık Müdürlüğüne de bildiriliyor ve ulusal verilere yansıyor. Enfekte kişilerin karantina süreçleri, enfekte bireylerin temas kurduğu durumlar bu veriler üzerinden belirleniyor. Bu bakımdan özel dikkatli ve titiz bir çalışma gerektiriyor" şeklinde konuştu.
"KİTLER SÜREKLİ GÜNCELLENİYOR"
Yeni çıkan mutasyonlara yönelik kitlerin de sürekli güncellendiğini belirten Prof. Dr. Mutlu, "Hem örnekleri topladığımız hem de çalışmaları yaptığımız kitlerimiz, malzemelerimiz Sağlık Bakanlığı tarafından bizlere temin ediliyor. Sağlık Bakanlığı bu konuda titiz çalışıyor. Saptama için kullandığımız kitler sürekli olarak güncelleniyor. Ayda, iki ayda bir kullandığımız kitler geliştiriliyor. Çünkü virüsler evrimleşme süreci en hızlı olan yaşayan organizmalar. Bunu SARS-CoV-2 defalarca kanıtladı. Şuan insanları enfekte eden virüsün ilk izole edilen Wuhan suşundan çok farklı. Bir virüs, bir organizma ne kadar çoğalma fırsatı bulursa yani ne kadar çok insanı enfekte ederse o kadar çok farklılaşabilir. Şuan İngiltere, Güney Afrika, Brezilya ve Delta varyantını tespit eden kitlerimiz var. Acil, klinik ve polikliniklerden gelen örnekler gece 12.00'ye kadar çalışılıyor" dedi.
"UZUN SÜREN POZİTİFLİK DURUMU"
Prof. Dr. Mutlu, test sonuçlarında uzun süre çıkan pozitiflik durumlarıyla ilgili de konuştu. Prof. Dr. Mutlu, "Uzun süren pozitifliklerde virüsün genetik materyalini tespit ediyorsunuz ama bu canlı virüs değil. Canlı virüs olmadığını ve bulaştırmadığını düşünüyoruz. Ancak tabii ki bundan emin olamayız. İmmün sistemini baskı altında tutan bir ilaç kullanılıyorsa ya da immün sistemi doğal olarak iyi çalışmıyorsa, baskı altındaysa da pozitifliklerin uzun süre devam edebildiğini biliyoruz. Virüs düzeyi düşükse, iyileşme sürecinin içerisinde ise kişi ve semptom kalmamış ise bir negatif bir pozitif saptama durumu var. Yahut alınan sürüntü örneğinde bir tanesinde rast gelebilir bir tanesinde saptanmayabilir" dedi.
"SON HAFTALARDA DÜŞÜŞ VAR"
Vakaların yaz sezonu çok artığını, bu dönemde günlük 800-bin teste kadar çıktıklarını belirten Prof. Dr. Mutlu, "Turizm sezonunu yavaşlaması, temasın azalması sebebiyle şuan sevindirici bir haber olarak iki haftadır ılımlı bir düşüş var. Örneğin 6 Ağustos Pazartesi günü 469 örnek çalışıldı. Ancak şimdi de okulların açılması sebebiyle tekrar artma riski var. Bu sebeple aşılanma, sosyal mesafe, hijyen kuralları, maske kullanımı gibi bulaşı engelleyecek önlemler çok önemli. Çünkü sadece aşılanmanın da bulaşıcılığı engellemediğini biliyoruz artık. Hepsinin birlikte olması şart. Salgının sonunu getirebilecek ya da salgının hızını yavaşlatabilecek tek faktör bu gibi görünüyor" şeklinde konuştu.
"AŞISIZLIK TÜM TOPLUMU ETKİLİYOR"
Son olarak aşı çağrısında bulunan Prof. Dr. Derya Mutlu, "Aşılanmayı istemeyen kişilerin bilimsel bir gerekçeleri yok, kişisel tercihlerini kullanıyorlar ama buna kişisel tercih demek biraz zor çünkü aşı sadece bireyi değil yaşadığı toplumu ve tüm dünyayı ilgilendiriyor. Aşımı olmak istemiyorum demek topluma karşı sorumluluğunuzu yerine getirmemektir. Çünkü aşısız bireyler yeni mutasyonların ortaya çıkma oranını arttırıyor. Aşılanma yüksek oranda tamamlanmadığı sürece o toplumda yeni varyantların çıkması ve dünyaya yayılması en büyük tehlike. Bu sebeple Dünya Sağlık Örgütü çok yakından takip ediyor. Biz de Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen kitlerle bu varyantları tespit etmek adın elimizden geleni yapıyoruz. Sosyal mesafe, maske, kişisel hijyen yanında mutlaka aşılanma yüzdelerimizi yukarılara çekmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.