Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47'nci yıl dönümü dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nde basın toplantısı düzenledi.
Yarın idrak edilecek Kurban Bayramı'nın ülke, millet ve İslam alemi için hayırlı olmasını niyaz ederek konuşmasına başlayan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenecek 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak üzere az sonra Lefkoşe'ye hareket edeceklerini hatırlattı.
"Adadaki kardeşlerimizle birlikte çifte bayram yaşayacağız." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Garantörlük statüsünün doğan hak ve yükümlülüklerimiz temelinde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, Rumlar tarafından Kıbrıs Türkleri'ne 1963 yılından itibaren yoğunlaşan mezalimi sona erdirmiştir. Ziyaretimiz sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelecek, milli davamıza ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelere dair durum değerlendirmesini yapacağız. Türkiye ve KKTC arasındaki yakın iş birliğinin daha da ileriye taşınmasına yönelik görüş alış verişinde bulunacağız. Lefkoşe’de bugün ayrıca Cumhuriyet Meclisi’nde tertiplenecek özel oturuma katılarak bir hitap gerçekleştireceğim. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile KKTC ile birlikte yürüttüğümüz farklı alanlardaki projelerin açılışlarını gerçekleştirecek, yeni projelerin ilk adımlarını birlikte atacağız."
Kıbrıs Türk’ünün adada yarım asırdan fazla bir süredir eşitlik ve adalet mücadelesi verdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu uğurda birlikte bedeller ödedik, nice badireleri birlikte atlattık. Kıbrıs Türk halkı, eşit ortağı olduğu adada egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye sahiptir. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar tarafından bu doğrultuda Cenevre’de sunulan öneri, bugüne kadar sonuç vermeyen çözüm çabalarını gerçekçi bir zemine oturtan, çözümün önünü açan tarihi bir fırsattır. Bu şekilde Kıbrıs Türk tarafı dünyaya kimin çökümden yana olduğunu, kimin de çözümsüzlükten nemalandığını bir kez daha göstermiştir.
Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir gelecek arzu eden tüm taraflara bu tarihi fırsatı değerlendirmeleri yönündeki çağrımı tekrarlıyorum. Kıbrıs’ta çözüme ancak adadaki gerçekler temelinde ulaşılabilir. Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir. Unutulmasın ki KKTC, her türlü zorluğa rağmen kendi ayakları üzeninde duran bir devlettir. Demokrasi geleneği, gelişmekte olan ekonomisiyle müreffeh bir geleceğe emin adımlarla yol almaktadır. Türkiye ve Türk halkının her bir ferdi de dün olduğu gibi bugün de yarın da Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm halkın Kurban Bayramı’nı tebrik ettikten sonra, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Müjdeyi Kuzey Kıbrıs Parlamentosu'nda yapacağım konuşmada açıklayacağım"
KKTC'de vereceği müjdeyle ilgili soruya Erdoğan, "Biraz sonra Kuzey Kıbrıs Parlamentosu'nda yapacağım konuşmada inşallah orada açıklayacağım. Şimdi burada bunu açıklarsam o zaman Kıbrıs Parlamentosu'ndaki konuşmam boşa geçer." karşılığını verdi.
Azerbaycan ve KKTC arasında parlamentolar arası çalışma kararı alındığı hatırlatılarak, başka ülkelerden üst düzey temas olmasını bekleyip beklemediğine yönelik soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle başta Azerbaycan olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinden burayla bu tür temasların üst düzeyde kurulması, geliştirilmesi bu bizim gayretlerimiz, çalışmamızdır. Bunları devam ettireceğiz. Benzer bu noktadaki çalışmaları, nerede mağdur, mazlum ülkeler varsa hepsi için yapıyoruz. Örneğin bunlardan bir tanesi de Kosova'dır. Kosova için de dünyada Kosova'yı tanıyan ülkelerin sayısını artırmak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Şu anda 114 olan sayıyı daha da artıralım istiyoruz. Bu noktada bu yıl BM Genel Kurulu'nda Biden ile orada yapacağımız görüşmelerde bu konuları tekrar ele alacağız. 'Kosova'nın tanınması konusunda müşterek bir çalışmayı yürütelim.' bunu kendisine teklif edeceğiz."
"Biz eşit, egemen iki devletli çözümden bahsediyoruz"
Yunanistan'dan adada çözüm önleyici açıklamaların yapıldığı ve Güney Kıbrıs basınında bazı haberlerin yer aldığı iddiasıyla ilgili sorulan soruyu yanıtlayan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın öyle bir haber çıktığını ancak gerçekle alakası olmadığını ilettiğini söyledi.
Erdoğan, "Bir yanlışın içine girmeleri onları çok çok zora sokar. Bunlara bizim asla tahammülümüz olmaz, gereği neyse anında gereğini de yaparız. Şu anda Cenevre'deki toplantılarda zaten Ersin Bey'in de orada çok açık söylediği gibi, bizim Dışişleri Bakanımızın da söylediği gibi biz eşit, egemen iki devletli çözümden bahsediyoruz, bundan yanayız. Çünkü biz 40-50 senemizi onların söyledikleriyle geçirdik ve netice alamadık. O devir kapandı artık. Bundan sonra eşit, egemen, iki devletli çözüm. Bir diğeri de tabii azınlık felsefesini de kabul etmiyoruz, böyle bir şey de yok." diye konuştu.
AB Adalet Divanı'nın başörtüsü kararı
AB Adalet Divanı'nın başörtüsü kararına ilişkin soru üzerine, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açık ve net bir açıklama yaptığını hatırlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Adalet Divanı'nın ismini değiştirmesi lazım. Bunun Adalet Divanı'yla yakından uzaktan alakası yok. Bunların Adalet Divanı olduklarını ispat edebilmeleri için önce inanç özgürlüğü nedir bunu öğrenmeleri lazım. İnanç özgürlüğünden anlamayan bir Adalet Divanı olamaz. Bunların bir defa bunu öğrenmeleri lazım. Bunları anlamaları lazım. Bu lafı gitsinler aynen kipa takanlar için de söylesinler. Acaba kipayı takanlar için bu tür bir şey söyleyebilirler mi? İnancının gereği neyse inancının gereğini yerine getiren Müslümanlara böyle bir yakıştırmayı yapmak ne Adalet Divanı'nın veyahut da ne başka tür divanların hakkı da değildir, yetkisinde de değildir.
"Bir an önce Afganistan'ın genelinde barışın egemen olduğunu dünyaya göstermek lazım"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliğini sağlaması söz konusu. ABD ile yapılan görüşmeler var. Taliban'dan 'Türkiye'yi istemiyoruz.' şeklinde bir açıklama geldi. Bu konudaki görüşmeler hangi aşamada?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Taliban'ın yapmış olduğu açıklamalarda 'Türkiye'yi istemiyoruz.' gibi ifadeler yok. Onlar kendilerine göre bazı açıklamaları yapmış durumdalar. Bu açıklamalarıyla da güya bize yönelik bazı yaklaşım türleri var. Bu konuda Türkiye'deki yönetimin ne konumda olduğunu Taliban gayet iyi biliyor. Bu adımları atarken bizim Türkiye yönetimi olarak bazı planlarımız var ve bu planlarımızın da gereğini yerine getiriyoruz. Şu an itibarıyla gerek Dışişleri nezdinde gerekse şahsım olarak bu adımları atıp inşallah Taliban'la da ne gibi görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle de nereye ulaşacağız bunun gayreti içindeyiz. Tabii Taliban'ın şu anda Afganistan'daki bizce yaklaşımı bir Müslümanın bir başka Müslüman'a yaklaşımı değildir. Zira Afganistan halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülke. Burada Taliban'ın adeta bir işgal hareketini devam ettirmesi doğru bir yaklaşım değildir. Biz de Türkiye'den Taliban'a sesleniyoruz; Bu işgal hareketini, kardeşlerinin topraklarını işgal etmeyi bırakması lazım ve bir an önce Afganistan'ın genelinde barışın egemen olduğunu dünyaya göstermek lazım."
"Toplu bulunduğumuz mekanlarda kesinlikle mesafeye ve maske kuralına çok çok dikkat etmemiz gerekiyor"
Bir soru üzerine maske ve mesafe kuralının devam etmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şu çağrıyı yaptı:
"Bundan taviz verilmesi doğru değil. 'Dükkanlar, açılsın lokantalar açılsın. Buralarda artık çalışmalar başlasın.' denildi. Biz de bunları kaale aldık ve açılması noktasında bu adımı attık. Attık da ne oldu? Hemen rakamlar, oranlar yükselmeye başladı. Vefat sayılarında bir düşüş oldu ama dün itibarıyla tekrar vefat sayıları da ciddi manada arttı, yanılmıyorsam 77'ye falan çıktı. Öbür tarafta tabii çok daha önemlisi rakam 7 binleri tekrar yakaladı. Bu, bizim için bir tehdittir. Bu tehdide fırsat vermemek gerekiyor. Öyleyse yapmamız gereken nedir? Toplu bulunduğumuz mekanlarda kesinlikle mesafeye ve maske kuralına çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Aşı konusunda ise aşının önünü zaten şu anda açmış bulunuyoruz. Aşı olmayanlar aşısını muhakkak yaptırmalı. Kendi aşımızı da inşallah yıl sonuna kadar üretmek suretiyle aşıda ihtiyaç veya 'Dışarıdan gelir mi gelmez mi?' böyle bir sıkıntıya girmeden çözmüş olacağız. Sağdan soldan yapılan olumsuz propagandalara kanmadan aşılarımızı da yaptırmalıyız. O bizim için önemli bir teminattır, garantidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını Kurban Bayramı'nı tebrik ederek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC'ye gitti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamaların ardından "TC TUR" uçağıyla saat 14.10'da KKTC hareket etti.
Erdoğan'ı, Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nden, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile diğer ilgililer uğurladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Kıbrıs'a gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın davetine icabetle bugün ve yarın KKTC'ye resmi ziyaret gerçekleştirecek.
Ziyaret kapsamında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Özel Oturumu'nda hitap edecek, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla gerçekleştirilecek törene katılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın görüşmesinde Doğu Akdeniz'deki son gelişmelerin yanı sıra Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiler tüm yönleriyle ele alınacak, "Kıbrıs davası" hakkında fikir teatisinde bulunulacak.
Erdoğan, ziyaret sırasında ayrıca KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile KKTC'de yapımı tamamlanan çeşitli projelerin açılışları ile temel atma etkinlikleri için düzenlenecek toplu törene iştirak edecek.